Sezon başı itibarıyla iki takımın da tam olarak hazır olmadığı, hatta ciddi eksikleri olduğu Euroleague derbisinde Fenerbahçe BEKO, daha iyi bir takım kimyasına sahip olmanın farkıyla kazanmayı başardı.
Saha içi dinamiklerine bakıldığında, geçen yılki şampiyon kadrodan önemli isimleri yitirmiş olsa da oyun karakteristiği olarak ‘özünü koruyan’ bir Fenerbahçe BEKO vardı sahada… Tıpkı geçen yıl arka arkaya gelen ağır yenilgiler sonrası verdikleri reaksiyonun bir benzerini, geçen haftaki Bayern Münih galibiyetinin de üzerine koyarak verdiler dün…
Bayern Münih karşısında, 1 yıl aradan sonra kadroya geri dönen Wilbekin’in adeta ‘yeniden doğuşunu’ görmüştük… ABD asıllı devşirme guard, dün de 4/5 üç sayı isabetiyle Sarı-Lacivertli takımın hem saha içindeki özgüven seviyesini yukarıda tuttu hem de kriz anında ‘çözüm olma’ konusunda ne derece hazır olduğunu da bir kez daha ortaya koydu. Onun için bir nevi ‘yeni transfer’ tanımlaması da yapılabilir!..
Fenerbahçe, küçük detaylara daha fazla özen gösteren taraftı dün… 18 top kaybına karşın ribaundlarda, özellikle de hücum ribaundlarında ikinci şans olanağı yaratıp, serbest atış çizgisinde yüksek isabet bulup, yardım savunmasında da yine çok iyi iş çıkarıp Efes’e, özellikle de ikinci yarıda kolay sayı imkanı vermediler.
Anadolu Efes cephesinde ise ‘çözüm süreci’ hala devam ediyor… Rollerin netleşmemiş olması, hücumda üretimin o günün koşullarında ‘rastlantılarla’ şekillenmesi, oyun akarken olmasa da maç sonlarında belirgin biçimde sorun yaratıyor. İş, dönüp dolaşıp el yakan topları kullanmaya geldiğinde de de işte bu ‘kakafoni’ Efes adına en çok baş ağrıtan sorun gibi duruyor… Coach Kokoskov’un, Dozier, Swider ve Loyd gibi istikrar konusunda en azından şu aşamada ‘sorunlu’ görünen bu isimlerde ısrar edip, Beaubois’yi tamamen ‘devre dışı’ bırakması pek de mantıklı görünmüyor. Gerekçesi nedir bilinmez ama Beaubois gibi bir ‘sorun çözücünün’ hiç süre almaması garip…
Sonuçta sahada ‘nasıl oynaması gerektiğini’ iyi bilen bir Fenerbahçe BEKO vardı ve Sar-Lacivertliler bu artısıyla da fark yaratarak kazandı. Kırılma anlarında Efes’in aksine Baldwin ve Wilbekin’i en iyi şekilde kullanıp sonuca gittiler. Kanarya’da Jantunen’in veriminin giderek düşmesi de dikkat çekici… Ciddi savunma zaafları ister istemez dakikaları azalttı. Bacot’ın ise tam da bu noktada günden güne gösterdiği gelişim ise sevindirici… Dün geldiği günden bu yana en verimli maçını oynadı.
Gökhan Türe
Efes’de bir çok yeni oyuncu ve koç var sakatlar da cabası, zaman ve sabır gerek.