1 Nisan 2025, Salı
spot_img
Ana SayfaTHY EUROLEAGUEParis Basketbol / Erman Kunter - Cumhuriyet

Paris Basketbol / Erman Kunter – Cumhuriyet

Başta Euroleague olmak üzere Avrupa basketbolu acaba sıkıcı mı olmaya başladı? Bu sezon müthiş işler yapan Fenerbahçe Beko’nun kazandığı ve Play-Off’u garantilediği Paris Basketbol maçından sonra çoğu basketbolseverin kafası karıştı gibi geldi bana. 18 takımlı Euroleague’de Paris Basketbol dışında diğer bütün takımların felsefeleri bile aşağı yukarı aynı. Artık neredeyse oynanan bütün setler bile birbirinin kopyası olmuş. Aklıma şu soru geliyor: Bu bir kolaycılık mı? Neredeyse joystick kullanarak idare edilen, koçların egosunun çok ağır bastığı bir sistemin sonu mu geliyor? 

Paris Basketbol belki bu sezon baraj maçlarına bile kalamayacak. Ama büyük bir yenilik getirdikleri kesin. Sezon başından beri aynı felsefeyle, hatta maçları bile aynı tarzda oynuyorlar. Hızlı oyun, çoğu zaman 8-10 saniyede potaya atış yapan, kimin yerine kimin gireceği (neredeyse alacakları süre) bile belli olan bir oyun tarzını seçmişler. Büyük yatırım yapan 10-12 takıma göre daha kısıtlı bir bütçeleri var. Ama buna karşılık deyim yerindeyse bütün büyük markalara kök söktürüyorlar. Kimini de yeniyorlar. Benim 1996’da Darüşşafaka’da ilk kez başlattığım “Motion Offense” felsefesinin diğer takımları nasıl şaşırttığını hatırlattılar bana. Ana prensipleri savunmayı okuma, gerektiğinde ilk topu atma, yoksa boş adamı bulana kadar topu çevirme üzerine kurulmuş. Tamam, kadroları ve bütçeleri kısıtlı, en büyük eksikleri ayakları çabuk iyi bir uzun gibi geliyor bana. O oyuncuyu bulsalardı bence sıralamadaki yerleri çok daha yukarıda olurdu. 

Koçlarının arka planda kaldığını, egosunu hiç öne çıkarmadığını fakat buna karşılık takımına disiplin açısından çok hâkim olduğunu görüyorum. Böyle bir sistemde bu kolay iş değil. Şimdi soru şu: Bu sistemin veya felsefenin geleceği ne olacak? Avrupa basketbolunda yeni bir sayfa mı açılacak? Önümüzdeki sezon Paris Basketbol gibi oynayan takımların sayısı artacak mı? Göze hoş gelen, süratli oynanan bir oyun tarzı mı yoksa kalıplarından dışarı çıkmayan, top adedini düşüren, koç ağırlıklı ama şu an için iyi sonuç alınan bir klasik mi izleyeceğiz? Ben Paris Basketbol gibi oynayan takımların sayısının artması taraftarıyım. En azından kısır döngüden kurtuluruz. Siz ne dersiniz?

BENZER HABERLER

3 YORUMLAR

  1. Sunu derim, cok uzun bir zamandir nba izliyorum. Gecenlerde eski, 90li yillara ait bir mac izledim, gercek savunmalar, bitmeyen double teamler, mucadele. Bugunku nba maclarina hadi bir bakayim diyorum, bir ceyrek anca dayaniyorum. Kunter’in bahsettiginin pir-ul azami orada, herkes mutlu, herkes sanki eski deyimle maca degil diskotege gelmis dans ediyir. Bir maca dans etmeye gidenler adina her sey mukemmel. Ilk topu atmayan, birak transitionu isinlanmayan oyuncu yok, mach2 mubarek, ne set var, ne de bir oyun, mac sonu kimin atacagi belli, 34 sayi atanin istatistigine bakin kac top kullaniyor? En az 30-35. 35de 13 saha ici isabet 5 tane de faul at, al sana hero… Begenen otursun izlesin, tepe tepe… Her aksam en iyisi orada, her sey var ama bir cok eski oyuncunun da sikayetleri var, bu oyun mu diyorlar, Dream Team efsanesi bile can cekisiyor neden diyorlar. Kisisel fikrim: bizler hep bir seyi taklit etmek zorunda miyiz? Neden? Gelip her topu 4.saniyede kullanmanin neresinde bir zeka pariltisi var? Basketbol oyunu nerede? Unutmayin nba’da bundan bile sikilanlar var, ucluklere sinir tartisiliyor!!! Mesela bence de nba euroleague gibi oynanirsa tum o atletler ve yeteneklerle tadindan yenmez. Ancak buyuk bir gercek ortada, en dusuk bilet 200-300 dolar×20.000×80 mac, sadece tv geliri 7 yil icin 12 milyar (12.000.000.000) dolar. Neredeyse makedonya butcesi kadar, inanilmaz. Avrupa Birligi tesvik butcesi ayirsa bu rakamlarin 30da birine ulasamaz. Euroleague’nin bu para gucune verdigi cevap oyun ve oyuncudur. Son 3 nba mvp’si Avrupa’li dir. Benim de fikrim sudur, herkes ne isterse onu oynasin, ama bu bir patern olmamali, ne belgrad ne atina ne de atasehir seyircisinin bundan sikayetci oldugunu hic sanmam. Dunyanin en populer spor dali futbolda gobek atan degil adrenalin sacan seyirci vardir, hatta bu yankilerin gercek sporu olan amerikan futboluna bir bakin, gobek atip dans eden bir kisi var mi. Birakin yankiler kendi oyununu oynayip, kanada’lilarin buldugu ama bir cogunun amerikan sporu sandigi basketbolda sampiyon olana “dunya sampiyonu” desin, kimse kimseyi taklit etmek zorunda degil. Tercihim bin defa euroleague. Fenerbahce adina da bir tavsiyem var, nba avrupa kuruluyor, marifeti efesi ovmekten ibaret necip basketbol medyamiz haberini bile yapmadi ama bu yeni organizasyona ilk davet edilecek 4 takim soyle; barca, real, paris ya da monaco ve FENERBAHCE. Benim kulube tavsiyem su; asil takimimiz euroleague’e devam etsin, nba’dan buyuk butceyi indirelim, ikinci takimimizi donatalim, onu pilot takim gibi tepe tepe kullanalim, hatta oradan indirdigimiz parayla nba’dan iskonto isteyip bir kac oyuncuyu asil takima paslayalim, hem kasamiz dolsun, hem de iki kulvarda da sampiyon olalim muzemiz de kupayla dolsun, hatta belki borc bile sifirlanir. Iste olay budur…

  2. Hücumda alınan sayıyı, hücum süresine bölüp, hücum etkin puanı hesaplayarak, hücumların süresini kısaltmaya yönelik bir taktiksel teşvik verilebilir mi? 🤔

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler