''Çevrede yarattığımız, hatta yarattığım kirlilikten ötürü tüm Türkiye'den özür dilerim'' diye bir ilan verse TBF veya lüzumlu, lüzumsuz yöneticileri yeridir. Bir kaynaktan gelen habere göre Spor Toto Teşkilatı, resmi bir yazı ile damgalı mühürlü, imzalı TBF'ye dönmüş ve ''Biz İDDA bahisleri için hiçbir soruşturma yapmadık, hiçbir resmi, yarı resmi kuruluşla temas etmedik'' demiş ve ilave etmiş; ''Biz bir müsabaka ve sonuçları ile ilgili endişe duyarsak, önce oranlarını değistiririz, sonra da müsabakayı tamamen bahis listesinden çıkarırız.''
Gün geçmiyor ki, şaibeli bir yorum ortaya atılmıyor, Sayın Ahmet Kurt'un canlandırma yaptığı, yani uydurduğu Aydın Örs olayından tutun, sakatlık ve/veya disiplin nedeniyle oynamayan oyuncuyla ilgili şaibeler, maç sonunda atılacak bir basketin neticeyi değiştirmeyeceği ortada olduğu halde iki defa 3'lük atış deneyen ama başarısız olan takım koçunun bahis olayının içinde olduğunu ileri süren görüşler ortaya çıkmıyor, Ortaköy kıraathanelerinde “İşte antrenör iddaa oynamış” çığlıkları atılıyor.
Hiç üstüne vazife değilken, ''Okur bilgilendirme'' adı altında, ne soran var, ne istekte bulunan, belki de hayatında basketbol maçına bile gitmemiş, ülkenin en saygın gazetesinin bildirici yazarı, maalesef bilmeden yazılar yazıyor, hiç bir şey de bildiremiyor, eçel durumuna düşüyor.
Hani, ''Bir deli kuyuya taş atmış, 50 akıllı çıkaramamış'' derler ya, aynen onun gibi birşey. Bu arada kimler konuşmuyor. En başta TBF Başkanı, yönetimi, ilgilileri, bir tek bir kurban bulmuşlar. Şimdilik besliyorlar kurbanı, bir punduna getirip kesecekler ve onlar açısından sorun bitecek.
Öte yandan trilyon değil de, zirilyonlarla ifade edilebilecek gelirler elde eden bahis firması da ortada yok. Taraflardan, antrenör veya antrenörler haklı olarak sustular. Eğer varsa, ki bence yok; spor ve basketbol medyası kulağının üstüne yattı, şaibeler devam ediyor, pislik, çamur, tsunami gibi yayılıyor. Olur olmaz yazılar yazılıyor, ağzı olan konuşuyor, bir tek onlar konuşmuyor. Evlerde endişe ile aileler ağlıyor, anneler ağlıyor, çocuklar, torunlar ağlıyor. ''Çevreye verdiğimiz kirlikten ötürü özür dileriz ama senden ötürü, senden ötürü'' diyordu ” EYVAH, EYVAH'da Ata Demirer.



