Euroleague’de temsilcimiz Fenerbahçe Beko, Barcelona’yı ağırladı. Mücadeleyi Fenerbahçe Beko 72-71 kazandı.
Mücadeleye hızlı başlayan Fenerbahçe Beko, ilk çeyreği 17-13 önde tamamladı. Tarık Biberovic ve Horton-Tucker üzerinden sayılar üreten sarı-lacivertliler, savunmada Kevin Punter’ı durdurmakta zorlandı. Punter, ilk yarıda kaydettiği 17 sayıyla Barcelona’yı oyunda tutarken farkı iki sayıya kadar indirdi. Fenerbahçe Beko, soyunma odasına 35-33’lük üstünlükle gitti.
İkinci çeyrek çekişmeli başladı; her iki takım da hücumda etkili olurken savunma sertliğini yukarı çekti. Üstünlüğün sık sık el değiştirdiği bölümde Barcelona, bitime 10 saniye kala 69-71 öne geçti. Son bölümde sorumluluk alan Wade Baldwin, çizgiye geldiği 3 serbest atışı da sayıya çevirerek Fenerbahçe Beko’yu öne taşıdı. Son topu iyi savunan sarı-lacivertliler mücadeleyi 72-71 kazandı.
Fenerbahçe adına Horton Tucker 16 sayı2 ribaund 2 asist, Tarık Biberovic 16 sayı 5 ribaund 1 asist ile oynadı.
Barcelona adına Kevin Punter 20 sayı 1 ribaund 2 asist, Dario Brizuela 19 sayı 1 ribaund ile oynadı.
Bu sonuçla birlikte Fenerbahçe 17. maçında 6. galibiyetini alırken; Barcelona 6. mağlubiyetini aldı




Talen yetenekli oyuncu bu kesin de bazen öyle fazla zorluyor ki rahat gidecek veya farklı önde gidilen maç başa baş gidiyor veya kaybediliyor. Avrupa’da ilk sezonu olduğu için hoş görebiliriz ama bir seviyeye kadar. 5 aydır takımla birlikte ve bazı şeyleri artık öğrenmeli koç onunla bu konuda daha fazla ilgilenmeli. Melli yine tecrübesini konuşturdu kontratı uzatılmalı ve 10 günde 5 maç kolay değil. Tebrikler.
Aman tepki görmeyesin trollerden…. Euroleague ‘de Atamanlı fırtına Efes dönemi kör fanatikler en çok bunu yazardı “ver topu Miçiç’e veya Larkin’e”… Halbuki hala o muhteşem hücum temposunu oynayan takım yok Euroleague’de… Amma velakin özellikle bu yıl yazı takımların birlikte geçirememesi, üstüne takım ve maç sayısının artması, ABD’li oyuncuların daha fazla rol alması sonucu artık bire bire çok daha fazla döndü oyun… Saras’ta belki hücumda takımı dinlendirmek için belli periyotta tamamen topu Tucker’e bırakıyor… Bence kabul edilebilir bir taktik adamın stili göz önüne alındığında…Benim tercihim topu daha çok Biberoviç’in yönlendirmesi ama Saras , Tucker’a alan açmayı seçiyor… Maç sonu Barça Koç’u Pascual’ın ünlü takılmasını yine gördük… Son hücumda Saras zaten faul yapacaklar diye mola bile almayıp öylesine topla oynarken Pascual’ın panik butonu faul hakkı varken 3 atış getirdi!!! Halbuki faul yapmasa FB büyük ihtimalle el üstü şuta kalacaktı.Hakem istese “faulü ilk temasa verdim” deyu topu kenardan baslatabilirdi. Tam tersi bize olsa yine hikayelere başlardık!!! İbo’da hiç sevmiyor topu kavrayınca atış kuralını ama burda maçı kurtardı…Hakemler bu yıl bu konuda iyi bir standart yakaladı…
Talen Horton-Tucker çok iyi bir oyuncu. Teyzemin bıyığı olsaydı dayım olurdu tadında yorumlara gerek yok. Datome’den sonra formasını alacağım 2. FB oyuncusu olacak.
Hakem konuşmayı gerçekten sevmiyorum. İstemiyorum da. Bugün son çeyrekte tribünler ilk kez kulağımı sağır etti. İlk kez oyuna en büyük ağırlığı tribünler koydu, oradan devşirilen momentumla uzun zaman sonra skoru da aldı Fenerbahçe. Teşekkürler Tomislav Hordov, Ioannis Foufis, Luka Kardum. Hakemler hata yapabilir ama ben üniversite okul takımı idmanının son bölümünde yaptığımız maçlarda bile böyle bir hata yapsam oyuncularım tarafından linçlenirdim.
AYRICA…
Talen Horton-Tucker’ın her zamanki gibi içeriyi zorladığı bir pozisyonda hakem üçlüsü skandal ötesi bir hücum faul kararı verdi ama bu en azından tribünleri ayağa kaldırmaya yaradı.
Ali Şiviloğlu Basketfaul
NE DIYORSAK O, NE YAZIYORSAK O! DERS GIBI… PARDON GIBI DEGİL!!! D E R S…
YUCE RABBIM BU GECE BANA YAGDIRDIKCA YAGDIRIYOR…
Neredeyse her maçtan sonra oyuncularımızın karakteri hakkında konuşuyoruz, bu noktada bu karakter sayesinde hayatta kalıyoruz. Tabii yeni oyuncuların daha fazla katkı vermesini bekliyoruz, onlardan daha fazla katkıya ihtiyacımız var. Bu çok bariz. Ne yazık ki sezonun bu noktasında harika bir oyun sergileyemiyoruz. Yine de bu sorun değil, halen Aralık ayındayız. Çocukların karakteri ve maç kazanmayı bilmeleri sayesinde hayatta kalıyoruz. Tabii son anları oynamayı bilmenin önemi, bu seviyelerde çok ama çok büyük.
Biz Avrupa’nın en iyi savunma takımlarından biriyiz. Bugün de ikinci çeyreğin son üç dakikasını saymazsak savunmamızla kazandık.
Saras Jasikevicius
Ulkede diplomasiz dis hekimleri, hokkabaz finans uzmanlari, sahte polis ne ararsan var ama kendisini dev aynasinda gorup bak ben bu basketbolu ne kadar iyi biliyorum diye havalanip hallenen meczuplar varken ben ne oluyorum acaba? Yazdiklarim ne acaba? Daha once seyredebildigim bir mac miydi bu? Her Seyi Bilen bir Falci miyim? Nostradamus mu? Basketbol Alimi mi?
Yazimi dikkatle okuyun, dogal olarak “lan bu London’da amma sallamis, herifteki ego…” dediginizi duyar gibiyim. Ancak bir kez daha okuyun, her yazdigim kelimenin uzmanlar ve Avrupa’nin en iyi kocuyla birebir ayni oldugu gerceginden baska bir sey goremeyeceksiniz. Tebrik falan istemez ama SAYGI…
Yukarida detayiyla, imzasiyla yazilmis hakem rezaleti yine yalan dolanla, hayali, yok ilk temas yalani ile golgelenmeye calisilmis. Simdi soruyorum, bizim fitratimizda yok ama YALAN SERBEST MI? TEK TEK BUTUN BILDIK OTORITELERIN, HATTA HAKEM KONUSMAKTAN NEFRET EDENLERIN BILE KABUL ETTIGI HAKEM REZALETI BILGISIZ VE YETKISIZ! INSANLARIN YALANLARIYLA GOLGELENEBILIR MI? YALANIN NERESINDE IFADE OZGURLUGU VAR?
Basketbol adina hep iki kritik konuya parmak bastim, once dedim ki: Savunma bankadaki birikmis parandir, ihtiyacin oldugunda bozdurup bozdurup harcarsin. Sonra, basketbol ayni govdeden cikmis iki basli bir canavardir. Ve maci savunma kazandi, barca son topu cembere bile degdiremedi. Ayrica daha gecen mac dedim ki “Bir sampiyonun yuregini asla hafife alma” Aynen oyle oldu. macta son haftalarda oldugu gibi iki buyuk problem yasadik, gereksiz top kayiplari ve yakin, basit atislari kacirmak. Boylesi bir savunma macinda bunlar cok can yakici olabiliyor. Karsindaki rakip ise su an bu ligin en formda bir kac takimindan bir tanesi, belki de en formda olani. Genel anlamda Fenerbahce Beko kotu oynadigi bir maci savunmasi ve yuregiyle kazandi. Ki bu da cok cok degerli. İkinci devre brizuela ve norris bos atmaksizin 6 ucluk 18 sayi buldular, ikiliklerde cabasi. Bu aksam da euroleague’nin sefil hakemleri aynen pana macinda oldugu gibi sevgili barca’larina maci kazandirmak icin yirtmadiklari yerleri kalmadi. Istanbul Atasehir artik hic bir takim icin -asvel dahil- deplasman degil. Dunyanin en guzel sehrine gel, dunyanin en guzel yemegi Kebabi ye, dikensiz gul bahcesine cik, babanin harasinda gibi at kostur… Kirilma aninda Talen THE TANK Horton Tucker’a calinan bir hucum faul var ki: bir degil iki barcaliya faul calmaliyken ayaklari yere basmayan oyuncu ve Vesely ile tost edilmis Tank’a hucum faul caldi. Alenen hakemler tarafindan calinan pana ve bir mac daha kazanilsa su an liderdik. Her dedigimiz ciktigindan biz de havalanip hallenelim, Mart ayindan baslayarak tam bir takim gibi oynamaya basladigimizda bizimle kimsenin basa cikabilecegini sanmiyorum. Tebrikler Dunyanin En Buyuk Spor Kulubu Fenerbahce’nin ve Kadikoy’un Bogalari. Yuce tengri bilaistisna herkesi iyi oynayacak, Euroleague’nin UZAK ARA EN IYI SAVUNMA TAKIMININ gazabindan irak eylesin! Emegi gecenlerin de hepsine HELAL OLSUN. Iyi takim yoktur, Fenerbahce Beko ile oynamamis takim vardir!!!
NOT: Bu yazi gece yarisi saat 02.00 sularinda yazilmis ve ardindan silinmistir.
NOT: Once yukaridaki yaziyi yazdim, sonra diger site haberlerine baktim ve diger iki notu bu yazima bagli olarak sonradan ekledim.