THY EuroLeague Play-Off 4. maçında temsilcimiz Fenerbahçe Beko, evinde Monaco’ya 62-65 mağlup oldu ve seri Monaco’daki 5. maça uzadı.
İlk devresi düşük skorlu geçen karşılaşmanın ilk periyodunda skor 4-4 iken Fenerbahçe Beko, son 3 dakikaya kadar skoru 12-4’e getirmeyi başardı. İlk çeyreğin sonunda Nigel Hayes-Davis’in 7 sayısı varken Monaco’da ise Mike James’in 5 sayısı vardı. Karşılaşmanın ikinci periyoduna 15-11 Fenerbahçe Beko üstünlüğüyle gidildi. İkinci çeyreğin başında sırasıyla Scottie Wilbekin ve Marko Guduric ile üç sayılık basketleri bulan Fenerbahçe, skorda hiç geri düşmeden ilk devreyi 33-30 önde kapattı.
Üçüncü periyodun başında da Scottie Wilbekin ve Nigel Hayes-Davis ile üçlükleri bulan temsilcimiz farkı artırmaya başladı. Üçüncü çeyreğin ikinci yarısında ise skor 42-35 iken Monaco’dan 12-0’lık seri geldi ve konuk ekip maçın başlarından bu yana ilk defa öne geçti. Karşılaşmanın kapanış periyoduna 47-48’lik Monaco üstünlüğüyle gidildi. Son periyodun ilk 3 dakikası skor anlamında kısır geçerken bitime 06.36 kala Nick Calathes’in attığı üçlükle 49-49’luk denge bozuldu ve 52-49’luk skor ile Monaco molasına gidildi. Aynı zamanda bu isabet de salondaki atmosferi ateşleyen anlardan biri oldu. Moladan dönen Monaco, üst üste birkaç basketle öne geçmeyi başarırken karşılaşmanın bitimine 40 saniye kala bulduğu basketle farkı 4’e çıkarmıştı ve akabinde Fenerbahçe Beko molasına gidilmişti. Mola dönüşü 22.2 saniye kala Marko Guduric’le üç sayılık basketi bulan temsilcimiz, dönüşte faul yaptı. Fenerbahçe Beko’nun faul hakkı dolmadığı için topu kenardan oyuna sokan Monaco, 5 saniyede topu oyuna sokamadı ve top Fenerbahçe Beko’ya geçti. Son hücumdan yararlanamayan temsilcimizden sonra Monaco mola aldı ve karşılaşma bitiminde Donta Hall ile basketi buldu ve bu basketle skoru 62-65 olarak tayin etti.
Fenerbahçe Beko’da Marko Guduric 14 sayı 2 ribaund 1 asist, Scottie Wilbekin 11 sayı 2 ribaund 4 asistle oynarken Monaco’da Elie Okobo 13 sayı 1 ribaund 2 asist, Donatas Motiejunas 10 sayı 2 ribaund 1 asistle karşılaşmayı tamamladı.
Açıkça durumum şu; “Bilemiyorum Altan bilemiyorum!!!” Taraf olduğumuz için seri boyu espirili bir şekilde Obradoviçlerden Sasa’yı iğneledik, Jasi’yi yapmadığımız kadar göklere çıkardık… Dolayısıyla ben , hazır moraller bozuk espirili şekilde devam edeyim.İlk olarak basketbol en eğlenceli oyun dolayısıyla eğlenmek gerek izlerken bazıları gibi strese girmeye gerek yok…Oyun kalitesi olarak en kötü seri olsada ailecek en çok eğlendiğimiz seri oldu (özellikle ilk maç)Açarsam eğer; merak etmeyin Obradoviçlerden Sasa benim yazıları okumuyor!!! İlk maç niye yok dediğim Adamım Hall’u ya tutarsa deyu attı oyuna… Kesinlikle Quattara ve Hall maçın ve serinin dönmesinin iki sebebi. Neyse , Monaco, atletik oyunculardan kurulu olduğundan izlemesi eğlenceli takım.Biz zaten millet olarak atletik oyuncuları(uçan kaçan) severiz bu yüzden oğlum Diallocu , ben ise Hallcuydum yıllardır…İlk 3 maç oğlum çok dalga geçti benle, bugün intikamımı aldım. Geri koşmayı unutup smaç yapmasına koptuk… İkincisi ben Monaco ‘ya mucize lazım ama onu bile haketmediğini yazdım. Çok kafa yordum FB niye yenildi?