A Milli Basketbol Takımı'nın yıldızlarından Ersan İlyasova, takım kampına geldi, ilk röportajını Milliyet'e verdi.
Büyük bir gururla ay-yıldızlı formayı terletmeye devam edeceğini belirten tecrübeli basketbolcu, “Karadağ ve
Slovenya maçlarının hayati önem taşıdığını biliyoruz. Şimdiden sözünü veriyorum. İnşallah Dünya Kupası’na gideceğiz. Ben de Çin’de Türkiye için mücadele edeceğim” dedi.
A Milli Basketbol Takımımız’ın son iki organizasyonda yokluğunu hissettiği isimlerden birisi Ersan İlyasova… Uzun yıllardır NBA’de forma giyen ve Avrupa’nın en iyi 4 numalarının başında gösterilen yıldız basketbolcu, Dünya Kupası elemelerinde Karadağ ve Slovenya ile tarihi maçlar oynayacak ay-yıldızlı ekibimizin kadrosuna katıldı ve hem katılamadığı organizasyonlar, hem de gelecekle ilgili önemli açıklamalar yaptı.
Öncelikle Milli Takım’a gelme konusuna değinen milli basketbolcu, “Ben milli takım için her zaman istekliyim. Daha önce de bu formayı gururla giydim. Ama bazen kulüplerle kontrat sıkıntıları yaşanabiliyor, orada kalmanız gerekiyor. Ama bu yıl ne mutlu ki gelebildim. Elemelerde kritik maçlar oynayacağız. Tam kadro çıkacak olmamız avantaj. Yeni isimlerimiz var. Ben birçoğuyla ilk kez yan yana geldim, ama istekli olduklarını anlayabiliyorsunuz. Başarı için ne kadar gayret gösterdiğiniz sonucu belirler. Bizim takımımız da o gayreti gösterecek isimlerden kurulu” dedi.
Ankara’daki Karadağ ve deplasmandaki Slovenya maçlarıyla ilgili düşüncelerini anlatan İlyasova, “Slovenya’nın eksikleri var ama son organizasyonda Avrupa Şampiyonu oldular ve onlarla deplasmanda oynayacağız. Karadağ da ne kadar tehlikeli olduğunu gösterdi. Amacımız 2’de 2 yapmak. Çünkü bu iki maçı kazanmamız durumunda galibiyet sayımızı 6 yapacağız. FIBA’nın yeni uygulaması bence kötü oldu. Sonraki maçları sezon ortasında oynamak gerekecek ve kasım ile şubat maçlarına NBA’de oynayan oyuncuların zaten gelmesi mümkün değil. Dolayısıyla tam kadro çıkılacak bu iki maç final niteliğinde” ifadelerini kullandı.
Dünya Kupası’nda oynamayı çok istediğini de sözlerine ekleyen tecrübeli basketbolcu, “Oraya gitme hakkını elde edersek ve sonrasında yaşayacağımız uzun sezonda bir sakatlık vs. gibi kötü bir durumla karşılaşmazsak, Çin’deki organizasyonda da ay-yıldızlı formayı giymek benim için büyük onur olacak” diye konuştu.
‘2010’u unutamadım’
NBA’de hep söylenen şey, taraftar coşkusudur. Orada daha büyük salonlar var ama coşku burada farklı. Türk seyircisini özledin mi?
-Çok farklı. Kafamda hâlâ 2010 Dünya Şampiyonası’nda yaşadıklarımız var. Organizasyon İstanbul’daydı ve Sırbistan’ı yenerek finale yükseldiğimiz günün gecesi Sinan Erdem’den otele gidememiştik. Herkes sokaklardaydı bize destek için. Öyle bir gücün arkanızda olduğunu bilmek motivasyon yaratıyor. 2010’un ilk turunu da Ankara’da oynamıştık ve orada coşku müthişti. Ankara seyircisinin aynı atmosferi yaratacağını düşünüyorum. Slovenya’daki maçta da yanımızda olamasalar bile desteklerini bir şekilde bize hissettireceklerdir. Biz de inşallah Türk halkını üzmeyeceğiz.
‘Kerem Tunçeri hâlâ formda’
Hidayet Türkoğlu, Ömer Onan, Kerem Tunçeri gibi senin aynı takımda oynadığın isimlerin şimdi federasyon ve milli takımda yöneteci konumunda olması ne hissettirdi sana?
-Değişik geldi. Ben onları hep saha içinde görmeye alıştığım için idmana geldiklerinde kenarda oturuyor olmaları garip. Ama Türk basketbolu için iyi bir durum olduğunu düşünüyorum. Senelerdir bu işin içindelerdi ve neyi nasıl yapmaları gerektiğini çok iyi biliyorlar. Kolay değil işleri ama adım adım gerekeni yapacaklardır. Kerem Tunçeri milli takımda olduğu için daha çok vakit geçiriyoruz, şut da attık biraz. Hâlâ formda olduğunu görmüş oldum.
‘Sürekli rekabet var’
NBA’e dönelim. Bizim seni özdeşleştirdiğimiz yere döndün. Milwaukee ile 3 yıl kontrat imzaladın. Kafan rahatladı diyebilir miyiz?
-Yok abi diyemeyiz. Sürekli rekabet içindesin. Tabii ki 3 yıllık kontrat biraz rahatlatıcı gözüküyor, özellikle ailem için. Çünkü sürekli yer değiştirmek yıpratıcı bir durum. Ancak takas olma durumu da var. Ben iki senedir 4-5 takım değiştirdim. Alışmaya çalışıyorsun ama kolay değil. 1 yıllık kontratlarda acaba sakatlanır mıyım korkusu da oluyor. Ama 3 yıllık kontrat burada avantaj getiriyor. Kadroya baktığımızda bildiğim bir antrenör var. Budenholzer ile Atlanta’da çalıştım. Kulübe baktığımda aslında hiç bilmediğim insanlar var. Antrenör menajerler, kulüp çalışanları hep değişti. Yalnız birkaç oyuncu kaldı. Özellikle Antetokounmpo’yu söyleyebilirim. Kendisini geliştirdi ve All Star oldu. Onun takımda bulunması önemli. Bir de bizim konferansta play-off’un daha ulaşılır olduğunu düşünüyorum. Umarım bunu da başarırız.
‘Gençler yetenekli’
Senin pozisyonun çok kritik. Yıllardır 4 numarada sıkıntımız var. Yeni arkadaşları yavaş yavaş tanıyorum dedin. Gençleri nasıl buldun?
– Yetenekli isimlerin olduğunu gördüm. Berkan, Metin, Ayberk, Metecan, Ege gibi… Ama Türk oyuncuların işi artık kolay değil. Çünkü takımlarında yıllardır süre alamadılar yabancı kuralının etkisiyle. Bizim zamanımızda inanılmaz bir rekabet vardı, kulüpte oynayıp milli takıma seçilelim diye. Şimdi oyuncular hiç süre almadan sezonu geçiriyor, milli takımda oynayıp kendilerini göstermeye, kulüplerinde şans bulmaya çalışıyorlar. Örnek olarak Melih gibi bir oyuncu Fenerbahçe’de çok oynayamadı. Ama milli takımda kendisini gösteriyor. Gençlerin de bunu yapması lazım.
Kaynak: milliyet