Hikaye Giresun’dan Avrupa’ya fındık ihracatı yapan iş insanı Ahmet Safa Demirtaş’ın Yunanistan’da 2024 yılının Şubat ayında düzenlenen uluslararası bir gıda fuarında Atina’da müşterisi olan Dimitri Arapoğlu ile görüşmesi ve fabrikasına davet edilmesi ile başlıyor.Safa Bey, Dimitri Arapoğlu ile ilk olarak Türkiye’deki müşterilerinden birinin vasıtasıyla tanışıyor. İlk telefon görüşmesinde ismi “Dimitri” olan biriyle İngilizce konuşmayı düşünürken telefonun diğer ucunda “Safacığım merhaba nasılsın?” diye konuşan birisi çıkınca büyük bir şaşkınlık yaşıyor. Telefonda yaşanan tesadüf ile başlayan bu sohbet ticaret, gündelik konular ve anılarla dolu dolu geçiyor.Sonraki görüşmelerde Dimitri Bey’in geçmişte kendisi ve ailesinin Türkiye’den Yunanistan’a uzanan hikayesinde yaşananlar, Safa Bey için hüzünlü bir tarihi sürecin sinema perdesinde izlenmesi gibi gözünün önünden geçiyor. Türkiye’de başlayan hikaye ve sonrasında Deniz Harp Okulu basketbol takımına uzanan ortak noktalar Dimitri Bey’i bizden biri olarak hissettirmeye başlıyor.Safa Bey Yunanistan’a gittiğinde Dimitri Bey’in fabrikasındaki ofisine davet ediliyor. Ziyareti sırasında Dimitri Bey’in çalışma ofisinin duvarlarının tamamen gençliğinde İstanbul’daki yaşamına ait objeler ve fotoğraflarla dolu olduğunu fark ediyor. Safa Bey bu fotoğrafları yakından incelediğinde, Dimitri Bey’in memleket hasretiyle yanıp tutuşan bir insan olduğunu anlaması uzun sürmüyor. Sohbet sırasında zamanında Türkiye’de profesyonel basketbol oynadığını, askerlik görevini Heybeliada da Deniz Harp Okulu’nda yerine getirdiğini ve bu süre de Deniz Harp Okulu basketbol takımında iki yıl basketbol oynadığını öğreniyor.
Safa Bey Türkiye’ye döndükten sonra Dimitri Bey’in hayat hikayesinden dinlediği ve fotoğraflarından gördüğü anılardaki yap boz parçalarını yerine koymaya, bağlantılarını bulmaya çalışıyor. Bu arayış çok da uzun sürmüyor, anılardaki ortak noktalara ulaşmak için gösterilen gayret sonuç veriyor. Safa Bey’in yakından tanıdığı, 2005 yılında Deniz Kuvvetleri Komutanlığından Yarbay rütbesinde emekli olan Köksal Mahanoğlu’nun Deniz Harp Okulunda basketbol oynadığını bildiğinden ilk olarak onunla temasa geçiyor. Kendisine Dimitri Bey ile tanışma süreci anlatılarak Emekli Yarbay Mahanoğlu sayesinde Dimitri Bey’in 1960’lı yıllardaki Deniz Harp Okulu’nda oynadığı basketbol takımı arkadaşlarına ulaşılmak üzere harekete geçiliyor. Sonuçta aşağıda keyifle okuyacağınızı düşündüğümüz, Denizgücü basketbol takımında yer almış, Deniz Kuvvetlerinden emekli olmuş ve askerlik görevini yerine getirmiş, hala görüşmekte olan ve zaman zaman toplanarak eski günleri yad eden grup ile birlikte Dimitri Bey’in yaklaşık 60 yıl sonra, 1 Haziran 2024’de Heybeliada’da gerçekleşen tarihi buluşma hikayesi yaşanıyor.
Şimdi, Deniz Harp Okulu forması ile 60 yıl sonra gerçekleşen bu tarihi buluşmanın hikayesini emeği geçenlerin dilinden anlatıyoruz.
Emekli Deniz Yarbay Köksal MAHANOĞLU:
“Yunanistan’da yaşadığı tesadüfi tanışmayı anlatmak üzere dostum Safa beni aradığında telefonda dinlediğim Dimitri Bey’in hikayesi karşısında çok heyecanlandım. Safa bana sohbetleri sırasında Dimitri Bey’in Deniz Harp Okulu takımında 2 yıl boyunca forma giydiğini öğrendiğini ve o yıllarından gururla bahsettiğini anlattı. Ben de bu hikayeyi paylaşmak üzere hemen sınıf arkadaşım Emekli Tuğamiral Ali Çekiç’i aradım. Kısa bir istişareden sonra Dimitri Bey’le Deniz Harp Okulu’nda birlikte basketbol oynamış olabileceğini düşündüğümüz büyüklerimizden Emekli Koramiral Ekmel Totrakan ile görüşmenin iyi olabileceği kanaatine vardık. Ekmel Amiralimiz Deniz Harp Okulu öğrenciliği döneminden itibaren Albay rütbesine kadar 20 yılı aşkın sürede Deniz Harp Okulu ve Denizgücü takımında basketbol oynamış, 69 kez milli formayı giymiş, Deniz Kuvvetlerindeki görevleri ile birlikte spor yaşamını başarılı bir şekilde devam ettirebilmiş bir komutanımızdı. Ali Amiralim ile hemen Ekmel Amiralimize ulaştık ve bir görüşme ayarlayarak kendisine Dimitri Bey’in hikayesini anlattık.