(yarınki gazete yorumlarını çok merak ediyorum, çok şut attı o yüzden yenildi meyalinde yazanın ağzına kürekle vururum yalnız) Cevabı , bence serinin başından beri en başarılı kişisi Jasi de buldum!?!?? Mucize bence Jasi…Tamam Barca yıllarında Ataman karşısında “gözüne fener tutulmuş tavşan gibi kaldı ” ama bugün Sasa ne yaptı da , Jasi’nin kafa durdu çözemedim.İki 5 numara oynattı ya la!!! Sasa bu Sasa, saçma sapan bir karar verdi ve başarılı oldu bence klişe olur.Çünkü iki , beş numaranın ne alakası vardı!?!?!? Tabi FB 32tane 3lük kullanırsa bu sanki muhteşem bir taktik sayılabilir!?!?!? Haaa düşünün iki 5 numara ile ribaund bile alamadı Monaco, FB en çok ikinci şans sayısı bu maçta buldu sanırım :)))) Kabaca olacak ama şansa bala yendi bu Monaco… Jasi’nin performansı dışında başka yorumum yok. Ama saha dışında bol malzeme (geyik) var… Tabi bu saha dışı olayları “çok hassas olan” fblilere birakiyorum !!!Twitter’da da çıktı gerçi Ali Koç ‘un oğlu maç sonuçu “haklı olarak” çıldırdı, ergen çocuk olabilir ki babasının bu kadar başarısız olması onun da dengesini bozdu. “Haklı” ifadesi derken tabi maç sonu yaşanan rezilliğe degil babasının beceriksizliği onu da yoruyor… Babası tribünden atlarsa oğlu da !?!?…..!???? Eh bu kadar yeter! Diğer olay FB’nin takım olarak en loser takımının tribüne gelmesi ki başlarında Mert Hakan Yandaş!!!! Geldi tribüne vasatlığını takıma bulaştırdı resmen…. Bir diğeri spikerin “kırmızı giyinmesi” ve değiştirmek zorunda kalması elbisesini… Umarım fake haberdir… Fb’li arkadaşlar yazarlar… Klasikleri (maç sonu bahane) yazmıyorum, son topu Guduriç’in kullanmaması, Sestina’ya daha az süre verilmesi. bla bla… Tabi yenilginin baş aktörü İboooooo!?!?? Geçen haberde birisi, babasının oğlu gibi korumuştu.Şimdi İbo değil de İbrahim Kutluay olsa hiç spiker M.James’in sakatlığı anlatırken “onun hastalığı kafadan der mi!?! Eee nerde ahlak nerde etik ,spiker hocam aman böyle dediniz uğursuzluk vs derken M.Jamer son atılan üçlükle yeniden dogdu.Ehhh İbo tecrube edinsin bunları. Ayrıca spiker ile beraber daha faul hakkı dolmadan 5dk boyunca faulü kim atacak tartışması yapıp, rakibin faul hakkından haberi olmaması!?!?? Hahahahhahahha… Hakemlere gelirsek bu hakemleri bahaneveden çıkan olursa , çarpılırız aman dikkat, O beş saniye Yunanistan’da çalınmadı!!?!?!?!?!?!!!! Neyse Son maç derseniz!?!?! Fener Guduriç’i drive ettirirse elini kolunu sallayarak maçı alır.Tabi Wilbekin’i frenler ve atacak zaten ama şutu biraz isabetli atarsa… Geçmiş olsun diyelim arkadaşlara…
Şimdilik!!! son sözümüz de latin’lerden gelsin: FORTİS FORTUNA ADIUVAT yani TALİH CESURDAN YANADIR… Bir de ben ekleme yapayım: KORKAKLAR HER GÜN ÖLÜR… nokta.
Hahahahhaha yazık ki ne yazık!!! Tam 5 gün sonra yani yine kötü günde değil iyi günde cesaretini toplayıp yazabilmiş… Bir de korkak falan demiş hahahahhahahha… “”Şecaat arz ederken merdikıptı sirkatin söylermiş”” 40 yaşından genç kardeşlerim… Yani ; Kişi, kendisini iyi bir şekilde gösterirken, aslında hatalı veya olumsuz bir durumu gizlice ifşa eder. Bu söz; genellikle birinin övünürken veya iyi niyetle bir şeyler anlatırken, aslında kendi kusurlarını veya hatalarını açığa çıkarması durumunda kullanılır….