Efes sezon içinde önemli bir evrim geçirdi. Sadece genel iyiye gidiş veya rollerin daha net tanımlanması, bireysel formların yükselmesinden bahsetmiyoruz. Bir hızlı hücum takımına dönüşmeye başladı lacivert-beyazlılar. Mahmuti’nin koçluk kariyerinde de bir ilk olsa gerek bu.
Elbette bu kadronun yapısı ile alakalı. Hareketli oyunda çok daha verimli olan Farmar, Vujacic, Savanovic, Semih, K.Gönlüm, Sinan, Shipp gibi isimler varken bu kesinlikle daha uygun yol Efes için. Üstelik savunma “klasik Efes” sertliğine yaklaşmışken, Avrupa Ligi’nin en çok top çalan takımıyken hızlı hücumu tetiklemek daha kolay.
Sert savunma tamam. Bunun getirdiği tetiklenen hızlı hücumlar tamam. Rotasyon ve rol dağılımı tamam. Ancak Efes eğer gerçekten bir adım daha ileri atıp Final Four yapacaksa son halka yarı saha hücumu geliştirmek olmalı. Çünkü oyun sete set kalınca Gordon’un bire birleri ve K.Tunçeri’nin ikili oyunları dışında hemen hemen hiçbir etkili silahı kalmıyor lacivert-beyazlıların.
5 DAKİKA BOŞ GEÇTİ
Dün Panathinaikos maçı bunun en net tablosunu sergiledi. İlk yarıda savunmanın tetiklediği hızlı hücumlarla coştu Efes. Sadece Savanovic 3 boş turnike attı açık sahada. Erken hücumda bulunan çabuk sayılar da cabası. 38 sayı attı OAKA’da Efes. O sert, inatçı Pana savunmasına. Savunma ikinci yarıda da sürdü. Hatta 3. çeyrek sonunda 7 sayı geriye düşünce iyice savunmaya sarılıp tam 5 dakika sayıya izin vermedi. Ama işte tempo düşünce hücum sıkıştı. Sıkışınca da o 5 dakikada ancak 7 sayı geldi ve en iyi oynadığı dönemde skor üstünlüğünü alamadı lacivert-beyazlılar.
Ve hücum bir kez yavaşlayıp tıkanınca rüzgâr son 7 dakikada tersine döndü. Bu defa 5 dakika sayı bulamayan Anadolu Efes oldu. Panathinaikos ise buna tam 16 sayı üreterek yanıt verdi… 16-0!
Savanovic hariç takım halinde %33’de kalınan bir maçı kazanmak kolay değil elbette. En çok eline bakılan Farmar-Gordon mesela 5/18 attı. Ama bireysel olarak değil oyun olarak duruma bakmak gerek. İkinci yarıda Savanovic dahil 7/22’de kaldı Efes. Ve eğer tempo düştüğünde de verimli hücum edebilirse ancak zirveye doğru son eksik adımı atmış olacak.
