Fenerbahçe BEKO, bu sezon ilk yenilgisini tattırdığı Euroleague’in son şampiyonu ve lideri Real Madrid’i Madrid’de de yenerek sezonun kalanı adına pırıl pırıl, yepyeni bir sayfa açtı…
Bir hafta önce Baskonia’yı sıra dışı bir hücum performansıyla geçen Sarı-Lacivertliler dün ise savunmanın galibiyetin anahtarı olacağının bilincindeydi.
Ve maçın başından sonuna kadar da istikrarlı bir şekilde ve en önemlisi de rakip baskıyı hissettirdiği, hatta son periyotta Real’in Campazzo ve Deck’le “çirkefliğe yattıkları” kaos ortamında da geri adım atmadan Madrid’den ilk 4 hedefine büyük fayda sağlayacak net bir galibiyet çıkardılar.
Real Madrid’in bir hafta önce de yine evinde Panathinaikos’a yenilmesi, bu maçı onlar için daha önemli hale getirmişti. Fenerbahçe’ye de kaybetmeleri halinde bu üst üste 3. yenilgi olacaktı ki, ligi domine etmiş, en yakın rakibinin 4 galibiyet önünde zirvede olan bir takım için kazanma alışkanlığını yitirme anlamına gelecekti. Bu detay, Fenerbahçe BEKO’yu tahmin edilenden daha dirençli bir Real Madrid’in beklediğini de işaret ediyordu. Ancak Sarı-Lacivertliler, özellikle ribaundlara fazlasıyla odaklanıp, rakibinin tempoyu yukarı çekip geçiş hücumlarından ürettiği sayıları minimize etmeyi başardılar. Real’e karşı hem de Madrid’de ribaundlarda 45’e 30 üstünlük kurmak galibiyetin de anahtarıydı. Tabii set savunmasında da bire birlerde kolay yenilmemek, rakip kısaların da oyunun belli bölümlerindeki cılız parlamaları dışında etkinliğini ortadan kaldırdı.
Üç çeyrek sonunda 10’da 0 üçlük isabeti bulan Real Madrid’in daha önce böyle bir istatistikli son periyoda başladığını hatırlamıyorum. Llull’un son çeyrekte bulduğu iki üçlük de farkın çift hanelerde seyrettiği süreçte geldi.
Hücumda da yine çok iyi iş çıkardı Sarı-Lacivertliler… Çizgi gerisinden çok yüzdeli olmasa da Sertaç, Nigel Hayes, Wilbekin ve Calathes’le ceza atışlarında bulduğu kritik üçlükler, özellikle son periyottaki kırılma anlarında çok işe yaradı. Devre sona erdiğinde, süre almayan Madar dışında tam 11 oyuncudan da skor bulmuştu Kanarya… Bu da paylaşım adına güzel bir detaydı.
Jasikevicius’a da bu maç özelinde ayrı bir parantez açmalı… Real Madrid’in oyunun içine dahil olmasına hiç izin vermedi Litvanyalı coach… Molaları en gerektiği anlarda kullandı, verim alamadığı Dorsey’de ısrar etmedi. Motley’i yine faul probleminden koruyarak maç sonunda sahada tuttu. Direksiyon yine Calathes’teydi. Yunan guard, 26,5 dakikada yine 12 sayı, 6 ribaund, 6 asistle aldığı sürenin hakkını fazlasıyla verdi. Campazzo ile yaşadığı gerginlikte de efendiliğini bozmadan Arjantinli yıldızın oyununa gelmedi. Nigel Hayes Davis de inanılmaz soğukkanlığı, ters eşleşmeyi yakaladığı anlardaki bitiriciliği ve hem hücuma hem de savunmaya verdiği enerjiyle alkışı fazlasıyla hak etti.
Sonuçta bu sezon deplasmanda “büyük maç kazanma” konusundaki sıkıntıyı da aşmış oldu Fenerbahçe BEKO… Son şampiyon Real Madrid’i 2 kez yenmiş olmak, evinde çift haneli farkla mağlup etmek, hem sezonun kalan maçları adına hem de Play-Off evresinde omuzlarında apolet olacak bir özgüven kazanımı oldu.
ANADOLU EFES UMUT TAZELEDİ
Anadolu Efes için de Bayern Münih karşılaşması Play-Inn yarışında ayakta kalmak adına ya tamam ya devam maçı anlamı taşıyordu. Lacivert-Beyazlılar, savunma sertliği açısından maça yine “düşük modda” başlayınca potasında daha ilk çeyrek sonunda 28 sayı gördü. İlk yarının son 5 dakikasında Mijatovic’in molasının ardından “nihayet” bu seviyede hedef maç kazanmak için savunma yapmanın şart olduğu gerçeğini “idrak edip” biraz kıpırdanınca bu hamlenin meyvesini alıp devre sonunda soyunma odasına önde giden taraf oldular.
Üçüncü periyotta, bu kez savunma sertliğinde çıtayı çok yukarı çekti Efes… Ve buradan aldığı enerjiyle de hücumda Larkin ve Clyburn önderliğinde “şiir gibi” aktı gitti adeta… Bayern’in direnci de bu sayede kırıldı ve rakibin top kayıplarından da fayda ile farkı 28 sayıya kadar tırmandırdı Lacivert-Beyazlılar… 35-16’lık üçüncü çeyrekte yaptığını maçın geneline yayması Efes için kalan maçlarda elzem… Bayern’e karşı ikili averajı da ele geçirdiği bu maç milat olmalı… Play-Inn için hala kapı açık…
