26 Kasım 2024, Salı
spot_img
Ana SayfaDİĞERARŞİVKorkunç koleksiyoncu / GÖKHAN GERMAN

Korkunç koleksiyoncu / GÖKHAN GERMAN

Mirsad'la beraber Türk basketbolunun en çok şampiyon olan oyuncusu… Fenerbahçe Ülker forması altında 3, toplamda 7 kez kupayı havaya kaldıran Ömer Onan, “Hep başarının, şampiyonluğun bulunduğu yerde olmak bana büyük haz veriyor” dedi.
Efes Pilsen alt yapısında yetişti. A Takım’da şampiyonluklar kazandı. Ardından Ülkerspor ve Fenerbahçe Ülker ile hep zirvede oldu. 9 sezonda tam 7 şampiyonluk elde edip Mirsad’la beraber bu mutluluğu en çok yaşayan basketbolcu Ömer Onan. Daha yaşı da genç. Belki kırılması zor bir rekora imza atacak. Tecrübeli basketbolcu, 7. şampiyonluğunun hikayesini FANATİK’e anlattı.

-Tanjeviç’in yokluğunda, Ertuğrul Erdoğan’a sorumluluk verilmesini takım nasıl karşıladı?
-Son iki-üç ay için başka bir antrenör getirilmesine karşıydım. Benim fikrim bu yöndeydi. Çünkü içimizden biriyle devam edilmesi en doğru olan şeydi. Ertuğrul Erdoğan en doğru hamleydi, çok da iyi oldu. Gerçekten müthiş bir seri yönetti. Tanjeviç’in yokluğunda birbirimize sıkı sıkı sarılmak zorundaydık. Dışarıdan, tanımadığımız biri gelecek. O bize, biz ona alışana kadar sezon biterdi. Tanıdık birine, sım sıkı sarıldık ve başarı geldi.

-Geçen yıl 2-0’dan şampiyonluğu vermiştiniz. Nasıl bir psikoloji ile final serisine hazırlandınız?
-Geçen yıl çok büyük bir travma yaşadık. 15 sayıdan hem maçı, hem şampiyonluğu kaybettik. Bu yıl lig maçında, ardından da üç gün sonra Türkiye Kupası’nda Efes Pilsen’i yenince o psikolojiyi kafamızdan attık. Geçen seneden daha kuvvetli bir Efes Pilsen vardı karşımızda. Nachbar ve Rakoçeviç gibi çok önemli iki oyuncu takviyesi yapılmıştı. Saha avantajının onlarda olmasının bizim açımızdan bir önemi yoktu. Çünkü bizim gibi bir taraftar potansiyelleri yok. Zaten ilk maçı da kazanınca, gerisi geldi.

-Kaçıncı şampiyonluğun oldu?
-Bu benim 7. şampiyonluğum. Mirsad’ın Avrupa’da da şampiyonlukları var. O yüzden benden fazla. Benim, 9 sezonda bu kazandığım 7. şampiyonluk. İki tane de Final-Four oynadım. Kendi açımdan çok güzel bir duydu. Sonuçta bir oyuncuyuz, para kazanıp ailemizi geçindirmek için bu işi yapıyoruz ama bu durum insanın ruhunu okşuyor. Hep başarının olduğu yerde, madalyanın, kupanın olduğu yerde olmak insana ayrı bir haz veriyor.

Ender yılan gibi
-Ömer Onan denince ilk önce akıllara savunma geliyor. Rakip silahları susturma görevinin ilk planda sende olması nasıl bir duygu?
-Ben sahanın iki tarafını oynamaktan zevk alıyorum. Karşı takımın en skorerini çaresiz bırakmaktan hoşlanıyorum. Basketbola baktığın zaman iki tarafı da iyi ve sert oynayan takımlar ön plana çıkıyor. Benim için önemli olan sahanın içinde olmak. Sahanın içinde olayım, sayı atıp atmamak önemli değilm. O mücadelenin içinde olmaktan haz alıyorum. Sayı da atabiliyorum. Ortalama 10 sayı civarı atıyorum, zaten en skorerler de 13-14 sayıyla oynuyor. İki tarafı da oynayabiliyor olmak güzel. Smith’i ve Rakoçeviç’i savundum. İkisi de çok önemli skorer. Ender Arslan ise yılan gibi. En sevmediğim oyuncu tarzı. Benden kısa, sağa-sola kıvrılan oyuncuları tutmaktan hoşlanmam ama Ertuğrul abi son maçın başlamasına kısa bir süre kala, ‘Ender’i al’ dedi. Çünkü Efes Pilsen, Ender’le güzel oyun kuruyordu. İkili oyunlardan bize sorun yaratıyorlardı. Onu bozmaya yönelik oynadık. Bunu başardık ve farklı galibiyet geldi.

