2 Kasım 2024, Cumartesi
spot_img
Ana SayfaTHY EUROLEAGUEFENERBAHÇE BEKO, FINAL FOUR'DA

FENERBAHÇE BEKO, FINAL FOUR’DA

THY EuroLeague Play-Off 5. maçında temsilcimiz Fenerbahçe Beko, deplasmanda Monaco’yu 79-80 mağlup etti.

Karşılaşmanın ilk çeyreği düşük skorlu geçerken iki takım da üçlük isabeti bulamadı. Karşılaşmanın ikinci çeyreğine 15-13’lük Monaco üstünlüğüyle gidildi. Fenerbahçe Beko adına ilk çeyrekte en büyük problem top kayıplarıydı, ilk çeyreğin sonunda temsilcimizin 8 top kaybı vardı. İkinci çeyrekte Monaco, önde kalmayı ve farkı artırmayı başaracak isabetleri bulsa da Fenerbahçe Beko’da Guduric, Sestina ve Wilbekin’den gelen kritik üçlük isabetleriyle skorda kalmayı başardık.

Üçüncü çeyrekte öne geçmeyi başaran Fenerbahçe Beko’ya Monaco, 5-0’lık seriyle cevap verdi ve önde kalmayı başardı. Çeyreğin son dakikalarına ise Tarık Biberovic damgasını vurdu. Üst üste basketlerle takımını skorun içinde tutan A Milli Oyuncu, son saniyelerde attığı üçlükle skoru 55-56’ya getirdi ve çeyreğin de skorunu belirlemiş oldu. Üçüncü çeyreğin son 2 dakikasında skor 55-48 iken son çeyreğin başına kadar 10-0’lık seri bulmaya başaran temsilcimiz, son çeyreğin büyük bir bölümünü 1-2 sayıyla da olsa önde götürdü. Bitime 2.50 kala Marko Guduric’in attığı çok kritik basketle skor 63-67’ye geldi ve Monaco molasına gidildi. Ardından Mike James’ten üçlük bulan Monaco, Fenerbahçe Beko’nun top kaybının ardından Elie Okobo’yla iki sayılık basketi buldu ve skor 68-67 Monaco’nun lehine geldi. Akabinde Fenerbahçe Beko molasına gidildi. Moladan Fenerbahçe Beko, Scottie Wilbekin’in üçlüğüyle dönerken Monaco Elie Okobo’yla cevap verdi ve skoru 70-70’de dengeye getirdi. İki taraf da birer hücumdan yararlanamazken karşılaşma uzatmaya gitti.

Uzatmaya Monaco, Mike James’in üçlüğüyle başlarken Fenerbahçe Beko ise Georgios Papagiannis’in 2’de 2 serbest atışı ve Wilbekin’in iki sayılık basketiyle skoru 73-74’e getirdi. Ardından Elie Okobo’ya faul yapıldı ve Okobo çizgiden ikide ikiyle döndü. Ardından Alpha Diallo’yla pota altında basketi bulan Monaco 77-74 ile öne geçti. Fenerbahçe’de cevabı veren ise Nick Calathes oldu. Köşeden üçlüğü bulan Yunan oyun kurucu skoru 77’de eşitledi ve Monaco molasına gidildi. Mola dönüşü Mike James ile dönen Monaco 79-77 öne geçerken Nick Calathes bir kez daha üçlüğü buldu ve skoru 79-80 yaptı.

Son 19 saniye kala Monaco hücumunu iyi savunan Fenerbahçe Beko’da Papagiannis’in yer aldığı bir poziyonda paylaşılamayan top çalındı ve 2.5 saniye kala hava atışında top Scottie Wilbekin’in kucağına düştü ve karşılaşma 79-80 tamamlandı.

Bu sonuçla temsilcimiz Fenerbahçe Beko, 2019’dan bu yana ilk defa Final Four’a yükseldi.

BENZER HABERLER

40 YORUMLAR

  1. Bizde herşey şeffaf kaybetseydik ; “üçlük ile gelen üçlük ile gider” yazacaktım… Kazandığımıza göre; “F8’e Calates getirdi , F4’e Calates götürdü!!!” Maçın analizine gerek yok , zaten serinin başından beri yazdık hatta bugün İbo bile çözdü, Motiejunas ‘ın üstüne oynamayı:))) Kötü bir seri oldu ama hakemlerin konuşulmadığı tek iddialı seri oldu.Fb’de iki kişi Monaco ‘yu 3-2 geçti biri Jasi biri Calates…Ki Calates sezon başı takım arıyordu!?!!!?! Diğerleri de istikrarlı olsalar seri zaten 3-0 biterdi. Hem dün Pana hem de bugün FB ile gördük ki; At – Avrat – Yunan Gard!!!(hiç sevmem bu lafın orijinalini kadınlarımız kusura bakmasın ama en kısa özet bu şekilde söylenir) Fb’li arkadaşları tebrik ederek meydanı onlara bırakalım…Tabiiiii 4.maçta sözünü verdiğimiz temennimizle; Evet bir tarafta Türk Koç bir tarafta Türk kulübü… Finale biri çıkacak diye mutlu oluruz amma velakin Ataman sözünü tuttu bunun ilerisi pastadaki çilek olur dolayısıyla UMARIM FB TURU GEÇER VE FİNALE ÇIKAR… Hayırlısı olsun…

