Yazının başlığı bir atasözümüzden alıntı.
“Eski” ile “Yeni”nin bir arada daha güzel olduğunu belirten bir söz.
Ne doğru söylemiş büyüklerimiz.
Bugün Kadın Millilerimiz de İsrail önünde “eskiler” ile “yenileri” iyi kaynaştırınca, ilk maçını farklı bir galibiyetle kazandı.
Kadın Basketbol Milli Takımı Avrupa Şampiyonası elemelerinde ilk sınavda İsrail’i 72-53 mağlup etti.
FIBA sıralamasında 10. olan Potanın Perilerinin, 45. sırada olan İsrail karşısında zorlanması zaten beklenmiyordu. Ama merak edilenler vardı.
Uzun vadeli yani stratejik soru şuydu;
Kadın Milli Takımı 2011’de kazanılan Avrupa 2.liği ve 2013’te gelen Avrupa 3.lüğü sonrasında 2015’te 5. olarak bir iniş dönemine mi girdi?
Yoksa jenerasyon değişimi ile Euro’da ilk dört seviyesinde kalmaya devam edecek miyiz?
Bu soruya cevabı elbette Potanın Perileri ve teknik yönetim sahada verecek.
Bu stratejik hedef kapsamında, ilk maç öncesinde ise akıllarda taktik yani daha kısa vadeli sorular vardı.
Mesela,
Birsel Vardarlı ve Nevriye Yılmaz’ın yer almadığı “formatta” karar anlarında sorumluluğun Sanders’ın yanı sıra kimlerde olacağı, rollerin dağılımı, Işıl Alben’in savunmada eskiden yaptığı rakibi yıpratma görevini kimin devralacağı ilk akla gelen sorulardı.
Öncelikle belirtelim Dünya klasmanında 10. Sırada olan Potanın Perileri FIBA sıralamasında 77. Romanya, 78. Bosna Hersek ve 45.sırada olan İsrail’in bulunduğu gruptan tüm maçlarını kazanarak kolaylıkla çıkacak kapasiteye sahip.
Burada esas olan, yeni oluşan kadronun Euro2017 seviyesinde rakiplerle karşılaşana kadar göstereceği gelişim ve yeni oluşacak kimyanın takımı yeniden Avrupa’da ilk dört mücadelesine girecek ritme taşıması.
Açık konuşmak gerekirse bugünkü rakip İsrail 5,5 oyunculu rotasyonu ve kısıtlı yetenek kapasitesi ile bize rakip olamazdı.
Bununla birlikte, İsrail liginde yabancı ve devşirme oyuncuların artan sayısı nedeni ile grev yapıp yabancı sayısının kısıtlanmasını sağlayan İsrailli oyuncuların, uzun yıllar sonra Euro 2017’ye katılabilmek için çok mücadele edeceği beklenmeliydi.
İsrail takımı maçın sonlarında sınırları zorlayacak kadar sertleşse de aradaki farkı belirleyen her zaman Potanın Perilerinin iyi yaptıkları ve iyi yapamadıkları oldu.
Oyunun oynanan bölümünde maça “gurur veren” bir odaklanma ile başlayan Olcay Çakır, Ayşe Cora, ribaunt katkısı ile Tuğçe Canıtez farklı önde gitmemize katkı yapan isimler oldu.
Bu maçta karar anlarında ise Bahar Çağlar ve yorulduğu son bölüm dışında asistleri ile topun doğru ve sıcak ele gitmesini sağlayan Işıl Alben vardı.
11 Oyuncudan sayı bulmamız kenardan gelenlerin skora katkısı olduğunu gösteriyor. Savunma ve ribauntlarda takıma vazgeçilmez katkı yapan Sanders’ın hücumda ritmini bulamadığı günde kenardan gelenlerin katkısı önemliydi.
Rakibi 53 sayıda tutmak savunmayı iyi gösterse de, hem bireysel hem de savunma rotasyonlarının zamanlaması anlamında gelişmesi gereken detaylar olduğu görülüyor.
Savunmada hataları azaltmanın dışında, sertleşen savunmalara karşı top kaybı sayısını indirmek, Işıl’ın kenarda olduğu bölümde oyunun akışkanlığını ve doğru eli bulacak şekilde P&R oyunlarını devam ettirmek, ribaunt üstünlüğünü fastbreak – transition verimine dönüştürmek bu maçta kolay bir rakip önünde görülen gelişme alanları.
Lara Sanders’ın özellikle deplasman maçlarında bu kadar kolay fauller yapmaması gerekiyor.
Sanders tecrübesi, rakip 3-4-5 numaraları savunabilecek mobilitesi, ribaunt katkısı ile skora katkı yapmadığı günde bile takımımızın vazgeçilmez bir parçası.
Coach Aziz Akkaya bu maçta tüm oyunculara süre vererek gelecek maçlar kapsamında doğrusunu yaptı. Yerinde aldığı molalar ve karar anlarında sahaya sürdüğü oyuncular ile kafasındaki rol dağılımına dair mesajları da net şekilde ortaya koydu.
Sözün özü, bugün Potanın Perileri iyi bir başlangıç yaptı. İlk gün her zaman bazı şeyler planlandığı gibi gitmez.
Bosna Hersek deplasman maçında daha da iyi bir basketbol izleyeceğimizi düşünüyorum.
Twitter:@hayripekergin