Bu yıl lap top, bilgisayar, sıcak, misafir derken yazılara hakim olamadım, nasıl bir şey olduğunu anlayamadığım 2010 Dünya Kupası coşkusundan da uzak kaldım. Her konuşan bir coşkudan söz ediyor ama ortada ne bir coşku var, ne bir heyecan. Benim hayallerimdeki coşku, heyecan, basında her gün gelecek takımlarla ilgili bir haber, hazırlık maçları haberleri, daha birçok olgu yerine sadece diğer spor branşlarındaki şampiyonalar, futbol, tabii ki futbol ön sırada.
Bu arada halk arasinda bir tabir vardır; Allahın sopası yok ki, olan bitenle dersini verir, senin yapmadığını yapamadığını yaptırır'' diye. Yüzlerce kere yazdım; ''Bu takımın başına Orhun Ene'yi koyun, oyuncular, basketbol kamuoyu bunu bekliyor'' diye bizim beceriksiz, utanmaz adam onu bile beceremedi.'' Nasıl olduysa hazretlerin kontrolü dışında Sayın Bogdan Tanjevic, belki de sağlık nedenlerinden kamplarda, hazırlıklarda ve hazırlık maçlarında yok; takım Orhun Ene, Nihat İzic ve yardımcılarınca yönetiliyor.
Neredeyse 5-6 yıldır günü saati belli olan, oyuncuların bile 'Bir daha bu şans belki 40-50 yıl sonra tekrar gelir' dedikleri ülkemizde yapılacak olan Basketbol Dünya Şampiyonası'na bizim Milli Takım hasbel kader oluşan, bir teknik kadro ile hazırlanıyor.
Takımın seçimini kimlerin yaptığı da belli değil, benim uzaktan gördüğüm kadroda en az 6 tane play maker guard, 4-5 tane 2 numara dediğimiz şutör guard, bir de bence Dünya Şampiyonası oynamaya yeterli olamayacak forvet ve pivotlarımız var.
Aklınız karışmasın Hidayet Türkoğlu da literatürde guard olarak gecer. Allahtan FIBA bizimkinin ne beceriksiz olduğunu biliyor da, (bakınız, FIBA Başkanlık seçimleri) Emir Preldzic'in oynamasına izin vermedi. Yoksa bu guard bolluğuna bir de o ilave olacaktı.
Ben takım oyununa ve planlamaya inanırım, 5-6 yıl evvelden belli olan ve ülke için bu kadar önemli olan bir şampiyonaya bu denli hazırlıksız ve bilinçsiz yaklaşılmasına inanamıyorum. Bizim Baskethane'nin sahibi Volkan Çetin daha iyi, daha kapsamlı hazirlandı Dünya Şampiyonası'na.
Sözün özü, ben bu Dünya Şampiyonası'ndan Türk Milli Takımı adına büyük endişe duyuyorum. Sonuçların hiç de istenildiği gibi olmayacağını düşünüyorum. Oyuncularımıza, teknik kadroya büyük sorumluluklar düşeceğine inanıyorum. Sonucun maalesef hüsran olabileceği endişesindeyim. İlk maçımız olan 'Fildişi Sahilleri karşılaşmasına dikkat' diyorum
