Bu turnuva bizim açımızdan çok önemli çünkü basketbolumuz patlama yapmanın eşiğinde. Gençler ve Ümitler Avrupa'da şampiyonluklar kazandı. Ligimizi tarihin en çekişmeli mücadelesi bekliyor. Yabancı sayısının artışının yararlarını-zararlarını birlikte göreceğiz ama heyecanlı bir lig olacağı muhakkak. Milli Takımın Dünya Kupası'ndaki başarısı herşeye temel oluşturacak. Çünkü başarısız olursak diğerleri unutulup gidecek.
Şampiyona başlamadan önce “Türk Basketbolu doğru yolda” diye bir yazı yazmış ve iki çok iyi Türk antrenör; Ergin Ataman ile Ufuk Sarıca'nın omuz omuza çalışacaklarını neden göstermiştim. Bu yazıyı yazarken Ömer Uğurata'ya haksızlık mı yapıyorum diye tereddüt etmiştim. Finlandiya maçında momentumun değişmesinde onun kenardan katkısını görünce tereddüdümde haklı olduğumu anladım. Bize bu maçı kazandıran ikinci devrede başladığımız tam saha saldırgan savunma oldu. Ben Genç Milli Takım maçları oynanırken, yazılarımda “Türkiye'de saldırgan savunmayı başlatan Ömer Uğurata'dır” diye yazmıştım. Bu doğru çıktı.
Bugüne kadar mutlu olduğumuz tek maç Amerika karşılaşması idi ve biz o maçta Ergin Ataman'ın rakibinin kafasını karıştıran kombine savunmaları ile başarılı olmuştuk. Savunma anlayışınızda beyninizi öne çıkarttığınızda önce başarılı oluyorsunuz ama devamlılığı olmuyor. Devamlılığın gelmesi için beyninizle beraber yüreğinizi ve adalenizi ortaya koymanız gerekir. Maçın birinci yarısında yine sadece beynimizi öne çıkararak mücadele ettik ve Finlandiya'nın özelliği olan üçlüklere mani olamadık. İkinci devre başındaki tam saha baskılı savunma bize turnuvayı yeniden başlattı, bizi kendimize getirdi, yüreğimizi de ortaya koyduğumuzda ne kadar başarılı olacağımızı gösterdi. Çünkü baskılı savunma yaptığınız zaman kan dolaşımınız artıyor, yüreğinizde, beyninizde artan kan dolaşımı ile birlikte özgüveniniz de artıyor. Siz yüreğiniz ve adalenizle oynarken rakip takım korkuya kapılıyor, “Nasıl bir baskeybol anlayışı” diye. Sadece yarı saha savunma yaptığımız ilk yarı sonucu 27-41 . Tam saha savunma yaptığımız ikinci yarı sonucu da bizim lehimize 41-27. Ömer Aşık gibi bütün penetreleri karşılayabilen, atışlarını bozan uzununuz varsa baskılı savunma yapmak daha da kolay.
Bizde koçların kenardan iki işaretleri vardır. “1” gösterince adam adama, “2” deyince zone yaparsınız. Buna yeni bir şey eklendi: 5 numara. 5 numara tam saha baskılı savunma demek. Rakip takım dalıcı olmayan, sadece üçlüğü düşünen takım olduğu için tam saha pres çok faydalı oldu. Tam saha baskılı savunma yapıp yarı sahaya döndüğünüzde savunmanızın zayıflamasına imkan yoktur. Başladığınız gibi saldırganlığa devam edersiniz. Nitekim öyle oldu. Kalbiniz ve beyniniz birleştiğinde ayakta uyuma faslı biter, yürüyerek savunmaya gitme ihtimali azalır, fast-break şansınız artar. Şu anda milli takımımızın fast-break sayısı yok. Baskılı savunma yaptıkça fast-break sayımız da artacak.
Türk Basketbolu ekolüne hızlı oyunu dahil etmemiz şart. Ama bunun için oturup tartışıp bilgilerimizi paylaşamıyoruz. Bu nedenle Basketfaul bunu yapmak için iyi bir ortam. Benim inancıma göre turnuva bizim için bugün başladı ve önümüzün daha açık olduğu inancındayım.
Bu turnuvadan en fazla yararlanan Ömer Aşık oldu ve gelişim gösterdi. NBA'de oynadığı takımlarda Ömer Aşık'a tek bir pas verilmez. Görevi perdeleme yapıp, içeri koşup turnike atmaktır. Sırtı dönük oyununu burada geliştiriyor. Önümüzdeki sezon buradan edindiklerinle NBA'de de daha iyi oynayacak. Ancak faulü hala tereddüt içinde atıyor. Demek ki şut doktorları Ömer'e rastlamadı.