Anadolu Efes, Kızılyıldız deplasmanında gel-gitlerle dolu, nefesleri kesen bir maç sonunda Sırp rakibini uzatmada devirip üst üste 7. galibiyetini elde ederek play-off’un kapısını ardına kadar açtı.
Aynı hedefe odaklanan, play-in ile play-off arasında adeta ‘arafta kalan’ iki takımın mücadelesi şanına yakışır cinstendi…
Oyuna McIntyre&Petrusev ikilisinin hücumdaki üretkenliğiyle giren Kızılyıldız, ikinci 5 dakikalık diliminde 11-2’lik seri bulduğu ilk periyodu 24-16 önde kaparken, Efes’in savunma zaaflarından fazlasıyla faydalanıyordu. İkinci çeyrekte oyuna dahil olan Dozier, Efes adına ‘oyuna çeki düzen verip’ Lacivert-Beyazlılar’ın hücumda eksik kalan ‘oyun aklı’ olmayı başarınca işin rengi değişti. Thompson’ın verimsiz gecesinde o boşluğu gerçekten iyi doldurdu Dozier… İkinci çeyreğin ortasına kadar da Dozier’ın başı çektiği 24-8’lik müthiş seri ile kontrolü ele geçiren Efes’ti. Ancak molanın ardından, çeyreğin son 4 dakikasına 14-4’lük seri sığdıran ev sahibi takım, soyunma odasına da 7 sayılık avantajın moraliyle giden taraftı.
Açıkçası ilk yarıda potasında tam 50 sayı gören Efes cephesinde, kazandığı son 6 maçın aksine eksik olan en önemli şey savunma sertliğiydi. Soyunma odasından Beaubois ile birlikte o enerjiyi getiren ve eksiği kapayan taraf oldu Efes… Tam 6 dakika rakibini 4 sayıda sınırlayıp, Beaubois, Bryant, Larkin ve Smits’in üçlükleriyle 20-4 gibi bir müthiş seri daha yaratmayı başardılar. Ancak Beaubois’nın sakatlanıp devre dışı kalması sonrası periyodun kalanında adeta durdu Lacivert-Beyazlılar… 6 dakika 20 sayılık üretim sonrası kalan 4 dakika 4 sayıda kaldı Efes… Davidovac, Petrusev ve Giedraitis’le gelen 9-2’lik seri ile son periyoda girilirken farkı tekrar 2 sayıya (64-66) çekmeyi başardı ev sahibi…
Hasta hasta oynayan Larkin’in üçlüğü ilaç gibiydi son periyodun başında… Ardından Ercan ve Poirier ile boyalı alan üretiminin üzerine 33.55’te bir de köşeden Nwora üçlüğü gelince maçtaki en büyük farkı (66-78) 12-2’lik seriyle buldu temsilcimiz… Ne varki Kızılyıldız’ın da pes etmeye niyeti yoktu… Kalinic’in üçlüğü ile sönen ateşi yeniden yakan Sırp ekibi, McIntyre, Canaan ve yine Kalinic’le maçın sonuna 22-10 ile gelip, 88-88’lik skorla oyunu uzatmaya götürmeyi başardı.
Uzatmada küçük detaylara daha iyi odaklanan, basit oynayıp, çizgi gerisini zorlamadan potaya gitmeye odaklanan Efes, rakibinin de tam tersine ısrarla dış atışları zorlaması ve ‘çuvallamasıyla’ ibreyi yeniden lehine çevirdi. Petrusev’in smacıyla başlayan uzatmada, Smits ve Poirier’yi çembere gönderen Efes, bir de Larkin’le köşeden üçlük bulunca 9-1’lik seriyle 91-97 öne fırladı. Canaan’ın basketi sonrası boş Efes hücumunun ardından McIntyre’ın inanılmaz üçlüğüyle fark tekrar tek sayıya (96-97) eridi. Bryant’ın dengesiz ve isabetsiz atışı sonrası son hücumda McIntyre’ın yakın mesafe atışı kaçınca Efes, nefes kesen mücadeleyi kazanıp, Play-Off yolunda da dev bir adım attı.
Bundan 7 maç önce neredeyse sezona havlu atma noktasına gelen Efes’in bu ‘mucizevi’ geri dönüşüne şapka çıkarmak gerek… O zaman da söylüyorduk, yine tekrar edelim… Ligin en geniş, en kaliteli kadrolarından birine sahip Efes’in aşamadığı sorun sahada bir bütün olamayışıydı… Ne zaman bunun üstesinden gelip birlikte hareket etmeye, savaşmaya, pes etmemeye karar verdiler, işte o zaman gerçek güçlerini de yansıtma fırsatı buldular… Bunu ‘son düzlükte de olsa’ yapmayı başardılar ve şu aşamada ligin en formda ekiplerinden biri konumundalar.
Tabii, çıtanın böylesine kısa bir sürede bu kadar yukarıya yükselmesinin ana unsurlarından biri olan, takımın ‘tutkalı’ konumundaki Beaubois’nın sakatlığı, muhtemel Play-Off arifesinde hatta önümüzdeki haftaki Zalgiris Kaunas maçı öncesinde Efes için büyük şanssızlık… Umarım Efe, sezonun kalanında da bir şekilde bu çizgiyi koruyup öncelikli hedefi play-off’a ulaşır… Sonrasında her şey mümkün…
Gökhan Türe