Fenerbahçe BEKO için normal sezonu birinci sırada kapamak, Galatasaray NEF için ise Play-Off’ta ilk 4 içinde yer alarak saha avantajını yakalamak adına “kritik” bir dönemeçti derbi…
Sarı-Kırmızılılar’ın son dönemdeki hamlelerine baktığımızda, öncelikle coach değişikliğinin takıma olumlu etki ettiğini görüyoruz. Özellikle savunma direnci, oyuncuların süre ve rollerinin paylaşımı anlamında yeni coach Andreas Pistiolis’in yerinde hamlelerle oyun kalitesini yukarı çektiği net… Buna bir de kısa rotasyonuna Isaiah Canaan hamlesini de eklersek, Galatasaray NEF’in Play-Off’ta kimle eşleşirse eşleşsin “zor” bir rakip olarak karşısına çıkacağı ortada…
Dünkü galibiyetle “özgüveni” de artı hanesine eklediler. Dee Bost ve Melo Trimble gibi iki önemli şutörün yanına eklenen Canaan’ın Türkiye’deki ikinci maçında Fenerbahçe karşısındaki performansı yeni takımına neler katabileceği açısından da önemli bir göstergeydi. O’nun varlığı Dee Bost ve Trimble’ın da elini rahatlatmış, üzerilerindeki yükü almış görünüyor… Maçın sonundaki kırılma anlarında bu “konforu” en iyi şekilde kullandılar.
Fenerbahçe BEKO’da ise tam da bu noktada “konfor” mevcut değil… Özgüven kaybı öyle bir noktaya gelmiş ki, 3 sayı çizgisinin gerisinden topu “eli titremeden” potaya gönderecek oyuncu adedi G.Saray’ın aksine dün “yok” denecek kadar sınırlıydı. İsmet Akpınar, kenardan gelip, bu açığı fazlasıyla giderip, kariyerinin en iyi maçını çıkarmışken, Henry’nin 1/8 isabette kalması, Guduric’in son dönemde baş ağrıtan top kayıplarının hücumdaki veriminin yine önüne geçmesi, Şehmuz’un “sınırlanan” süresi, Metecan’ın verimsizliği göze battı Fenerbahçe cephesinde… Kırılma anlarında en çok dikkat çeken detay ise Henry’nin yine bomboş kaldığında bile potaya bakmamasıydı. Galatasaray’ın aynı bölümde Canaan ve Bost’la korkusuzca bulduğu üçlüklerle maçı alıp götürmesi de bu bakımdan sürpriz olmadı.