Ekmel Amiralim, “Köksalcığım spor yaşamım boyunca o kadar çok oyuncu ile oynadım ki hatırlayabilir miyim bilemiyorum ama bizim takımda o yıllarda bir asker vardı, ama biz ona “Arap” diyorduk” dedi. Sonradan öğrendik ki, Dimitri Bey’in soyadından ötürü lakabı “Arap” olarak konulmuş. Bilahare Dimitri Bey’in telefonunu Ekmel Amiralimize vererek birbirleriyle görüşmelerine imkan sağladık.”
Emekli Koramiral Ekmel TOTRAKAN:
“Deniz Lisesi sınavlarını kazanmamla birlikte, okulumuzun o zamanki dengi okullarla olanakları kıyaslandığında, gerek eğitim öğretim kadrosunun gerekse tesislerinin sağladığı imkanlarla, birden bire kendimi sporun içinde buldum. Bu, bence diğer öğrenciler için de geçerli olmuştur. Bir çok spor dalı ile ilgilenmeme rağmen, sonuç olarak bu olanaklar beni basketbolcu yaptı. Deniz Lisesi ve Harp Okulu, Ordu Milli, Üniversite ve Milli Takım kadroları birbirini takip etti.
Deniz Harp Okulu basketbol takımımız İstanbul 4’üncü Mahalli Basketbol Ligi’nden başlayıp çok kısa bir zamanda hepsini aşarak 1’inci Basketbol Ligi’ne terfi etmiş ve o sene şampiyon olmuştu. 1961-1962 sezonunda ise takımımıza o zamanların çok değerli oyuncularından 17 sene milli takımda oynamış, kaptanlık yapmış, top sürüşü, şut yüzdesi ve attığı sayılarla göz doldurmuş olan Galatasaray takımı oyuncusu Şengün Kaplanoğlu
Deniz Eri olarak, 2 metrenin üstündeki boyuyla çok değerli, her maçta hemen hemen en çok sayı üreten, savunması ve ribaunt özelliği ile bilinen Fenerbahçe takımı oyuncusu Tuncer Kobaner de, İstanbul’da liglerde oynayan Kara Kuvvetleri Komutanlığı basketbol takımı olmadığı için, karacı yedek subay olarak Deniz Harp Okulu basketbol takımında oynamışlardı.
O zamanlar bizim takım “Rüya Takım ” olarak da adlandırılmıştı. O takımdan çok kişiyi kaybettik. Şu anda hayatta ne yazık ki yukarıda belirttiğim Şengün, Tuncer ile birlikte ben kaldık galiba. Hakka yürüyen koçlarımıza, takım arkadaşlarımıza rahmet diliyor, onları saygı ile anıyorum.
Bu seneki buluşma öncesi, ilk olarak Ankara’dan Emekli Koramiral Aydın Şirin, müteakiben Emekli Tuğamiral Ali Çekiç ve en son olarak da Emekli Yarbay Köksal Mahanoğlu beni arayarak, beni ve yukarıda bahsettiğim arkadaşlarımı da yapacakları toplantıda aralarında görmek, geçmişteki maçlar ve takım ile ilgili hatıra ve bilgileri de almak istediklerini belirtiler. Buna ek olarak Köksal Yarbayım 1959-1962 yılları arasında askerliğini Deniz Harp Okulunda yaparken aynı zamanda basketbol takımımızda oynamış, Adalı Dimitri Arapoğlu’nu da bu toplantıya davet etmemi benden istedi. Ben de hemen Dimitri’yi aradım. Kulaklarına inanamadı; sevinçten nutku tutuldu. 60 sene sonra böyle bir anı günü için hatırlanmış olması ve davet edilmesi inanıyorum ki gözlerini yaşartmıştır. “Ne demek gelir misin,beni düşünmeniz bile benim için mükafattır, elbette geleceğim” dedi ve geldi de.
Şengün ve Tuncer de davetim üzerine, hem de birbirlerinden habersiz olarak, hemen hemen aynı hislerle “Deniz Harp Okulu basketbol takımında oynarken gördüğümüz sevgi, saygı, destek ve en önemlisi bizi sanki senelerce birlikte oynamışçasına, sadece takım içinde değil, Deniz Kuvvetlerinin tüm teşkilatı içinde kabullenmiş ve hatırlamış olmanız, bizleri olası kendi kulüplerimizin davetinden çok daha mutlu ve memnun etti” dediler ve geldiler de.