    • Valla, kutuplaşmadan zevk alan, bunun her daim devam etmesini isteyen, en küçük eleştiride Vatan-Millet-Sakarya edebiyatı ile 100 yıl öncesinin defterlerini açıp bugünlere saçma bir şekilde yansıtan deterjan rumuzlu arkadaşlar sizin FB’yi finalde görmek istemenizden bile huylanacaklardır, biliyorum. Onulmaz bir hastalığın pençesinde kıvanmak zor zenaat.

  2. Öncelikle FENERBAHÇE’me kucak dolusu tebrikler ve sevgiler. Bu forumda işlerine geldiğinde Türk değerlerinden ve milliyetçilikten bahsedenler önce taraftarı oldukları camianın forumlarında panathinaikos-FENERBAHÇE karşılaşması için yapılan yorumları okusunlar. Ama bu yadırganacak bir şey değil, tarihleri bu kirliliklerden oluşuyor zaten, 8 Şubat 1919 tarihinde Fransız işgal güçleri komutanı Franchet D’Esperey İstanbul’a çok küstahça bir gösteri ile girmiştir. Fatih Sultan Mehmet’in şehre girdiği kapıdan, surlar içerisinden beyaz bir atla, azınlıkların çılgın gösterileri arasında, Türk sancağını çiğneyerek şehre girmiştir. Fatih’in İstanbul’a girişine gönderme yaparak Türklere, Fatihten Pera’ya kadar düzenlenmiş zafer alayı ile de diğer işgal ordularına mesaj vermiştir. D’Esperey’in girişi, o denli gürültülü ve küstahça yapılmıştır ki Süleyman Nazif’in, Hadisat’da ünlü “Kara Bir Gün” başlıklı yazısını yazmasına yol açar. Yazı üzerine General d’Esperey çok kızar. Süleyman Nazif’i kurşuna dizdirmeye kalkar. Fakat maiyetindekiler buna engel olur. ‘‘Kara Bir Gün’’ makalesi, sonradan hem basın hem de İstiklâl Savaşı tarihimizin en meşhur makalelerinden biri olacaktır (Prof.Dr. Yaşar AKBIYIK, M.Mücadelede Güney Cephesi – Maraş, Atatürk Araştırmaları Merkezi, 1999 – Ankara, SİNA AKŞİN, İstanbul Hükümetleri Ve Milli Mücadele. Cem Yayınevi)
    Galatasaray Lisesi Müdürü Salih Arif, müdür-i sani Blanchong ile lise öğrencileri D’esperey’i ziyaret ederek galatasaray lisesini işgal etmesi için adeta yalvarırlar. D’esperey bu isteği kabul ederek artık galatasaray lisesinin Fransız toprağı olduğunu ilan eder ve liseyi ziyarete gider. Müdür Salih Arif, müdür-i sani Blanchong, müdür-i sani Nedim ile lisenin tüm öğrencileri ellerinde Fransız bayrakları ve alkışlarla D’esperey’i karşılarlar, ve onun Türkleri aşağılayan konuşmasını dakikalarca ayakta alkışlarlar. Zaten bu olay üzerine de KURUCU BABA ATATÜRK bu camiayı kendi elleriyle kaleme aldığı Büyük Nutuk eserinde ki 220. vesika da açıkça lanetler. Bu gibilerin desteğine gereksinim duymaz Fenerbahçe’miz.

    • 100 yıl önceki olayla şimdinin ne alakası var? O kadar zaman geçmiş ki, A, Z’ye dönüşmüş, C, D ile birleşmiş siz hala GS topluluğundan düşman yaratmaya çalışıyorsunuz.
      GS taraftarlarının bazıları düşmanca ve çocukca hisler içinde olabilir FB’ye karşı. Ama tüm okulu, topluluğu böyle suçlamaya kalkmak abes. Bırakın da keyfini çıkaralım şu galibiyetin. Baksanıza, her daim Ataman’ın yanında duran GS’li, buraların eskisi @mertbaba bile, FB’yi finalde görmek istiyor. Yani Türk takımını seçmiş, Ataman’a karşı. Buna sevinmelisiniz. Ama siz onulmaz bir hastalığa kapılmış gibi davranıyorsunuz.

