Son 3 yıl içinde Yıldızlar, Gençler ve Ümitler'de Avrupa Şampiyonu olduk. Yani oyuncular becerdi. Eğer onların gelişimini sağlayamazsak sadece beceriksiz olarak kalmayacak, tarih önünde de suçlu olacağız.
Ümit Milli Takımı'nın büyük başarısı Türk Basketbolu'na büyük bir görev yüklemiştir. Altyapılardan fışkıran genç oyuncuların yolunu nasıl açacağız? Yerli oyuncu maliyetlerinin yüksek olmasının önemli etkisiyle 6-7 yabancıya izin verilmişken, Avrupa'da şampiyonluklar kazanan bu çocuklar hangi ligde, hangi takımda, hangi kritik dakikalarda ne kadar süre alacak? Onlar geleceğin takımlarının fotoğraflarını süsleyecek mi, yoksa Basketbol Federasyonu'nun duvarlarında hatıra olarak mı kalacak?
Ümit Milli Takımı'nda sahaya kim girdiyse hepsi katkı verdi ve şampiyonluğu takım kazandı. Ancak içlerinde biri MVP ödülüne kadar gitti. Cedi Osman'ın fark yaratan en büyük özelliği geride bıraktığımız sezon takımında süre ve sorumluluk almış olmasıydı ve bu sayede de en büyük gelişimi o gösterdi. Örnek çok net olarak ortada. Cedi oynadıkça daha fazla gelişti.
Göreceksiniz… Üçüncülük-dördüncülük maçı oynayan Hırvatistan ve Sırbistan'daki oyuncular sezon içinde kendi kulüp takımlarında ciddi süreler alacaklar ve 2-3 yıl içinde Avrupa pazarında yer alacaklar. Korkarım ki biz kendi çocuklarımıza değer vermezsek, onların yendiği Hırvatlar'ı ve Sırplar'a talip olup liglerimize getirmeye çalışacağız.
Türkiye'de basketbolu yönetenleri, basketbolun akil adamlarını çok ciddi bir görev bekliyor. Bu çocukların ya sorumluluğunu alıp onları yukarılara taşıyacağız, ya da geçmişte kaybettiğimiz birçok değer gibi kaybedeceğiz. Bu sorumluluğu hisseden herkese, hepimize büyük görev düşüyor.
Bize bu büyük görevi yükleyen teknik ekibe, oyunculara teşekkür borcumuz var ama asıl borcumuz onların geleceğini hazırlamakta…
Herkes oturup düşünsün…