Avrupa Ligi’nde son 8’e temsilci sokamadık. ‘Nerede yanlış yaptık?’ sorusunu sorarken sorunun dün ortaya çıkmadığını hatırlamak gerek.
AVRUPA Ligi serüveni sona erdi takımlarımız için. Sezona İstanbul’daki Final Four hayaliyle giren 2 takımımız vardı. Onlara sonra G.Saray da eklendi ama son 8 takım arasına temsilci sokamadık. “Biz nerede yanlış yaptık?” sorusunu sorarken sorunun dün ortaya çıkmadığını yaz aylarında yapılan tercihlerin kışa yansıdığını iyi hatırlamak gerekiyor.
ANADOLU EFES
Takım notu: 1
-Bu sezona Avrupa Ligi’ndeki en yüksek bütçeye sahip 5. takımı olarak girdi lacivert-beyazlılar. Fiyat/performans açısından ise sonuncu olarak tamamladılar muhtemelen. Transfer döneminde fırtına gibi esmişlerdi ama bu fırtına toz kaldırmaktan başka bir işe yaramadı. Savanoviç-Barac ikilisine bonservis bedelleri de düşünülünce abartılı yatırım yapıldı. Hatta Savanoviç ilk demecinde kendisi bile inanamıştı transfere. “O bonservisi kimsenin ödeyeceğini sanmıyordum” diyordu.
-Sonra Huertas veya Spanoulis diye girdikleri piyasadan Ilievski ile çıkmaları da tek kelimeyle beceriksizlik. Dev bütçeyi felaket kullandılar. En isabetli transfer Ersan’dı ama o da lokavt bitip gidince kadro zengin ama esneklikten çok uzak bir yapıda sınırlı kaldı. Savanoviç’in alternatifi kalmadı. Ilievski’nin yetersizliği nedeniyle Kerem Tunçeri sezonun ilk bölümünü 35 dakika ortalamalarla oynadı ve doğal olarak yıprandı. Organizasyon Kerem’siz sıfıra inince mecburen milli oyun kurucunun sırtında gittiler bir süre. Onun yüzü suyu hürmetine maçlar da kazandılar ama o yorulunca Efes de dağıldı. Avrupa Ligi’nde Real Madrid, Maccabi Tel Aviv, CSKA Moskova ve Olympiakos ile oynadıkları 8 maçın tamamını kaybettiler. 1 üst düzey galibiyet alamadan sezon bitti. Koç değişti.
F.BAHÇE ÜLKER
Takım notu: 3
-Geçen sezon harika başlangıca darbe vuran üst üste gelen sakatlıklar olmuştu. Bu yıl o yapının üzerine bir kat çıkmaları beklenirken nedense temelden yıkmaya karar verdiler. Takımı sürükleyecek 1 yıldız, 1 yan parça eklemesi beklenirken Jerrells ve Gist gibi küçük takımların büyük oyuncularını aldılar. Sonuç ortada. Ama en büyük sorun geçen sezon takımın temeli olan dış savunmayı bozman oldu. Ömer-Kinsey-Tomas’dan ikisi sahadayken rakibin dış oyuncularını tamamen kilitleyen, arkada da kaleci Vidmar’a güvenen sarı-lacivertliler bu temeli bozdu.
-Vidmar sakatlığın ardından 2 sene önceki acemi haline döndü, Tomas sezona sakat girdi, Kinsey gitti ve başka bir takıma dönüşmeye çalıştılar. Olmadı. Koç Spahija da çok başarısız bir kriz yönetimi sergileyince tamamen bireyselliğe dayalı bir ekip ortaya çıktı. Caja Laboral, Olympiakos, Bizkaia Bilbao, Panathinaikos, Unics Kazan gibi üst düzey rakiplere karşı 10 maçta 3 galibiyette kaldı. Son hafta tur şansı eline gelmişken Emporio Armani maçındaki isteksiz tablo ise sezonun özetiydi sanki.
G.SARAY MEDICAL PARK
Takım notu: 8
-Sadece elemelerden Avrupa Ligi’ne girebilmek bile başlı başına bir başarı. Üstelik kendisinden çok daha yüksek bütçeli takımlara karşı sezon ilerledikçe daha da iyiye gitti sarı-kırmızılılar. Yaz döneminde Gordon’la sezonun belki de en iyi transferini yaptılar ama Lakoviç ve Songaila da onlar açısından ıska oldu.
-Top16’da iç sahada 3’de 3 yaptılar, CSKA’yı devirebilen yegane ekip oldular, şanslarını son maça kadar taşıdılar ama yetmedi. Yine de fiyat/performans açısından Avrupa Ligi’nde Kazan, Bilbao ve Cantu ile birlikte en başarılı takım durumundalar. Ayrıca gerek saha içi oyun, gerek organizasyon, gerek tribünüyle Avrupa Ligi’nden kazandığından çok daha fazla şeyi Avrupa Ligi’ne kattı sarı-kırmızılılar. Bu da gelecek sezon için A lisansı alma ihtimalini çok arttırdı.