Canımız çok yanmıştı
-3. periyotta fark 30’du ve şampiyonluk şarkıları söyleyen tribünlere dönüp seyirciyi ıslık çalmaları yönünde uyardın. Bunu neden yaptın?
-Çünkü o bizim içimizde yer etti. Geçen yıl 15 sayı öndeydik. Tribünler şova başladı. Oyuncu olarak konsantrasyondan uzaklaşabiliyorsun. Belki Mirsad’ı beni etkilemez ama genç bir takımız. Yabancı oyuncularımız da genç. Onlar etkileniyor. ‘Şarkılar da başladı, artık maç bitti’ diye düşünüyorlar. Bu nedenle Cenk Renda’yı da uyardım. Tribünlerin ıslık çalıp rakip takımı bozmaları önemli. O yüzden müdahele ettim. Çünkü geçen yıl çok canımız yanmıştı. Sonuçta 32-10 bitti ilk periyot. İşin gerçeği maç da orada bitmişti. Kalan 3 periyot formalite icabı oynandı ama yer etmiş demek ki geçen yılki olay, o yüzden temkinli davrandık son anlara kadar.

Düğümü Ukiç çözdü
-Euroleague’deki hayal kırıklığı için ne söyleyeceksin?
-Sezon başında iyi organize olamadık. Solomon’un gideceği belliydi. Hocayla anlaşamıyorlardı ve gitti. Mirsad uzun süre yoktu. Tek oyun kurucu Greer da sakatlandı. Bu şartlarda Barcelona ve Siena’ya karşı oynayamıyorsun. Fark yiyince de güven azaldı. Hava kayboldu. Asvel ve Cibona maçlarında ben de yoktum ve elendik. Moraller çok bozuldu. Ama Ukiç’in gelmesiyle beraber organizasyon başladı. O da taşın altına elini soktu. Çok karakterli bir oyuncu çünkü. Düğüm düğüm olmuştuk, açıldık.

-Serinin kırılma anı neresiydi?
-Kilit 4. maçtı. Efes Pilsen şu imajı verdi insanlara; ‘Biz istediğimiz zaman Fenerbahçe’yi bu farklara çıkartabiliyoruz’ dedi. Ama biz prese başladık. Onlar da basit hatalar yaptı. Aslında biz aynısını Banvit maçında da yaptık. Ama Efes gibi tecrübeli oyuncuların bu kadar çok top kaybı yapacağını düşünmüyordum. Maç 30 farka da gidebilirdi çünkü çok önde bastık, arkası boş kaldı. Fark eridikçe rakipte stres artı, müthiş bir geri dönüş yaptık. 3-1 olunca psikolojik üstünlük bize geçti.

– Maçların kalitesiz olduğu yönündeki eleştirilere ne diyorsun?
– Bana insanlar şunu anlatsın. Kalitesiz diyorlar ama bunu açıklamaları lazım. Kalite nedir? Eurolegue Final-Four’unda Barcelona-CSKA maçının ilk yarısı kaç kaç bitti? 20’li skorda bitti. Onlar da mı kalitesiz. Ne istiyorlar anlamadım ki. Öyle bir mücadele veren iki takıma kalitesiz denmemesi lazım. Birbirini bozmaya yönelik oynuyorsun. Bir de 7 maç çok fazla. İki takım oyuncularında da mental yorgunluk oluyor. Kalite beklemek zor. Biz o zaman Avrupa Şampiyonası’nda final oynayan İspanya’yı ve Sırbitan’ı 60’lı skorlarda tutup yendik. O zaman onlar da kalitesizdi. Birbirini ezberliyorsun, açığını kapıyorsun. Sen onu kilitliyosun, o seni kilitliyor. Ama istiyorlarsa Fransa gibi final tek maç oynansın. Öyle bir finalde herkes, herşeyini ortaya koysun. Ama seriyse sen de seriye göre oynuyorsun.

Başkan’ı çok üzdük
-Fenerbahçe Ülker’in gelecek hedefleri ne olacak?
-Bir kere Fenerbahçe-Ülker birleşmesinin ne kadar doğru bir model olduğunu herkes gördü. Fenerbahçe Ülker olarak 3. şampiyonluğumuzu kazandık. Sponsorluğun basketbolda önemi büyük. Ne kadar sponsor gelirse pasta o kadar büyür. Bu anlamda inşallah Efes Pilsen de kapanmaz. Biz sahada Efes’i yenmek için elimizden geleni yapıyoruz ama maçtan sonra da Efes Pilsen’in kapanmaması için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Sezon başında başkanımızı biraz üzdük. Avrupa’dan  elenince bize kızdı. Çünkü hep başarıyı isteyen bir insan. Ama son maça geldi ve mücadelemizi gördü. Zaten bize hep, ‘Kaybedin ama mücadele edin diyor’. Yöneticimiz Semih Özsoy da son 3 ayı tamamen bizimle geçirdi. Büyük destek verdi. Sonunda da başarı geldi.

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler