Dünya Şampiyonası'na kazanarak devam ediyoruz. Hem de resmi maçlarda sadece bir kere yenebildiğimiz Rusya'yı devirerek. Bu elbette önemli. Ancak sahaya yansıyan oyun, rakibin felsefesiyle birlikte göz önüne alınca düşündürücü. Bu maçın sert savunmayla geçeceği çok önceden belli olduğu halde bireysel çabaların haricinde takım hücumunu bir türlü organize edemedik. İkinci periyot, maçın kırılma bölümüydü. Rusya 18 hücumdan 7 sayı üretirken biz 17 hücumdan 17 sayı ürettik. Burada da alan savunmasına geçmemiz ve bunu başarıyla uygulamamız, özellikle Oğuz-Semih- Kerem Gönlüm üçlüsünün fiziğinden faydalanmamız en kritik karardı.
Maç sonrasında basketbolcularımızın da oynadıkları oyundan ve hücum organizasyonundan memnun kalmamaları, takımın turnuvaya motivasyonunu gösteriyor. Kerem Tunçeri'nin bu tip sıkışılan maçlarda deneyimiyle ön plana çıkması ciddi bir ihtiyaç. Bu maçta Hidayet'in (7'de sıfırla başladı) maç ortalamasını genel averajına getirmesi için bir fırsat vardı. Ancak önümüzdeki maçlarda bu fırsat gelmeyebilir.
YUNANİSTAN'A KARŞI İŞİMİZ ZOR
Dünün en önemli artısı takım halinde savunma motivasyonunun çok üst seviyede olmasıydı. Ersan'ın hücumda daha fazla kullanılması, topla buluşturulması gerekiyor. Ömer Aşık dün yine takımdaki en istikrarlı oyuncuydu. 10 sayı, 7 ribaundla oynadı.
Hücum organizasyonu haricinde takım doğru yolda ilerliyor. İkinci periyot haricinde, toplam sayıda Rusya'nın gerisindeyiz. Bu da Rus takımının oyuna dikte etmesi ve maçın onların felsefesiyle oynandığını gösteriyor. Bundan sonraki maçlarımızda aynı şansı yaratmakta zorlanabiliriz.
Yunanistan maçı bu turnuvanın en kritik sınavı. Dünkü hücum organizasyonsuzluğuyla cezaları biten iki yıldızın geri kazanacak Yunanistan karşısında işimiz kolay görünmüyor. Bir tek savunmayla kazanamayız. Yunanistan'a karşı dünkü gibi bir periyot değil, 40 dakika iyi hücum etmeliyiz.