Bu, seneler öncesinden başlayan kısa süreli birlikteliğin, 60 senedir devam etmesi ve böyle güzel “vefa” buluşmalarına sebep yukarıda belirttiğim bir ortak yan olan basketbol değil midir?”
Emekli Deniz Kurmay Albay Ender KAHYA:
“Denizgücü basketbol takımı grubunu, Deniz Harp Okulu ve Denizgücü basketbol takımlarında subay, astsubay ve er olarak yer almış oyuncuların tekrar bir araya gelmesi, yaşadığımız hatıraların ve takım geleneklerinin yeni sınıf ve nesillere aktarılması için kurarak, ilk olarak 2017 yılında yaptığımız bir basketbol maçı ile bir araya getirdik.
Öğrencilik, astsubaylık ve subaylık görev süresi ve askerlik görevi içinde Deniz Harp Okulu ve Denizgücü basketbol takımlarında oynayan oyuncularımız, gayretlerimiz ile tekrar bir araya gelmiş ve Heybeliada’da maçlar düzenleyerek yıllar sonra güzel anıları bir kez daha yaşama imkanına kavuşmuştu. Dimitri Bey ile tanışılma hikayesini grubumuzda paylaştığımızda yine bir buluşma imkanı bulduğumuza bu sefer çok daha fazla sevinerek 1 Haziran 2024 Cumartesi günü Heybeliada’da maç için sözleştik. Dimitri Arapoğlu, Değerli Büyüğümüz Ekmel Totrakan Amiralimiz ile Deniz Harp Okulu takımımızda yer almış milli takımımızın çok değerli oyuncuları Tuncer Kobaner ve Şengün Kaplanoğlu’nu da bu büyük buluşmamıza davet ettik.
Heybeliada Deniz Harp Okulu yerleşkesinde düzenlediğimiz güzel bir organizasyon ile halen cesareti olanların sahada takımlara katılımıyla basketbol maçları yaptık, çok değerli büyüklerimizin takım anılarını dinleme fırsatı bulduk, Adalı ağabeyimiz Teoman Sunar Kaptanımızın ev sahipliğinde yediğimiz akşam yemeği ile anılarımızı tazeledik, son derece keyifli bir gün geçirdik.
Eski oyuncumuz Dimitri Arapoğlu ile tesadüfen karşılaşılması ile başlayan hikaye Heybeliada’da Deniz Harp Okulu basketbol salonunda milli takım oyuncuları Şengün Kaplanoğlu, Tuncer Kobaner ve Ekmel Totrakan Amiralimizi bir araya getirdiğimiz çok özel bir anı günü yaşanmasına vesile oldu. Tüm değerli oyuncularımızın anılarını dinlemek bütün takım için son derece keyifli anların yaşanmasına vesile oldu.
Bu buluşma nedeniyle 60 yıl önce Deniz Harp Okulu takımında yer almış oyuncularımızın o zaman giymiş oldukları formaları kendilerine hediye edebileceğimizi düşündük. Uzun yıllar takımımızda oynamış Derya Erçevik Ağabeyimiz resimlerden gördüğümüz Deniz Harp Okulu formalarını Dimitri Arapoğlu, Şengün Kaplanoğlu, Tuncer Kobaner ve Ekmel Totrakan Amiralimiz için yaptırdı. Kendilerini bir kez daha ziyaret ederek 60 yıl sonra tekrar formalarını giyme mutluluğunun yaşanmasına vesile olduk. Dimitri Arapoğlu’nun formasını Emekli Deniz Yarbay Köksal Mahanoğlu en kısa zamanda teslim etmek üzere aldı.
Deniz Harp Okulunun takımlarında yer almış tüm spor branşları oyuncuları ve öğrencileri için örnek teşkil edecek bu birlikteliğin Deniz Kuvvetlerimizin tüm değerli personelinin takım ruhuna katkı sağlayacağına yürekten inanıyoruz.”
01 HAZİRAN CUMARTESİ GÜNÜ BÜYÜK BULUŞMAYA İŞTİRAK EDEN KATILIMCILAR
Ayaktakiler (Soldan sağa): Can Kemal GÜVEN, Cem TANRISEVER, Ali Yasin TÜRKER, Teoman SUNAR, Murat GÜRMAN, Hicri GÜNERİ, Fahrettin BALKIR, Aydın ŞİRİN, İbrahim Rıza ADANIR, Ahmet Safa DEMİRTAŞ, Dimitri ARAPOĞLU, Köksal MAHANOĞLU, Ali ÇEKİÇ, Tuncer KOBANER, Ekmel TOTRAKAN, Okhan ÇAYIROĞLU, Şengün KAPLANOĞLU, Kemal KAPLANOĞLU, Atilla SAVAŞ, Mehmet DÜNDAR, Ender KAHYA
Oturanlar (Soldan sağa): Uğur ERGÜN, Ufuk ŞERBETÇİ, Oğuz AKPINAR, Güray ALP
YAZAN: DENİZGÜCÜ BASKETBOL TAKIMI
