Fenerbahçe Beko, son şampiyon Panathinaikos’a karşı 13 sayı geriden gelip 5 sayı öne geçtiği son 3,5 dakikada bütün maçı geride götürmesine neden olan ‘basit hataları’ tekrar edince kayıp da kaçınılmazdı.
Panathinaikos, Mitoglu, Papapetrou ve Grigonis’un yokluğunda eksikti belki… Ama Fenerbahçe tam kadro iken daha eksikti!.. PAO’nun eksik iken fazlası vardı… Sarı-Lacivertli cephede ise eksiklikleri ‘yamamak’ için yoğun bir çaba!.. Eksik Panathinaikos (!), iki uzunu Lessort ve Ömer Faruk’la iki pota altında da ‘ezici’ üstünlük kurdu Kanarya’ya… Farkı da bu noktada yarattılar. Geçen hafta Madrid’de Ibaka ile Tavares’in ‘blok’ yarışına giriştiği milli uzunumuz, ‘madeni’ bulunca son derece verimli (12 sayı, 6 ribaund, 1 asist, 1 blok) bir maç çıkarıp, Lessort’u ve de takımın rahatlattı.
İlk yarıda ne Nigel Hayes ne de Baldwin ne de Colson devreye giremediler. Fenerbahçe’nin skora dönük ana unsurları işlerlik kazanmayınca, üstüne üstlük hücuma çıkarken yapılan basit top kayıpları (ilk yarıda 10) ve verilen hücum ribaundlarına karşın devreyi sadece 11 sayı geride bitirmek mucizeydi (!)… Üçüncü çeyrekte Baldwin’in uykudan uyanışına karşın Ömer Faruk’un boyalı alandaki etkinliğiyle PAO’yu ayakta tutması, Sarı-Lacivertli takımın geri dönüş için gösterdiği çabanın ‘kıpırdanış’ seviyesinde kalmasını sağladı.
Son çeyrekte savunmada nihayet bir karşı hamle yapıp, sertliği yukarı çekip, PAO’yu hataya zorlayıp, Tarık, Colson, Birch ve Baldwin’le 14-0’lık müthiş bir seri buldu Kanarya ve 5 sayı 70-65 öne de geçti, 3,5 dakika kala… Ama topu kenardan oyuna sokarken yapılan basit hataya gelen Brown üçlüğü, sonrasında hücumda Baldwin’in top kaybı derken 12-3’lük Panathinaikos serisi geldi, sadece 2 dakika içinde… Kısacası Fenerbahçe, dişiyle tırnağıyla kazanma noktasına getirdiği maçı yine kendi elleriyle teslim etti PAO’ya…
Geçen sezon bittiğinde evinde sadece 2 kez kaybetmişti Fenerbahçe… Bu sezon 5. maçta sahasında ikinci kaybı yaşadı… Skylar Mays’in transferi ile oyun kurucu sorunu çözülecek mi, göreceğiz… Bir maçta bunu görmek mümkün değil… Ama birkaç maçtır bas bas bağıran ‘atletik, kalıplı uzun’ eksikliğinin giderilmesi en az bu transfer kadar elzem…
EVDE MİSAFİR MUAMELESİ!
Tabii ki yenilgiye mazeret değil… Ama uzun zamandır bir ev sahibine bu derece ‘misafir’ muamelesi yapılan, bütün takdir haklarının gerçek misafirden (Panathinaikos’tan) yana kullanıldığı (en barizleri, ilk ve ikinci periyotta savunma faulüne 2 kez hücum faul çalınıp, son çeyrekte en kritik anda hızlı hücumu topa değil rakibe hamle yaparak kesen Sloukas’a sportmenlik dışı değil de normal faul çalınması) bir maç izlememiştik. Vücut dilleri, niyetlerini açık seçik anlatan dünkü hakemler gerçekten kötü niyetliydi.
Maçı hakeme indirgemek olmamış
sen de burada olmamissin, neden mi: daha 20. saniye lessort steps, 1.dakika lessort tam 4 adım, 3.dakika top disaridan gelmisken 3luk, Guduric pozisyonunda faul bile yok topa dokunuyor, kasti faul, sloukas Tarik’a kasti faul yapiyor, sonuc normal faul, nunn turnike atiyor, 4 numarali yandan faullu screen devam, maca cok sert baslayan Fenerbahce hemen faullerle durduruluyor, pana tam 25 faul atıyor. Yuzlerce yabancı, hirvat, sirp, italyan alman bas bas hakem diye isyan ediyor, yuru futbol coplugune, kor ve cahil…
ayrica devon hall bos turnikesinde lorenzo hall in neredeyse dirsegine vuruyor… bunlar sadece aklimda kalanlar, dikkatli bakilsa skandal cok daha buyuk, euroleague adina bir utanc gecesi daha, hem de kallavisinden. korler ve sagirlar birbirini agirlarken…