NBA’de sezonun yarısına yakın dilimi geride bıraktık. Play-inn uygulaması bu sene rekabeti zirveye çıkardı. Maçlar büyük mücadelelere sahne oluyor. Batı Konferası’nda Minnesota dışındaki 14 takım yarışın içinde. Öyle ki 14. sırada yer alan Houston Rockets play-inn potasının sadece 2 galibiyet gerisinde.
Batı’nın zirvesinde Utah Jazz var. İlk 3 içerisinde kalmasını beklediğim Jazz oyunun her iki yönünde de çok başarılı olarak zirveye yerleşti. Bu çıkışın normal sezonda sürmesini bekliyorum. Batı liderliği için Clippers’la çekişirler. Koç Snyder’ın Gobert + 4 şutör taktiği tuttu. Jazz kısaları şaşılacak derecede iyi savunma yapıyor. Kenardan net katkı veren Jordan Clarkson bu senenin en iyi 6. adam ödülünün en büyük adaylarından. Jazz için işler yolunda ancak play-off için hala Lakers ve Clippers’ın bir adım gerisinde olduklarını düşünüyorum.
Son şampiyon Lakers geniş bir rotasyon oluşturdu ama karşılığını tam olarak alabilmiş değil. Geçen sezon Lakers hücumunun temel taşlarından biri top çalarak buldukları kolay basketlerdi. Bu sene top çalamayan, hücumda Lebron’a yaslanan bir Lakers var. Rotasyon oyuncuları sorumluluk almaktan kaçınıyor. Takımın geneli “kurtar bizi Lebron” tadında, edilgen bir tavır içinde. Özellikle Alex Caruso, Markieff Morris, Wesley Matthews ve Marc Gasol ritim bulamadı. Lakers cephesinden bir takas haberi gelirse şaşırmam. Anthony Davis’in 4 hafta sürecek sakatlığı daha fazla maç kaybına yol açabilir. Lakers bu görüntüsüyle sezonu 3. sıraya gerileyebilir.
50 farkla kaybedilen Dallas maçının travmasını atlatan Clippers ritmini buldu. Kawhi Leonard ve Paul George çok formda. Batum’un ilk 5 başlaması, Morris’in yedekten gelmesi faydalı oldu. Nicolas Batum pas ve şut yeteneği Kawhi, George ikilisiyle çok uyumlu oldu. Marcus Morris yedek beşe savunma sertliği getirdi, böylece Lou Williams ve Luke Kannard’ın savunma zaafiyeti bir ölçü giderildi. Clippers normal sezonda beklentileri karşılayan takımlar arasında.
Chris Paul hamlesiyle savunmada seviye atlayan Phoenix play-off’a doğrudan katılacak gibi görünüyor. Jae Crowder, Mikael Bridges farklı pozisyonları savunabiliyor. Sariç katkı vermeye başladı. Phoenix dar bir kadroyla mücadele eden ama rol dağılımının net olduğu bir takım.
Portland, CJ Mc Collum ve Jusuf Nurkiç’in sakatlığı, Robert Covington’un ritmini bulamasına rağmen play-off yarışı içinde kalmayı başardı. Bunda en büyük pay kuşkusuz Damian Lillard’a ait. Çok formda, bir lider nasıl oynamalı bize gösteriyor.
Gregg Popovich’in Spurs’ı Dejounte Murray ve DeMar DeRozan’ın üstün formuyla play-off potasına tutundu. Sezonu burada tamamlayamasalar bile yüksek olasılıkla play-inn yaparlar.
Sezona çok kötü giren Nuggets Nikola Jokiç’in muhteşem formuyla çıkışa geçti. Jerami Grant’in boşluğunu derinden hisseden Denver geçen seneki görüntüsünün uzağında. Bir takasla kısa savunmacı hamlesi yerinde olur. Öyle ya da böyle play-off yaparlar ama daha fazlası çok zor.
Klay Thompson’ın sakatlık şokuyla sezonu açan Golden State, Stephen Curry’nin takımı ateşlemesiyle Play-off yarışına tutundu. Çember savunmada sorun yaşıyorlar ama Curry’nin varlığı Warriors’u her zaman tehlikeli bir takım yapıyor. Tecrübeli isimlerden Draymond Green’in sinirlerine hâkim olması lazım. Aldığı teknik faullerle Charlotte Hornets maçının kaybedilmesine neden oldu.
Memphis Grizzlies, Ja Morant’ın önderliğinde sınırlarını bilerek oynayan genç kadrosuyla ligin son maçına kadar rekabetin içinde kalacak görüntü veriyor.
Daha yukarıda olmasını beklediğim Dallas Mavericks, Luka Doncic’in formuna rağmen savunmada yaşadığı sorunları aşamadığı için bocalıyor. Play-off yapma şansları yüksek ama daha ileri gitme konusunda umut vermiyorlar.
Beklenen patlamayı yapamayan New Orleans Pelicans oyun kurmakta zorlanıyor. Zion Williamson’un yeteneklerini sergilemesi için uygun ortamı yarattıkları söylenemez. Potansiyelli gençlerden oluşan çekirdek kadro daha üst sıralarda olmalı. Sözleşme uzatmayan Lonzo Ball’ı takas ederek bir değişime gitmek istiyorlar. Sonucu ne olur göreceğiz ama bu sene için işler pek düzelecek gibi değil.
İnişli çıkışlı bir grafik çizen Sacramento Kings, savunmayı toparlayarak ligin dibinden kurtuldu. De’Aaron Fox all star seviyesinde formda, çaylak Tyrese Haliburton önemli katkı veriyor. Diğer taraftan pota altını savunmakta zorlanıyorlar. Son maça kadar yarışın içinde kalırlar ama ligi nerede tamamlayacaklarını tahmin etmek zor.
Birkaç oyuncu dışında draft edilmeyen veya diğer takımlar tarafından istenmeyen isimlerden kurulu genç kadrosuyla büyük bir karakter ortaya koyan Oklahoma City Thunder lige renk katan ekiplerden. Belki bu çaba play-inn yapmaya yetmeyecek ama son maça kadar yarışın içinde olacaklar.
James Harden’ı bol draft hakkı karşılığında takas ederek beyaz bir sayfa açan Rockets’ın bu sene için beklentisi yüksek değil. Avustralya Ligi’nden keşfettikleri Jae Sean Tate neredeyse her pozisyonu savunabilme özelliğiyle gelecek yıllar için büyük kazanç oldu.
Minnesota Timberwolves 30 NBA takımı arasında belki de en büyük hayal kırıklığı. Hem savunmada hem de hücumda çok kötüler. Koç Ryan Saunders’ı kovarak yerinde bir hamle yaptılar bakalım olumlu yansıması olacak mı?