      • Benim ayakkabı numaramdan bile daha düşük olan IQ’nuzla sadece böyle saçmalayabilirsiniz. Mersin arabının kimi desteklediği ayakkabımın altında ki toprak kadar bile değer taşımıyor. Ve evet KURUCU BABAMIZ tarafından vatana ihanetleri nedeniyle lanetlenmiş bir camia sadece Fenerbahçe’ye değil, vatana düşman. Bu sefil camiayı en güzel Nazım Hikmet RAN’ın dizeleri tanımlar :
        sana düşman, bana düşman,
        düşünen insana düşman,
        vatan ki bu insanların evidir,
        sevgilim, onlar vatana düşman…
        Ve ARIEL bir melek adıdır. Aynı zamanda büyük kızımın adıdır. Anlamı ise “Tanrı’nın dişi aslanı” demektir, tabii sizin gibi cehaletin ve eğitimsizliğin kopkoyu karanlığında boğulmuş bir zavallıdan bunu bilmesi beklenemez.

        • Size fazla bir şey yazmayacağım. Siz yüksek perdeden konuşunca, düşük IQ’lü falan deyince büyük olmuyorsunuz. Aksine gözümde pire kadar bile değeriniz kalmıyor. Sizi bu hakaretinizden dolayı mahkemeye versem hanyayı konyayı görürsünüz de değmezsiniz. Siz benim IQ değerimi nereden bileceksiniz ki? Ben şimdi 150 desem, ne yapacaksınız? Herkesin kazanamadığı bursları kazanarak yurt dışında lisans, master, doktora yaptığımı nereden bileceksiniz ki? Bunlar sizin ayakkabı ve boyunuzun uzunluğunu aşan şeyler olduğunu da yazınızın içeriğindne anlayabiliyorum.

          • Senin gibi bir zavallı aptalın gözünde değerim olsa işte o zaman düşünürdüm hatan ne diye, ve eğer Türk mahkemelerinde dava açarsan sadece kahkahalarla güldürürsün, acaba orada benim kapıma gelebilecek kadar cesur savcı ya da polis var mı çok merak ediyorum. Eğer burada dava açmak istersen buraya gelmek zorundasın ve bu beni çok mutlu eder, Millennium Park’ta her gün köpeklerimi gezdirecek değilim, arada bir aptallara da tasma takıp gezdirmek gerek. Ve değil sen tüm ailen bir araya gelse ayakkabımın boyuna yetişemezsiniz. Hadi ver beni mahkemeye zavallı tek haneli IQ’ya sahip bigot idiot.

      • Maç sonrası Fb F4 yapınca mertis babayannis ya kahır içinde atina barlarında manevi babasıyla uzoyu fazla kaçırmış ya kafayı Pantheon’da bir yere çarpmış ya da biraz da Fb ve taraftarlarına yağcılık yapayım diye Fb’yi finalde görmek istediğini yazmış başka türlü olmaz…

