Futbola da “karşılıklı faul’ kuralı gerekiyor galiba. Köşe atışlarında ve serbest vuruşlarda ceza alanının içi öyle bir karışıyor ki, kimin kimi ittiğini, ilk faulü kimin yaptığını görmek için her pozisyonu mercek altına almak gerekiyor. Beşiktaş – Fenerbahçe maçını anımsayın. Oyunun ilk dakikalarından başlayanLugano – Ferrari pençeleşmelerinin sonu haksızlıkla bitti: Lugano’nun el ensesine Ferrari net bir dirsekle yanıt verince, hakeme (kural gereği) penaltı ve kırmızı karttan başka bir seçenek kalmadı. Düt! Çaldı düdüğü ve maçı bir taraftan alıp diğer tarafa verdi ve taraflı tarafsız herkese “Adaletin bu mu futbol?” dedirtti. Oysa.. Aynı pozisyon basketbolda olsa, hakem “karşılıklı faul“ e karar verip topu, son pozisyonuna en yakın yerden topa sahip olan takıma verir, olur biterdi…Ah! O maçtaki o pozisyonda hakem, “karşılıklı faul” kararını birer sarı kartla süslese veya iki oyuncuya da kırmızı kart gösterse kimsenin itirazı olamazdı. Oyuncular bile “Yakalandık ne yapalım?” derlerdi kendi kendilerine. Oysa şimdi Beşiktaş ve Ferrari ağlarken, Fenerbahçe ve Lugano dans ediyorlar…
Tamam! Kural bu. Biz de zaten bu kurallar çerçevesinde hakemin başka bir karar vermesini bekleyemezdik. Düt! Penaltı… Cart! Ferrari’ye kırmızı kart… Al maçı bir yandan ver öbür tarafa. Hangi hakem isteyerek verir bu kararı ama ne yapsın gariban? Kural bu! Eğer siz hakemlere basketbolda olduğu gibi bir kural esnekliği verseniz, o maçın daha ilk itiş kakışında hakem bu ikiliye bir “güzellik” yapar ve işin sonu buralara gelmezdi ama… Galiba futbolun basketbola üstünlüğü de bu: Adaletsizlik! Belki de istenen şey bu: Adaletsizlik!
Bir düdük, bir kart, bir direk… Sonra.. Anlat anlatabildiğin kadar! “O pozisyonda önce Lugano çekmişti de, sonra Ferrari vurmuştu ama zaten beş dakika önce Ferrari’nin Lugano’yu çektiği el ensede penaltı kararı verilmesi gerekirdi de, falan da filan…” Bence ilk karambolden başlayarak her iki oyuncuya da “karşılıklı faul” verilmesi gerekirdi ama futbolda yok ki böyle bir kural! Ya birine çalacaksın faulü ya da diğerine…
Neyse! Bana ne futboldan. İster koysunlar doğru kuralı isterlerse de koymasınlar. Biz basketbolda bu tip itişmelere alışık olduğumuz için önlemimizi de almışız. Futbol ise yeni tanışıyor bu ceza alanı “kavgalarıyla”. Yakında “
perdeleme”ye de uyanacak futbolun teknik adamları. Bakalım o zaman ne olacak?Adaletsizlik basketbolda yok mu? Var elbette ama bu kadar net olmuyor bizdeki yanlışlıkların sonucu. Bir de bizde.. İster beğenin ister beğenmeyin.. Tedavi düdükleri de kolay çalınır. Eğer hata son toplarda yapılmazsa (veya kasıtlı düdük çalınmıyorsa) haksızlık en aza iner… Ah! Saha dışından gelen haksızlıklardan söz etmiyoruz burada. Yoksa.. Sayfa sayfa yazarız yenen hakları. Örnek mi istiyorsunuz? Buyrun size
Taurasi olayı. Basketbol Federasyonu’nun bu olayda ne hak yediğini hepiniz biliyorsunuz. Bizce.. Aziz Bey yerden göğe kadar haklı taleplerinde. O halde.. Bir şeyler yapılmalı. Adalet yerini bulmalı… Bu nedenle.. Kolay gelsin sana dostum! Haydi bakalım: Şlap, şalp, şlap