Türkiye bu sene heyecan dozu yüksek bir eylüle tanıklık ediyor. Bir yanda referandum, diğer tarafta Basketbol Milli Takımımız’ın Dünya Kupası’ndaki mücadelesi büyük bir heyecan dalgası yarattı.
Milli takım hazırlık maçlarının aksine, finale gelene kadar oynadığı bütün maçlarında ‘yüreği ile savaşarak’ tüm maçlarını kayıpsız geçti.
Yoğun ve yorgun geçen maçların ardından ABD maçında istediğimiz performansı ortaya koyamasak da Avrupa ikinciliği unvanından sonra dünya ikinciliği ile basketbol tarihinde yeni bir sayfa açtık.
Tüm ülkeye sevinç gözyaşları döktüren 12 dev adamın zaferlerinin arkasında mangal gibi bir yürek ve milletimizin duaları vardı.
İşin aslına ve başına dönecek olursak, Dünya Basketbol Şampiyonası’nın Türkiye’de yapılmasını sağlayan Sayın Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız ve Dışişleri Bakanımız başta olmak üzere, Ankara, İstanbul, İzmir ve Kayseri’deki organizasyonları mükemmel bir şekilde yöneten yerel yöneticiler, bu başarının gerçek mimarlarıydılar.
Takım kaptanımız Hidayet Türkoğlu’nun da değindiği gibi, yoğun iş programlarının arasında milli takıma maddi ve manevi destek olmayı öncelikleri arasına alan bir devlet yönetimi sayesinde rüya gibi günler yaşadık tarihe tanıklık ettik.
Onların gayreti, çabası ve iş bitiriciliği olmasaydı ne Dünya Kupası Türkiye’de yapılabilirdi, ne de Dünya ikinciliği zaferine tanık olabilirdik. Milli takım kadar, bu altyapıyı hazırlayanlara da vefa ve şükran borçluyuz.
Tarihi Sırp zaferinden sonra Sayın Cumhurbaşkanı, Sırbistan Cumhurbaşkanı ve Bakanlar, milli takımı kutlamak için sahaya inerken, VİP salonunda bulunan bazı asalaklar ‘hayır, hayır’ diye tempo tutarak, seviyesiz bir edepsizlik gösterisi yaptılar.
Bir gece sonra, referandumda sandıkta boylarının ölçüsü alınmış olarak salona gelmelerine rağmen; ödül töreninde kendi devlet adamlarına saygısızlık etmekten utanmadılar, arlanmadılar. Milli takım finale çıkana kadar ortalarda gözükmeyen bu iyi gün dostu ‘asalak sürüsü’, gerçek taraftarların salona girmelerine mani olarak, milli takıma desteğin istenilen seviyenin altında kalmasına da sebep oldular.
Servetlerini devlet imkânlarının peşkeş çekilmesi üzerine konumlandırmış olan bu laikperest millet düşmanları; edep ahlak sınırlarını yerle bir ettiler pazar akşamı Sinan Erdem Arena’da…
