Ligin ilk 4 haftasını namağlup geçmiş, THY Euroleague’in iki takımı bizlere müthiş bir basketbol izletti. Galatasaray Medical Park, 10 bin seyircisinin desteğini arkasına almıştı ama Anadolu Efes’in de ‘Kerem Tunçeri’si vardı. Müthiş oynadı tecrübeli isim, her şey bir yana; böylesine sert bir maçta tam 38 dakika sahada kaldı. Arkadaşlarını yönetti, takımda kimin oyuna girmesi gerekiyorsa, nefis bir asist yaparak onu maça dahil etti. Tempoyu sürekli takımının istediği kıvamda tutmayı başarırken, en kritik anlarda da sorumluluğu ele aldı, art arda üçlükleriyle maçı kopardı. İstatistik kağıdında 13 sayı, 6 asist, 4 ribaunt yazıyordu ama, Kerem Tunçeri’nin oynadığı basketbolun karşılığı bence ‘2 puan’dı. Sinan ve Cenk’in savunmadaki müthiş katkısı, Ermal’in Zaza’yı yavaşlatarak çok kritik bir görevi başarıyla yapması da Efes için maçın kilit noktalarıydı.
Rakibinin boyalı alandaki sıkıntısını da iyi değerlendirdi Efes, özellikle ilk yarıda Barac’ı mükemmel kullandı. Belli ki Ufuk Sarıca, Maccabi maçında dışarıdan şuursuzca şut atan oyuncularını ciddi şekilde uyarmıştı. Boyalı alana giren ve sayıyla neticelenen her top, Efes’te dışarıdan da ‘yerinde’ şutların gelmesini sağladı ve fark ortaa çıktı. Zaman zaman Vujacic düzenden çıkıyor gibi olsa da, kenardan gelen müdahale hemen takımı toparladı.
Galatasaray cephesinde ise Zaza’nın takıma dönmesi, hücum anlamında boyalı alandaki eksiği gidermiş olsa da, yıldız oyuncunun henüz takıma savunma konusunda uyum sağlamadığı çok net ortadaydı. Uzunlarından verim alamayan Galatasaray için fark 14’e çıktıktan sonra Oktay Mahmuti’den gelen 3 guarda dönüş ve 5 kısalı sistem, oyunu yeniden ortaya getirse de, Efes gibi bir takımı yenmek sadece kısaların katkısıyla olabilecek bir iş değildi. Bir tek Furkan boyalı alanın direnen ismiydi ama karşısındaki geniş rotasyona karşı, o da ancak bu kadarını yapabildi.