Ergin Ataman ve TBF çıtayı yukarı koysa da bunun gerçekleşebileceğini düşünenler için ilk 4'e, hatta ilk 8'e kalmak oldukça zor. Özellikle set hücumlarında tıkanıp kalmamız ve galibiyet için yeterli skoru üretememiz ciddi bir sorun.
Belçika, Kanada ve İspanya karşısındaki yenilgileri çok önemsememek lazım. Milli Takımımızın başarılı olduğu turnuvalar öncesinde de hazırlık maçlarında iyi sonuçlar alamadığı hatırımızda ancak Dünya Şampiyonası'na kadar kalan sürede Ataman sorunları ne kadarını çözebilir? Bu bir soru işareti.
Kabul etmemiz gerekir ki çok kapasiteli bir takımımız yok. Birebiri çok iyi oynayan, pozisyon yaratan oyuncumuz olmadığı gibi, dünya basketbolundaki “1” numaralı hücum opsiyonu, ikili oyunlara yatkın oyuncu sayımız da çok az. Uzunlarımız sırtı dönük oyunlar için yeterli değil. Böyle olunca da ilk üç hazırlık maçında atabildiğimiz skor 64-70-55 oldu. 63 sayı bize hiçbir maçı kazandırmaz.
6-7 yabancılı sistemde Türk Basketbol ekolünü ligler doğurup geliştiremez. Orada her takım elindeki kadro yapısına uygun, farklı basketbollar oynayacak. Türk Basketbolu ekolünü 2-3 aylık milli takım antrenmanları ve maçları sırasında bulmak zorunda.Genç ve Ümit Milli Takımımız, Türk Basketbol ekolünün işaretlerini verdi. İçinde mutlaka baskı olan sert ve iyi savunma, mümkün olduğu kadar set hücumuna kalmadan atış pozisyonu bulma, sette ise kesinlikle iyi pas trafiği. Altyapı Milli Takımlarımız bunu başarırken, yıllardır birlikte oynamanın avantajını yaşadı. Bunlar A Milli Takımımızın da ihtiyacı olan şeyler ancak gerek oyuncu kimyası, gerek birlikte oynama alışkanlığının yeterli olmaması bir engel.
Dünya Şampiyonası'nda çok daha iyi bir A Milli Takım göreceğimizden eminiz ama bunun sonuçlara çok yansıyacağından emin değiliz. Ergin Ataman bizle beraber, dünyayı şaşırtacak hamleler yapmazsa…
