Ulusal Kanal'da yayınlanan ve Nejat Sayman'ın moderatörlüğünü yaptığı Hücum Faul programına katılan Aydın Örs, Çetin Yılmaz ve Hakan Yavuz; Türk antrenörlerinin sorunlarına değinirken Çetin Yılmaz ilginç bir öneride bulundu: “Takımlar antrenör ve stafftakiler de dahil 6 yabancı bulundursun”
Türk yöneticileri için “feci” deyimini kullanan Çetin Yılmaz, Türkiye'de anlamsız bir yabancı hayranlığı olduğunu söyledi.
Programa katılan 3 antrenör şu görüşlerde bulundu:
ÇETİN YILMAZ
– Federasyonun TÜBAD'ın görüşlerini, önerilerini dikkate almaması konusunda şunu söyleyebiliri. Fikir alışverişi için en az iki kişi, iki taraf gerekir. Bir taraf fikir almak istemiyorsa alış veriş de olmaz.
– Antrenör olmak kolay değil. Örneğin 8 yaşında basketbola başlayıp diyelim ki 32 yaşına kadar basketbol oynayacaksın. Bıraktığında sana antrenör olarak bir minik takım verecekler, daha sonra yılıdız takım, genç takım, A takım yardımcılığı derken başantrenör olarak belki basketbola 40 yılınızı vermiş olacaksınız. Bir kulüp başkanının “Şu basketbola sen bakıver” dediği bir yönetici 6 ay sonra herşeyi öğrenip hem sizle, hem basketbolla ilgili bütün kararları verecek. Bu zor ligde bir takım 4 yenilgi aldığında ve bu çok anormal bır durum değildek o yönetici sizi görevden alacak ve akıl hocalarının yönlendirmesiyle yerinize bir başkasını, büyük olasılıkla da bir yabancıyı getiecek. Bana istedikleri kadar kızsınlar, bugün basketbolumuzda yönetici konusu için ancak”Feci” deyimini kullanabilirim.
– Çin'e gittiğimde şunu görmüştüm. Yabancı olduğunu anladıkları birisiyle karşılaştıklarında saygılarından kenara çekiliyorlardı. Bugün Türk Basketbolu'ndaki durum da bu. İnanılmaz ve gereksiz bir yabancı hayranlığı var. Yabancıların ağzının içine bakıyorlar.
– Yabancı koçar gelirken yardımcılarını, fizyoterapistlerini, istatistikçilerini de dışarıdan getiriyorlar. Unutulmasın ki Hidayet, Mehmet Okur, Semih Erden, Oğuz savaş, Avrupa ve Dünya ikincisi olan takımda kim varsa 8 yaşından beri Türk koçlar tarafından yetiştirildi. Onları Tanjevic yetiştirmedi. Avrupa Şampiyonluğu'nu kazanan Genç ve Ümit Milli Takımımız oyuncularını Türk koçlar yetiştirdi.
– Yabancı konusuna çözüm çok basit. Federasyon takımlara oyuncu ve staff dahil 6 yabancı hakkı verir. Kulüpler ister 3 yabancı oyuncu, 3 yabancı antrenör alır, ister 5 yabancı antrenör, 1 yabancı oyuncu alır. Euroleague'de istediği kadar yabancı kullansın.
– İspanya'da bir yabancı, bir milli takım oyuncusuna dirsek vursa hakemler onu bir saniye sahada tutmaz. Bizdeki yabancı hayranlığı ise bizlere Türk değerlerini dahi unutturuyor.
– Bizim antrenörlerin en büyük hatası herşeyi bildiğini düşünmek. Ayrıca kendisinin dışındakiler hep kötü. Başkalarının omuzuna basarak yükselmeye çalışıyor. Bu Ortaçağ sistemi. Yabancılar kanlı bıçaklı da olsa birbirini eleştirmez ve korur.- Furkan, Cedi Anadolu Efes'te süre alıyor ama onlar süper marketten alınmadı. Onları Türk antrenörler yetiştirdi. Türk antrenörler gençlere süre veremiyorsa, kredileri olmadığı içindir. Onların kredisi yok.
AYDIN ÖRS
– Yabancı oyuncu konusunda statü oluşturulurken TÜBAD'ın düşüncesi alınmadı. Mesleki olarak bazı sorunlarımızı ve önerilerimizi geçen yıl federasyona ilettik ama bugüne kadar bir yanıt alamadık.
– Yabancı antrenör konusunda bazı kriterlerin uygulanması gerekir. Doğal olarak bu da TBF'nin işi.
– Hakan Yavuz geçen sezon TB2L'nin en düşük bütçelerinden biriyle 1. Lig'e çıktı ama bugün işsiz. İlla ki bir menajer grubunun portföyünde mi olması gerekir!
– Türk oyuncuların rekabete girmesi gerekir. Ergin Ataman, Sinan'ı oynatmak zorunda değil, birçok yabancısı var ama Sinan takır-takır oynuyor.
HAKAN YAVUZ
– Atı alan Üsküdar'ı geçti ama atı Üsküdar'a kadar Türk antrenörler getirdi. Bundan sonra o atı yine Tüürk antrenörler alacak. Sonuçta açık piyasa koşulları var, yabancılar da geleblir. Bizi üzen Türk meslektaşlarımızdan daha kötülerinin gelmesidir.
– Bizim de özeleştiri yapmamız ve çözümleri bulmamız lazım. Türk antrenör baştayken ve takım kötü giderken transfer yapılmıyor, onu görevden aldıktan sonra transfer yapıyorlar. – Kerem Tunçeri'yi 17 yaşında iken A Takım'da oynattığımızda yönetici gelip, “Oynatmayın” dedi. Kendisine iki yıl sonra 1 milyon dolar bonservis değeri olabilecek bir oyuncu olduğunu anlatmaya çalıştık. Galatasaray Kerem'i 800 bin TL'ye sattı ama sezon sonunda biz yoktuk.
Kaynak: Basketfaul