Fenerbahçe Beko, Euroleague’de üçüncü deplasmanında da hata yapmadı, daha ilk dakikalarda en büyük kozu Wade Baldwin’i sakatlığa kurban vermesine, 3 sayı çizgisinin gerisinden 6/32 (% 18,8) isabette tıkanıp tam 14 top kaybetmesine rağmen ‘büyük oyuncu’ farkıyla kazandı.
Rakip Asvel’de de daha ilk yarı bitmeden önce Ajinca, ardından da devre sonundan önce Sako’nun sakatlanması, oyun karakteristiği açısından dengeleri Fenerbahçe BEKO lehine değiştiren unsurdu. Daha bir maç önce, Partizan karşısında iç sahada 17/39 üç sayı isabetiyle oyunu domine eden Sarı-Lacivertliler, Asvel’in aldığı tedbirlerle oyunun bu yönünde el üstü şutlar dışında arzuladığı özgürlüğü bulamadı. De Colo’nun oyunda olduğu ve onun saha içi organizasyon becerisiyle oyuna hükmettiği süreçte 16.09’da Harrison’la 10 sayı öne geçen Asvel’e Guduric, Hall, Nigel Hayes ve Colson’la 12-0’la yanıt veren Kanarya, devre sonunda maçın içindeydi. Ki o devrede Kanarya 2/14 (% 14,3) 3 sayı isabeti ve 8 top kaybına rağmen bu sayede sadece 3 sayı gerideydi.
Üçüncü çeyrekten itibaren Fenerbahçe, düşük yüzdeyle oynadığı 3 sayılık atışlar yerine daha çok potaya gitmeyi hedefledi. Doğrusu da buydu zaten… Hücum ribaundlarındaki üstünlük, potaya yakın atışlar ve Nigel Hayes’in sırtı dönük oyundaki bitiriciği de devreye girince 13-2’lik seri geldi. 25.17’de Nigel Hayes’in üçlüğüyle fark 8 sayıya (38-46) tırmandı. Ve Fenerbahçe BEKO, momentumu eline geçirdiği bu çeyrek başlangıcı ile birlikte oyunun kontrolünü hiç elinden bırakmadı.
Asvel, De Colo ve Maledon ile hamle yaptı. Hatta 31.42’de 3 sayı (56-53) öne de fırladı. Fakat topun el yaktığı son bölümde Melli ve Guduric de devredeydi. 34.22’de Maledon’un uzak mesafeliği üçlüğü ve Asvel’in 61-60n öne geçişi sonrası Nigel Hayes faktörü devreye girdi. ABD’li forvet, üst üste 8 sayı ile Fenerbahçe’yi tekrar 7 sayı (61-68) öne taşıdı. Harrison’ın acele atışta gelen üçlüğü sonrası kriz yine kapıyı çaldı, Black’ın 39.21’deki serbest atışlarıyla da fark tek sayıya (71-72) eridi. Ancak 39.38’de Guduric’in ‘maç kazandıran’ üçlüğü çemberden geçince Fenerbahçe BEKO, kalan süreyi iyi değerlendirip Avel deplasmanından altın değerinde bir galibiyet çıkardı.
Kötü oynadığı, 3 sayılık atışlarda 6/32 (% 18,8) isabette tıkandığı, 14 top kaybı yapıp, üstüne üstlük hücumdaki bir numaralı opsiyonunu daha ilk dakikalarda sakatlığa kurban verdiği bir deplasmanda alınan bu galibiyet gerçekten de çok önemli… Deplasmanda kötü oynadığın bir maçı kazanmak elbette sezonun kalanı adına çok ama çok değerli… Dolayısıyla ‘yürüyedur Kanarya’…
EFES’TEN BERBAT FİNİŞ!
Anadolu Efes ise, Baskonia ve Real Madrid ile rakip sahada oynayacağı çift maç haftası öncesi Monaco’yu elinden kaçırdı. 28.51’de Efes, Ercan’ın basketiyle 10 sayı öndeydi ve hücumda son derece akıllı ve sabırlı oynayıp, doğru atışı bularak da üstünlüğünü devam ettiriyordu. Ancak Lacivert-Beyazlılar, rakibin baskı yapacağı ‘aşikar’ olan son periyotta hata üstüne hata yaptı. Daha 3,5 dakika dolmadan, Monaco’nun 11-2’lik seriyle maça ortak olmasına izin verdi. Sonrasında ise panik başladı. Hücumda ikili oyunların yerini ‘bireysellik’ aldı. Ve Lacivert-Beyazlılar, 3 çeyrek boyunca yaptığı doğruları bir kenara bırakıp, savunmada da Mike James’e, 3 çeyrek boyunca bulamadığı özgürlük alanını bırakınca 29-10’lu inanılmaz bir seri geldi Monaco’dan… James’e, eski Fenerbahçeli Papagiannis de eşlik edip Yunan pivot, Efes savunmasını içeriden dışarıdan ‘delik deşik’ edince yenilgi kaçınılmaz oldu. Ve Efes, evindeki 4. Maçında 3. yenilgisini alarak iç saha avantajını şimdiden çöpe attı.