  3. Sahibi her açıdan bir efsane olan bir basketbol sitesinden Milli Maç niteliğindeki bu maçın sonunda sizlerden samimi olarak daha etkileyici bir başlık beklerdim.
    1- ÖNCEEE… Bu ülkede tüm eğitim yaşamı boyunca herkese “onur” “gurur” “hatasını kabul etme” “delikanlılık” “yanlıştan dönme” dersleri vermek bir zorunluluktur. Her alanda kendisini “tartışılmaz haklı ombudsman” sananlar yaşı ne olursa olsun en azından gece okullarına devam ederek bu garibanlıklarına mutlaka bir son vermeli. Zira ne kadar ciddi hastalıkları olduğunu bilememek ancak eğitimle üstesinden gelinebilecek psikolojik bir problemdir.
    2- Ben milliyetçiyim deyip, yunan takımının kölesi olmaya razı, hangi spor sitesinde (BURASI BASKETBOL SİTESİ) olduğunu bilmeden mayısları göremeyen!, Fenerbahçe başkanına başarısız!, maçı yorumlayan İbo’ya fanatik, 4.maçı katleden hokkabaz ve hırsız euroleague hakemlerini Fener dostu gibi palavraları bol keseden sıkanlara ve sosyal medyada bizi küçücük zekalarıyla küçümsemeye çalışan gs futbol kulübü taraftarı futbol fanatikleri ve de buraya geliş nedenleri ona buna müritlik ve Dünyanın En Büyük Spor Kulübü Fenerbahçe’ye hakaretten başka bir şeyden çakmayanların bu gece uyuyamayacak olmaları ayrı bir mutluluk olacak. (KİN & NEFRET HESABI)
    3- MAYIS AYINDA Futbol takımı Avrupa’da ÇEYREK FİNAL, Kadın Basketbol Takımı Avrupa ve ülkede ŞAMPİYONLAR ŞAMPİYONU, Tekerlekli İskemle Takımı AVRUPA ŞAMPİYONU, Kadın voleybol takımı Avrupa’da YARI FİNAL, Erkek Voleybol takımı Avrupa’da YARI FİNAL ve Erkek Basketbol takımı FİNALFOUR yapmış Dünyanın En Büyük Spor Kulübü Fenerbahçe’ye “mayıs ayını göremiyor” demek acizliğin taaaaaaaaaaaaaaaa kendisidir. Bütün bunlar olurken Avrupa’da tek bir takımı bile olmayan malum futbol takımı başkanını kahraman sanmak için 3,5-4 kilo iğde yiyip fena halde fenalaşmak gerek. İkileyin… Bizim daha çok işimiz var!!!
    4- Utanmadan, sıkılmadan, vazgeçerek geçmişte; olası euroleague mvp’si mike james’i gözyaşlarıyla parkeye gömen Bold Eagle Nick Calathes ve önümüzdeki yılların en iyi euroleague oyuncusu olacak Tarık Biberovic’i (umarım nba tuzağına erkenden düşmez) ve de gelecek sene kendisine fellik fellik takım aranan Giorgios Papagiannis’i hadlerini bilmeden, tek haneli zekalarıyla göndermeye çalışan, gerek Fener gerekse anti Fener taraftarları bir daha ağızlarını açarlarsa onları bulup ağızlarına “Bhutjolika” (dünyanın en acı biberi) süreceğim. Topunuz zerre kadar delikanlıysanız çıkın ÖZÜR DİLEYİN. Çünkü sizde “UMUT” denen kavram kalmamış, gönder gitsin, nasılsa sen bir “sanal meczupsun” o kadar…
    5- Başka bir ülkede yaşasa spor bakanlığının önüne heykeli dikilecek, “SPOR” deyince rakiplerini her alanda sahalardan silen, uğruna hapis yattığı, çalınan paraları ve hakları için “Onuruyla, Vazgeçmeden” her alanda kulübünü yücelten, bugünlerin yolunu açan Ebedi BÜYÜK Başkanımız Aziz Yıldırım ve evinde oturup keyif yapmaktansa elini taşın değil kayanın altına koyan cesuryürek Ali Koç Başkanımıza en derin minnettarlık duygularımı yolluyorum.
    6- Asla vazgeçmemeyi bu takıma yeniden öğreten, bir tarih yazmanın eşiğindeki Saras Jasikevicius’u özellikle bağrıma basıyorum.
    7- Dünyanın En Büyük Spor Kulübü Fenerbahçe’yi uluslararası destekli terör tarikatı yıkamamışken üç tane palavrayla yıkacağını sanan acuzların kafalarına huston koçu Rudy Tomjanovic’in efsane bir sözünü çarpmaktan geri durmayacağım; “”Don’t ever underestimate the heart of a CHAMPION” yani “ASLA BİR ŞAMPİYONUN KALBİNİ KÜÇÜMSEME”
    YEHEEEEYT, Seninle görülecek bir hesabımız var bre BERLİN, BEKLE BİZİ GELİYORUZ…

    • Ben de bir Alaska özlü sözü ekleyeyim sizin yazınıza, “When you dance with the grizzly you can’t stop until the grizzly wants to stop.” Yani “Grizzly ile dans edersen Grizzly durmak isteyene kadar duramazsın.” Bu arada Grizzly Polar Bear ile birlikte karada yaşayan en büyük ve en kudretli etoburdur, yetişkin bir erkek Grizzly 3 metrenin üstünde (hatta nadir olmakla birlikte 4 metreye yaklaşan) boyları ve 600 kilonun üstünde ağırlıkları ile (ki 900 kilo olanlara rastlanmıştır) fazla bir efor sarfetmeden 3-4 bengal kaplanını rahatça parçalayabilecek güçtedir, ve tabii bir bengal kaplanının gücünün dörtte birine bile sahip olmayan aslanların bir sürüsünü parçalarken iş yaptım bile demez, şimdi FENERBAHÇE işte tam da bu Grizzly gibidir, çakma aslan galatasaray ise gerçekte sadece bir polar fox olabilir, ve Grizzly ile polar fox dansını izlemek ise olağanüstü keyifli olacaktır. Ve son söz çok ama çok insaflısınız, Bhut Jolika bir milyon scoville acılığa sahiptir, buna karşılık Carolina Reaper iki milyon iki yüz bin scoville acılığındadır (Türkiye’de ki en acı biber ise sadece elli bin scoville acılığa sahiptir), bu nedenle siz o ağızlara Carolina Reaper sürün, eşimin diyarbakırlı bir arkadaşı Chicago’da konuğumuz olmuştu ve akşam yemekte eşim benim kendimin hazırladığım acı biber sosundan arkadaşına ikram etmemi, onun da bir diyarbakırlı olarak acıya çok düşkün olduğunu söyledi, ben bunun Türkiye’de ki acılara benzemediğini ve alışık olmayanlarda çok vahim sonuçlar yaratacağını söylesem de maalesef eşimin arkadaşı biz bebeklere anne sütünden önce acı biber yediririz yenge, amerikalılar ne anlar acıdan diyerek ısrarcı oldu, sonrasında da solunum yolu kapandığından kendisine tracheostomy uygulamak zorunda kaldım ve tam bir hafta yoğun bakımda kaldı.

      • Benim aklımda Cumhuriyet bulmacasından kalmış ki zaten birleşik yazmışım. Ancak carolina reaper’dan da beteri varmış 2.650.000 scoville! adı: Pepper X. Ben barış yanlısı ve hippie ruhluyum, herkes bol bol yaşasın ki daha nice acılara gark olsunlar. (bhut jolika da felaketmiş, takma adı da “ghost” imiş.) Gelin bizim “isot”ta anlaşalım, ne de olsa kendi toprağımızdan.

  4. Şimdilik!!! son sözümüz de latin’lerden gelsin: FORTİS FORTUNA ADIUVAT yani TALİH CESURDAN YANADIR… Bir de ben ekleme yapayım: KORKAKLAR HER GÜN ÖLÜR… nokta.

    • Bir son söz de Meksikalılardan gelsin, “her domuzun kızartılıp yendiği bir bayram mutlaka vardır” derler. Kendisini aslan zanneden domuzlar için.

      • Süper bir söz ve tek başlarına bir halt yiyemeyen,yese bile anca gücü yettiğine, sadece sürü olunca aslan oldukları akıllarına gelen sözde ormanlar kralı için nefis bir benzetme, tebrikler. Merak ettiğim misafiriniz acıyı yedikten sonra yoğun bakımda kaldıysa siz o sosu nasıl yiyorsunuz? Chicago’da Meksikalılarla acı yeme yarışı yapmış ve çelik mideli Türk lakabını almıştım ama sanırım sizin sos beni de haşat eder. Windy City’ye selamlar,sevgiler, saygılar…

        • Şimdi ağız yoluyla tüketilen acı biberlere dayanıklılık konusu çok çeşitli etkenlerden oluşur, acı biberleri tolere etme yeteneği genetik ve beslenme alışkanlıkları ile çok yakından ilişkilidir, bu yeteneğin bireylere göre genetik miras yoluyla yüzde 18 ile 58 arasında değişen bir oranı vardır, geri kalan ise beslenme alışkanlığı ve küçük yaşlardan itibaren yavaş yavaş arttırılan acı tüketimi ile acıya karşı dayanıklılık kazanılır, ve ben de her ikisi de var hem kökeni Dubrovnik kentine dayanan ailemizin çok uzun yüzyıllar öncesinden acı tüketmeyi sevmesi, ve hem de 14 yaşımda geldiğim Chicago’da yavaş yavaş dünyanın en acı biberlerini tüketmeye başlamam acı biber tolere etme yeteneğimi çok arttırdı, acı biber yediğimizde biberde ki capsaicin dilimizde ki TRPV1 ağrı reseptörüne bağlanır ve bu da yanma hissini yaratır, benim reseptörlerim buna karşı çok dayanıklı, normal şartlar altında Carolina Reaper içinde ki beyaz kısma elle dokunulduğunda bile bu tolere yeteneğine sahip olmayan insanların derilerinde yaralanmaya neden olur, ama Chicago’da ki o yarışmalarda ben 20 adet Carolina Reaper yiyen 20 yaşında üniversite öğrencisi bir kızı canlı olarak izledim. Bir anadolu insanının acı biber tolere etme yeteneği Türkiyenin en acı biberi olan ve 50 bin scoville ölçeğinde ki samandağ biberi ile sınırlı, çünkü daha acısı olmadığı için tolere etme yeteneğini geliştirme olanağı yok, buna karşılık Chicago’da Hint, uzak doğu ve Meksika restaurantlarında 50 bin scoville ölçeği tatlı olarak servis edilir :)))))) Ve ben bile Carolina Reaper’ı biber olarak tüketmek yerine kendim hazırladığım biraz seyreltilmiş sıvı sosunu daha çok kullanıyorum, böylece 2 milyon 2 yüz bin scoville’den bir buçuk milyon scoville seviyesine getiriyorum.

  5. Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
    Berlin’e bir kısrak başı gibi uzanan bu FINALFOUR, bizim.
    Şairler şairi Nazım Hikmet Ran’ı ve FENERBAHÇE’mi doyasıya bir sevgiyle kucaklıyorum…

  6. Öncelikle Ülkemizin Futbol Haricinde Tüm Branşlarda Başarılı Olan Dünya Kulübünü Tebrik Ediyoruz Şurada Dönen Muhabbetler Ekşi Sözlüğe Girse Kesin En Hit Yorumlar Burada Çıkmıştır Sözün Özü Fenerbahçe Beko Takımımızı Can-ı Gönülden Tebrik Ediyoruz Umarız Panathinaikos’a Karşı Bir Zafer Elde Ederler Futbolda Elde Edemedikleri Şampiyonluk Başarısını Amatör Branşlarda Elde Ederek Bir Nevi Teselli Makus Hayatlarına Devam Ederler Eğer Pana’yı Geçemezlerse’de Final’de FB’li Dostlar’dan Aynı Pozitif Milliyetçi Sinerjiyi Pana’nın Şampiyon Olması İçin Desteklerini Vermeye Bekliyoruz…

      • Yunan takımı diye milliyetçilik dışına alıyorsan bu milliyetçilik değil ırkçılık başlığı altında incelenecek bir tavır. Sen de biliyorsunki o yunan takımının başında türk milli takımının türk koçu var. Onun başarısı herhangi bir oyuncunun başarılı temsiliyetile karşılaştırılamaz. Doğrudan şampiyonluğa etki etmiş bir yaşayan ölüyü dörtnala koşturmuş bir koç olarak her türlü desteği hakediyor.

  7. Toplayın pılınızı pırtınızı, doğruuuu pana haberlerinin altına. Bizler malum futbol kulübünün mısır dansözü gibi kıvıran, neyi kimi tuttuğu belli olmayanlardan değiliz. BİZLERİN TEK BİR KULÜBÜ, TEK BASKETBOL TAKIMIMIZ, TEK BİR ÜLKEMİZ VAR. Hala hırvat faciasının hesabını vermeyen antrenör ne yaparsa yapsın bizi ilgilendirmez, ÖNCE GELSİN 85 MİLYONA HESAP VERSİN, SONRA SİZ DE GİDİP YUNAN BAYRAĞINI AÇIN, DİLEDİĞİNİZ MÜRİTLİĞİ YAPIN, HEPİNİZE GÜLE GÜLE…

  8. Ataman’ı desteklemek mi? Bunu yazanlar daha iki yıl önce Ataman’ın Efesinin FB’yi dışarıda bırakmak için çevirdiği dolabı bilmiyor mu?

    • Sizler Çatlasanızda Patlasanızda Ergin ATAMAN Türkiye Tarihin En Başarılı Antrenörüdür Branş Ayırt Etmeksizin Öncelikle Objektif Olarak Bunu Kabul Edeceksiniz Seversiniz Sevmezsiniz Ayrı Konu Bir Türk Kanı Taşıdığı İçin Destekleyin Desekte Sizlere Karşıda Siyonist İsrail Takımını Desteklemeye Devam Edin Hazımsızlıklarınız Sonunuz Oluyor Ne Demiş Mircea Lucescu Siz İyi Bilirsiniz..!!! 😉

      • Sizde hamas teröristlerini desteklemeye devam edin. Aynı hala Pennsylvania’da yaşayan teröristin ağzıyla konuştuğunuz gibi, hani dua ve himmetlerle galatasarayı şampiyon yapacağız diyen terörist, ve bunu söyledikten sonra şike komplosunu düzenleyen terörist. Ve evet hamas teröristlerine karşı sonuna kadar İsrael’i destekliyorum.

        • Öncelikle arap masallarının olmayan kahramanının işime gücüme yardımcı olmasına gereksinimim yok. Önce moron filistinlilere yardım etsin o olmayan varlık. Tartışma sadece belli bir zeka düzeyinin üstünde olan ve doğru argümanlar sunabilen Homo Sapiens Sapiens’ler arasında olur, sizin gibi evrimi yarım kalmış ve Homo Naledi aşamasında dumura uğramış zavallılarla benim tartışacak bir şeyim yok. KADIN’a şiddet gibi aşağılık bir suç işleyen sosyopata sadece hatalı demeniz nasıl zavallı bir beyne sahip olduğunuzun açık göstergesi. Ve sizin gibi zavallılar sayesinde Chicago’da gelişme çağında olan bir çocuk yılda 175 kilo et tüketip beyin gelişimini sağlarken, sizin gibilerin oy verdiği zavallı bir ülkede çocuklar yılda 5 kilo et bile yemekten aciz, beyin gelişimi sağlanamamış aptallar olarak büyüyorlar, zaten istenilen de o.

          • Sizi iyi ki gerçek hayatta tanımıyoruz bu kadar ağır kompslek ve kibirle size sonsuz mükemmel hayatınızda başarılar bizler sizin seviye ve kalibrenizde olmayabiliriz hayat görüşlerimiz ve yaşam şekillerimiz birbiri ile zıt olabilir lakin bu kadar kindar kafa da kurucu kırmızı kesin çizgide olmak sağlığınıza zarar verebilir hayat kafanıza bu kadar taktığınız kadar uzun değil kırıcı incitici olunca kimse size madalya takmıyor hiciv eleştiri ve özeleştiri olmasa hayatın tadı olmaz özür dilemek erdemdir ben yine de insani olarak hatalı bir konuşmam varsa özür dilerim konu kapansın ve daha çok uzamasın hepimizin zamanı kıymetli sizinle ilgili yorum yapmak istemiyorum huzurunuzu kaçırdıysak affola.

          • Benimle gerçek yaşamda tanışabilmek için öncelikle benim yaşadığım yere gelmeniz gerekir ki değil vize almak USA Konsolosluğunun içine bile kabul edileceğinizden çok şüpheliyim. Ama bir an geldiğinizi ve burada savunduğunuz şeyleri yüzüme karşı söylediğinizi varsayacak olursak (ki öyle bir cesarete sahip olduğunuzu düşünmüyorum, tüm benzerleriniz gibi internet ortamında cesurlaşanlardan birisiniz) USA geldiğiniz için yaşam boyu pişmanlık yaşayacağınızı garanti ederim.

          • Konu cesaretse sorun fazlasıyla medeni cesarete sahip belli yetişkinlikte olgunlukta insanlarız her konuyla alakalı % 100 bilgiye sahip olmayabiliriz bir fikrimiz vardır kimse dört dörtlük değil sonuçta insanız şaşarız beşeriz insan hayatta büyük lokma yiyecek büyük konuşmayacak Türkiye de Büyük Biraz Vilayette Kamu Çalışanıyım Yeşil Pasaport Sahibiyim her ülkeye girişimiz olur lakin ülkemizden memnunuz bir gün ziyaret olur hiç olmadık biri maç olur bakmışsınız yan yana izliyoruz yorum yazarken birbirimize bakmışız karşılıklı olarak bu durumdan dolayı utanç duyacağımıza eminim size bilgilerinize insani kalitenize saygım var bu platform da saygı ortamını bozmadan tartışırsak hem fikir olup kaliteli zamanları yaşamak yaşatmak elimizde kendinize iyi bakın selametle…

      • Durmadan oynatarak parlattığı yabancılara sırtını dayayıp başarılı olabilmiş, karıştığı skandallar nedeniyle Türk sporuna kara leke olarak geçmiş, duayen Aydın Örs’e söylediklerinden ne olduğu belli olan biri için ne çatlar ne de patlarız ne de kabulleniriz onu ancak senin gibi gönüllü manevi evlatları yapar. Türk kanı taşıyan adam, Türkiye aleyhine ne varsa yapan ülkede görev yapmaz. Türk kanı taşıyan adam, Ataman Güneyligil Atatürk paylaşımı yaptı diye yunan takımından yollanınca ağzını niye açamadı? Türk kanı taşıyan adam, milyonlarca euroya milli takım koçluğu yapar mı ki başarısızlığı da ortada. Türk kanı taşıyan adam Türk gençlere tokat atar mı ,onları basın önünde eleştirip kadro dışı bırakır mı? Türk kanı taşıyan adam, Atatürk’e ayyaş diyene kendisini milli takım koçu yaptı diye döne döne teşekkür eder mi? Türk kanı taşıyan adam, Türk oyuncu yetiştirip, geliştirmez mi? Sorular bitmez de senin gibi kerameti kendinden menkul, tek branşta mücadele edebilen takım şakşakçıları cevap veremez…

        • Arielcim geçmişe mazi derler bizim üniversite de bir hocamız vardı eskiden doğru denilen şeylere bugün yanlış deniliyor o sevmediğiniz hatalar yapalar Ataman herzaman Obradovic ve Fenerbahçe’nin hakkını teslim etmiştir kaça sefer deklare etmiştir bir sefer de kabul edin yemin ediyorum Monako-Fenerbahçe serisini Fenerbahçe kazandığında basketbol kültürüne haiz her Galatasaraylı sevinmiştir benim rol model aldığım en yakın arkadaşım Can Bartu hayranı her sporu dört dörtlük yapan masa tenisinden voleyboluna futboluna basketboluna böyle insanlarla birlikte büyüdük Fenerbahçe Türkiyenin en büyük spor kulübüdür bir Galatasaraylı olarak kabul ediyorum lakin şuan Galatasaray Futbolda sizi geçmiştir Ergin Ataman Karakterini Konuşma ve Davranışlarını eleştirsenizde en büyük başarılar yaşatmış koçtur bunu fanatik bilinç altına Galatasaray kinini atamayan Fenerli dostlar haricinde herkes kabul etmiştir bir siz kabul etmiyorsunuz biz olanları net konuşuyoruz siz olmadık muhabbetlerle yine Ali Koç gibi zırvalıyorsunuz yanlış anlamayın Metin Oktayın Jübilesinde Lefter le Forma Değişip Giymedilermi Biz Bu Tarz Sohbetlere Dalacağımıza Keşke Koca Çınar Galatasarayımız da Final Four da Olsa Yeterli Destek Yok Amatör Branşları En Başarılı Dünya Kulübü Fenerbahçe Eğri Eğri Doğru Doğru Demiş Barış Dost Birbirimize Çamur Değil Gül Atalım Dostlar Ki Heryer Gül Bahçesi Koksun Esenlikler ve Ülkemizin Güzide Kulübü Fenerbahçemize Final Four da Başarılar Dileriz…

          • Birincisi hitap şekliniz ne kadar saygısız bir varlık olduğunuzu gösteriyor. Ve KADIN’a acımasızca şiddet uygulayan bir sosyopata olan hayranlığınız da nasıl acınası bir ruh hali içinde olduğunuzu gösteriyor. Neyse ki kızlarım sizler gibi varlıklardan 8 bin kilometre uzakta ve yaşamı boyunca asla sizler gibilerle bir arada olmayacak. Ama KADIN’a tekme ve yumruklarla dayak atarak hastanelik eden o sosyopat, Igor Rakočević binlerce seyircinin ve milyonlarca TV izleyicisinin gözleri önünde Türkiye’de cinayet sebebi olacak küfür ve hakaretleri sıralayıp sonra da dövmek için üstüne yürüdüğünde yapabildiği tek şey kaçmak olmuştu, KADIN’a şiddet uygulayan her zavallı aşağılık korkağın yaptığı şekilde, ve öylesine onursuzdu ki oyuncuyu göndermek istediğinde Anadolu Efes yönetimi, hayır gönderemezsin ve oynatacaksın, aksi halde sen gidersin dediğinde onurlu bir şekilde istifa etmek yerine onursuzca devam etmişti. İşte tam onurunuza uygun bir kahraman, aynaya baktığınız zaman gördüğünüz şeyi, her sabah görecek olsam her günüme kusarak başlardım.

          • Arielcim dememe neden bu kadar takıldınız hayretle yazdıklarınızı okudum anladığım ülke dışındasınız bir o kadar da ülke gündeminden bi habersiniz sizin kızınız varsa bizim de var zaten kabahatimiz sizinle tartışmaya girmemiz yaptığım yorumda negatif aşağılayıcı küçümseyici bir tavır asla yok olamaz da tam tersine pozitif olumlu birleştirici yazdığım tartışmasız aşikar sizin yazdıklarınızdan anladığım başarılı insanları hatalarından dolayı infaz edilmesini istiyorsunuz neyse size çok şey yazmak isterdim ama şu yazdığınız cevaba istinaden ne yazarsanız yazın susuyorum Allah işinizi gücünüzü rast getirsin son söz ülke insanı olarak doğru düzgün tartışmasını dahi başaramıyoruz ömrümüz linç kıyım kültürü ile geçiyor maalesef.

  9. FB’ye karşı Çukurova, Efes, Villeneuve, Vakıfbank, Halkbank, Efes, Eczacıbaşı, Monaco tutanları zaten her sene görüyoruz. Bu yorumlardan bile anlaşılıyor. Futbol rezil halde bari basketbolu rahat bırakın. Ergin Ataman üzerinden sanki gs final-four oynuyormuş gibi davranmanıza gerek var mı ? FB’nin kaybetmesini isteyebilirsiniz; Yunan, İsrail, İspanyol istediğiniz takımı destekleyebilirsiniz; fakat gündemi basketbol olanların dünyasını çirkinleştirmeyelim lütfen. Mesela Mertbaba sataşır falan hatta Ergin hocayı da tutar ama ırkçılık falan girmez o konulara. Yunan-Türkiye arasında ırkçılık konusu hiç olmamıştır. Ama milliyetçilik en üst düzeydedir.

    • Eğlence dozunu kaçırmadan , kardeşi kardeşe kırdırmadan her seviyeli atışmaya varım…Zaten sporun amacı bu değil mi? Herkes ortamında Gs-Fb-Bjk goygoyunu sonuna kadar yapmıyor mu!?!?! Millet olarak zaten 82 farklı şekilde bölünmüşüz bari basketbol buçuğu olmasın. Yukarıdaki kompleksli yorumları boş verin onlar sadece iyi gün dostu…

  10. Olsun be eski dost biz yeter ki kırk yaşından genç kardeşlerimiz için örnek olalım , hatta bir kez daha yazalım “Umarım kupa yine T.C’ye bir daha gelir ” -ki genç kardeşlerimizin basketbola ilgisi artarak devam etsin…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler