15 Aralık 2024, Pazar
spot_img
Ana SayfaDİĞERARŞİVAçıklamanın tam metni

Açıklamanın tam metni

“Değerli Basın mensupları, İlke ve düşünceleri bizlere ışık olan Mustafa Kemal Atatürk'ün “Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim” sözünde yer alan ahlaklı sporcu kavramının, bugün sizlerle paylaşacağımız, “bu çok önemli” konunun temel hareket noktasını oluşturduğunu düşünüyorum.

Türkiye Doping Kontrol Merkezi Başkanı Sayın Prof. Dr. Aytekin Semizer'in dostum Kısmet Erkiner'in, bilimsel bir çalışmasına yazmış olduğu önsözü sizlerle paylaşmak istiyorum.

“….Spor güç ister. Bu hiçbir zaman yalnızca bedensel ve sportif güç değildir, fakat aynı zamanda sağlam bir karakter, tutarlı bir dünya görüşü ile iyilik ve güzelliğin birleşik gücüdür. İşte fair play bu gücün bir dile gelişidir. Okullar, kulüpler ve ülkeler, sporda önemli başarıları elde etmek isteyebilirler. Böyle bir gelişmenin yolu, başarılı olabilecek sporculara doping yaptırmak değil, herkese spor yaptırmak ve spora bilimsel olarak gereken önemi vermektir. Dopinge karşı direnmek ve direnen sporcuya destek vermek önemli bir görev ve sorumluluktur. Olumsuz, kötü ve dürüst olmayana direnmek gerekir.”

2008-2009 Türkiye Basketbol Liginde bildiğiniz gibi Efes Pilsen takımı şampiyon olmuştur. Takımımızla Play-off maçları oynayan Efes Pilsen, kendi evinde oynadığı iki maçı kaybetmesinin ardından, son yılların en iyi geri dönüş performanslarından birini göstererek, arka arkaya kazandığı 4 maçın ardından şampiyonluğa ulaşmıştır.

Final serisinden sonra, Efes Pilsen'in muhteşem geri dönüşünün ardında yatan nedenler arasında, doping iddiaları da güçlü bir şekilde dillendirilmeye başlanmıştır. Tam bu esnada play-off serisinin 5. maçının ardından alınan doping numunelerinden Kerem Gönlüm'e ait olanında, “cathine” yoğunluğunun 5 mg/ml'den fazla olduğu (10.7 mikrogram/mililitre) tespit edilmiştir. Bunun hemen ardından Kerem Gönlüm 18.08.2008 tarihinde Radyospor'a bir açıklama yapmış ve bu açıklamasında;        

“o dönemde biz sürekli kamptaydık. Verilenler, yenilenler, içilenler hepsi aynıydı.”
“örneğin pilot uçağa gider ve kumanda odasına oturur. Benzin dolduruldu mu içerisi temizlendi mi ve benzeri ayrıntılarla uğraşmaz; çünkü ekibine güvenir.” şeklinde bir söylemde bulunmuştur.

Kerem Gönlüm'ün bu söyleminde son derece çarpıcı ve açık ipuçları bulunmaktadır. Kerem Gönlüm bu açıklamasında, tevil yoluyla vücuduna giren ve doping ihtiva eden maddenin kamp sırasında alınmış olduğunu, bunun sonucu olarak, kampta bulunan tüm sporcuların da benzer şekilde ve aynı içerikte maddeler yemek ve içmek suretiyle vücutlarına benzer maddenin girmiş olacağını ikrar ve ifade etmiştir. Daha da ötesinde bu faaliyetin “ekibin” bilgisinde olduğunu belirtmiş ve bir sporcunun ekip tarafından verilen bir maddede doping ihtiva eden bir madde olabileceğinden şüphelenmeyeceğini ifade etmiştir.

Bu ifadeler üzerine 20.08.2009 tarihinde Türkiye Basketbol Federasyonu'na  yazılı bir müracaat yapılarak, Kerem Gönlüm ile birlikte aynı maçta doping testine giren Mario Kasun'a ait numunede “cathine” maddesine rastlanıp rastlanmadığı hususu sorulmuştur. Bu çok önemli konuya birazdan döneceğim.

Değerli arkadaşlar bu aşamada sizlerle “Cathine” maddesi hakkında kısa fakat son derece önemli olduğunu düşündüğüm bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.

“Cathine” maddesi insan vücudunda bulunmayan (yani vücut tarafından üretilmeyen) ve analiz sırasında tespit edilmesi halinde dışarıdan alındığı kesin olan, “eksojen” bir maddedir. “Cathine” maddesi bilimsel adı Catha edulis
( Celastrus edulus ) olarak geçen bir bitkiden elde edilmektedir. Epedhra adlı bir bitkinin çok çeşitli türlerinden biri olan catha edulis, yaprağında çeşitli etken maddeler taşır. Tüm dünyada yasa dışıdır. Kimyasal yapısında Efedrin içeren ve kısaca GAT şeklinde isimlendirilen bu madde aynı zamanda yasadışı bir doping maddesidir. Çiğnenerek dil altı yoluyla vücuda emilen kimyasallar, merkezi sinir sistemini uyararak devreye girer. Kullanıldıktan 30 dakika sonra etki etmeye başlayan ve 80 dakika sonra maksimum etkisi göstermeye başlayan bu maddenin, kullanıldıktan 3 saat sonra vücuttaki değeri yarılanmakta, 24 saat sonra ise vücuttan tamamen atılmaktadır. Yüksek dozda kullanımı öldürücüdür. Uzun süreli kullanımı ise alışkanlık yaratıcıdır.

Yine Türkiye'nin de imzalamak suretiyle tarafı olduğu ve 7.3.1981 tarih ve 17272 sayılı resmi gazetede yayınlanan, 1971 tarihli “Psikotrop Maddeler Sözleşmesi” ile kullanımının kamu sağlığını tehdit etmesi ve sosyal sorunlar yaratma endişesi sebebi ile yasaklandığı “psikotrop” maddeler arasında, 3 nolu cetvelde “cathine” maddesi de belirtilmiştir.

Bu madde ile ilgili sayısız bilimsel çalışma arasında en dikkat çekici olanlardan birisi de Sayın Doç. Dr. Rüştü Güner tarafından hazırlanan makaledir. “Uyarıcılar” başlığı ile yayınlanan makalesinde Sayın Güner, “uyarıcı” niteliği bulunan maddelerin merkezi sinir sistemi üzerinde doğrudan etki yaptıklarını belirterek yorgunluğun sahadaki performansın düşmanı olduğunu, dinlenme, yeterli uyku ve uygun bir diyetle bu düşmanla savaşılabileceğini, ancak bu savaşı daha başında kaybettiklerini düşünenlerin bu savaşı kazanabilmek için uyarcı maddeler kullandıklarını ifade etmektedir.

Aynı çalışmasında Güner sporcuların uyarıcı maddeleri uyanıklığı, konsantrasyon gücünü arttırdığı ve yorgunluğu giderdiği için kullandıklarını ifade etmektedir. Yine bu çalışmada “cathine” maddesi uyarıcılar arasında sayılmaktadır. Danıştığımız uzmanlar “cathine” maddesinin vücuda girmesinin ardından beynin çalışmasının arttığını, beynin vücuda; dinlendiği, diri olduğu komutunu ilettiğini, bunun sonucunda da vücut direncinin fazladan arttığını söylemektedir. Bu maddeyi almış bir insanın, 3 gün 3 gece sürekli yoğun efor sarf etse bile yorgunluk hissetmediği ifade edilmektedir. Bu özelliklerinin yanı sıra bu maddeyi kullanan sporcuların konsantrasyonlarının arttığı ve baskıya dirençli hale geldikleri de ifade edilmektedir.

Yukarıda izah ettiğimiz bu etkileri sebebi ile WADA  da “cathine” maddesinin test numunesinde mililitrede 5 miligramdan fazla bulunması halini doping olarak kabul etmektedir.  Literatürde bu maddenin doping olarak tespit edildiği vaka sayısındaki azlığın, maddenin yarılama ömrünün süratinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Bu maddenin tespit edildiği az sayıdaki vakanın dağ bisikleti ve boks sporundaki yarışmalara katılan sporcularda saptanmış olması da dikkat çekicidir. Her iki spor disiplininde de dayanıklılığın ön planda olması ve ardı ardına yorucu yarışma tekrarlarının yapılıyor olması söz konusu maddenin etkinliği açısından son derece önemli ipuçları vermektedir.

Atina Yaz Olimpiyat Oyunlarında Kenyalı bir boksörün oyunlardan diskalifiye edildiği ve WADA tarafından kendisine 2 yıl men cezası verildiği bilinmektedir. Atina Yaz Olimpiyatları öncesinde Amerikalı bir boksörde de “cathine” maddesi tespit edilmiştir. Bir başka örnek ise Belçikalı bir bisikletçi ile alakalıdır.

Bu açıklamalardan sonra size konuşmamın başında bahis ettiğim 20.08.2009 tarihinde Türkiye Basketbol Federasyonuna yapmış olduğumuz başvuruya Türkiye Basketbol Federasyonunun vermiş olduğu cevapla devam etmek istiyorum. Bu özel belge şimdi ekrana da yansıyor. Görüyorsunuz, Türkiye Basketbol Federasyonu başvurumuz üzerine vermiş olduğu 26.09.2009 tarihli cevabında Kerem Gönlüm ile birlikte doping testine giren Mario Kasun'dan alınan numunede “cathine” yoğunluğunun yaklaşık 3 mg olduğunu bildirmiştir.

İnsan vücudu tarafından üretilmeyen, doping literatüründe ise adına sıkça rastlanılmayan cathine maddesine altı maçlık bir seride, doping kontrolü yapılan tek maçta ve rastgele seçilen iki Efes Pilsenli sporcudan alınan numunede de rastlanılmış olmasını, tesadüfle açıklayabilmek güç olmasının ötesinde imkansızdır.

Cathine'nin Efes Pilsenli her iki sporcudan da alınan numunede çıkmış olması bu maddenin organize bir şekilde kullanıldığına karinedir. Hiçbir şekilde Efes Pilsen Kulübü yönetim kurulu başkanı, yöneticileri ve kulüp başkanının bu organizasyondan haberleri olmadığının altını çiziyoruz. Yine Efes Pilsen Kulübünün kurumsal olarak böyle bir organizasyon içinde olmadığını ifade ediyoruz.

Ancak bununla birlikte bu inancımızı pekiştirmenin ve kamu vicdanında oluşan şüphenin giderilmesi için, Efes Pilsen yönetim kurulu ve başkanının bizzat Kerem Gönlüm tarafından işaret edilen ekip içinden, bu organize olayın sorumlarını tespit ederek ortaya çıkarmalarını istiyoruz.  

Ülkemizde doping ile ilgili düzenlemeler son derece açıktır. Bu düzenlemeler ve kurallar neyi emrediyorsa Türkiye Basketbol Federasyonu bunun gereğini yapmalıdır. Bu sadece bizim isteğimiz değil aynı zamanda Türkiye Basketbol Federasyonu'nun kanuni görevidir. Türkiye Basketbol Federasyonu Dopingle Mücadele Yönergesi Eki Cezai Yaptırımlar başlıklı talimatın hükümleri son derece açıktır. Buna göre (mad.2 paragraf 2 ve 3);

    -müsabaka sırasında, takımın birden fazla oyuncusu doping suçu işlediği tespit edilirse, o zaman takım diskalifiye edilir veya başka bir disiplin cezasına çarptırılır.
    -eğer bir takımda birden fazla oyuncunun dopingle mücadele kurallarını ihlali söz konusuysa, o zaman takıma hedef testler yapılır.

Biz sadece talimatta yazılı bu açık hükmü kamuoyu ile paylaşıyor ve bunun gereğini yapmasını Türkiye Basketbol Federasyonundan talep ediyoruz. Buna ilişkin yazılı müracaatımızı da bu gün Türkiye Basketbol Federasyonuna ileteceğiz.

Bunun yanı sıra Kerem Gönlüm'ün sporculuk açısından böylesine acı bir durum içine düşmüş olması bizi de üzmektedir. Ancak bizim yada başkalarının üzüntüsü bu duruma ilişkin düzenlemelerin eksiksiz olarak uygulanmasına engel olmamalıdır. Buna göre (mad.5 ve mad.6)

    Alınan numunesinde yasaklı bir maddenin varlığının tespiti halinde;

    -ilk kural ihlalinde iki sene müsabakadan men
    -ikinci kural ihlalinde ise hayat boyu müsabakadan men cezası verilir.

Yasak maddenin piyasada sık bulunan ilaçların içinde bulunması ve doping amacıyla kullanılmadığının tespiti halinde, sporcunun böyle bir maddeyi kullanım amacının sportif performansını arttırmak olmadığını kanıtlaması halinde;

    -ilk ihlalde 1 seneye kadar müsabakadan men
    -ikinci ihlalde 2 seneye kadar müsabakadan men
    -üçüncü ihlalde ömür boyu müsabakadan men cezası verileceği şeklindedir.

Bu olayın meydana geliş şeklini, test uygulanan her iki sporcuda da aynı maddeye rastlanılmış olmasını, maddenin niteliğini, sportif performansa etkilerini değerlendirecek olan yetkili kurullar bellidir. Bu kurullar nezdinde hukuki süreç halen sürmektedir. Amacımız asla bu süreci etkilemek değildir. Ancak konuya ilişkin olarak bugüne kadar kamuoyuna kasıtlı olarak aktarılan yanlış bilgileri de düzeltmek gerekmektedir.

Kulüp olarak, özenli, cesur ve kararlı bir çalışmayla çözüme ulaştırılabilecek önemli spor skandallarından biri olduğunu düşündüğümüz bu olayın kulüpler arasındaki sportif rekabet düzeyine indirilmesi, bu eksende tartışılması son derece üzücüdür. Hele hele organize olarak yapıldığına dair bu kadar maddi kanıtın bulunduğu bu büyük olayın; kulüp fanatizmi ve çamur at izi kalsın gibi sığ kavramlar içine sığdırılması son derece acıdır. Bu yüzden öncelikle başta Efes Pilsen Kulübü başkan ve yöneticilerinden beklentimiz, Kerem Gönlüm'ün işaret ettiği ekip üzerine ışık tutmaları, olayın tüm ayrıntılarını  ortaya çıkararak Türk Basketboluna hizmet etmeleridir. Kupalar ve sportif  başarılar, faaliyette olduğu sürece Efes Pilsen  kulübü tarafından elde edilebilecek hedeflerdir. Efes Pilsen Kulübünün sportif başarılarına ve kazandığı kupalara leke sürenler doping suçunu organize edenlerdir. Bu sebeple, Efes Pilsen Kulübü öncelikle ve ivedilikle başarılarına ve kupalarına leke sürenleri içlerinden ayıklamalıdır.

Bu olayda Kerem Gönlüm'ün örnek sporcu olup olmadığı geçmişte yaptıklarına göre değil bu olay karşısında yaptıklarına göre değerlendirilecektir. Kerem Gönlüm ancak bu maddenin vücuduna ne şekilde, hangi yoldan girdiğini, bu maddeyi kimlerin kendisine verdiğini açıkladığında  örnek sporcu olabileceğini, aksi takdirde bu organizasyonu yaparak Kerem'in vücuduna bu maddeyi sokanların ellerini kollarını sallayıp normal hayatlarını sürdürürken Kerem'in sıkıntıyı çekeceğine dikkat çekmek istiyoruz.

Milli takımımızın Avrupa Şampiyonası Finallerine katılımı sebebi ile kamuoyu önüne getirmeyi geciktirdiğimiz bu konu, hattı zatında spor basını tarafından kulislerde bilinip konuşulmakta iken hiçbir şekilde gündeme taşınmamıştır. Bir dost meclisinde Başkanımız tarafından dile getirilmiş ve aynı mecliste bulunan Sayın Fatih Çekirge tarafından Hürriyet Gazetesi'nde yer alan yazı ve sorular ile kamuoyuna taşınmıştır. Bu şekilde olaya hassasiyetle gerekli önemi gösteren , konuyu kulüp ve sporcu özellinden çıkararak sosyal boyutunu gözler önüne seren yazarlara ve özellikle bu boyutuyla ilk kez gündeme taşıyan sayın Fatih Çekirge'ye şükranlarımızı sunuyoruz.

Doping gibi insanlığın top yekun mücadele ettiği, spor etiğini ayaklar altına alan ve derece hak eden sporcuların emeğinin çalınması niteliğinde bulunan bir  olay hakkında yapmış olduğumuz, tamamen sosyal sorumluluk düşüncesi içindeki açıklamalarımızı, başka noktalara çeken gazeteci dostlarımızı ise anlamakta zorluk çektiğimizi ifade etmek istiyoruz. Keza basketbol konusunda kanaat önderliği yapan pek çok gazetecinin, konuyu adeta görmezden gelmesini de esef ve hayretle karşılıyoruz. Bu konunun aydınlatılmasının kamusal bir görev olduğunu düşünüyor, her kesimden ve basından bu konunun gündemde tutulması ve her boyutu ile araştırılması konusunda destek ve yardım bekliyoruz.

Play-off serileri sürerken sözleşmesi devam eden basketbolcumuz Mirsad Türkcan ile anlaşma ahlaksızlığına cüret eden, doping sayılan yasaklı bir maddeyi organize bir şekilde kullandıranları değil de bu olayı gündeme taşıyanları fanatizm ile suçlayanları kamuoyunun takdirine sunuyoruz.

Futbolda son 18 sezonda her sezon 1000 sporcuda ve toplam (kabaca) 20000 sporcuda doping taraması yapılmıştır. Basketbolda ise son iki sezondan bu yana doping testleri yapılmaktadır. Yapılan bunca testte “cathine” maddesine rastlanmaz iken, play-off da sadece 5.nci maçta ve kura ile yapılan seçim sonucunda saptanan iki Efes Pilsenli oyuncuda da, bu maddenin çıkmış olmasının vahameti ortadadır. Bu husus hiçbir yan açıklama ile geçiştirilemeyecek kadar vahim ve önemlidir. Bu durum karşısında Türkiye Basketbol Federasyonu'nu göreve çağırmayı bir sorumluluk olarak görmekteyiz.   

Doping test sonuçlarında hem Kerem Gönlüm'de, hem de Mario Kasun'da “cathine” maddesinin bulunmuş olması olayın, yasaklı maddenin  bireysel olarak kullanılması boyutunun ötesinde, topluca kullanımına işaret etmektedir. Kerem Gönlüm'ün açıklamaları da yasaklı maddenin kullanımının  ekip bilgisinde olduğunu göstermektedir. Bu aşamada konuyu bu yönü ile değerlendirmek, olayın aydınlığa kavuşmasını kolaylaştıracaktır.

Bugün bilimsel açıdan gelinen düzey; konunun yapılacak hedef testler ile aydınlatılmasını mümkün kılmaktadır. Hedef testler konusunda Türkiye Basketbol Federasyonunun karar alması, Efes Pilsen Kulübü'nün ve sporcularının hedef testler konusunda Federasyon ile işbirliği içinde olmasını gerektirmektedir. Kulübümüz ve sporcularımız benzer şekilde hedef testlere tabii tutulmaya hazır olup, bu konuda her türlü işbirliğini kabul etmektedir.   Beklentimiz Efes Pilsen Kulübü'nün konuya sağduyu ile yaklaşması ve üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getirmesidir.”

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler