Fenerbahçe'nin yıldız oyıuncusu Ekpe Udoh Euroleague.net ile Panathinaikos'la oynadıkları play off serisi ve sezon içiyle alakalı samimi bir röportaj yaptı.
Merhaba Ekpe, 8 yıldır oynandığı şekliyle 5 maçlık play off serilerinde ilk kez bir takım deplasmanda 0-2 öne geçti. Bunun olabileceğini düşünüyor muydunuz? Atina’da iki galibiyet?
– Kesinlikle. Tamamen sağlıklı olduğumuzda bir problem yaratabileceğimizi biliyoruz. Şimdi sağlıklıyız. İlk 5’imiz ve rotasyonumuz eksiksiz, iyi bir basketbol oynuyoruz, özellikle bu son 2 maçta. Koç, Atina’da oynama konusunda bizi hazırladı. Kendi evimizdeki antrenmanlarda hoparlörlerden gelen Panathinaikos taraftarının sesiyle çalışmalar yaptık. Hedefimiz doğrultusunda ilerliyoruz.
Euroleague’de pek çok zorlu salonda oynadınız, bu en zorlularından biriydi. Koç bu tip bir atmosferde ne yapmanız gerektiğine dair şeyler söyledi mi?
– Sadece birlikte kalın, takım halinde kalın ve savaşın. Zor bir maçtı. Ancak savaştık ve bir arada kalmayı başardık, bunun sonucunda 2 galibiyet aldık.
Dediğin gibi pek çok insan artık sağlıklı olduğunuzu ve tehlikeli bir takım durumunda bulunduğunuzu düşünüyordu. Ancak siz Atina’daki gösteriyi kendi tarafınıza çevirmeyi başardınız. Bunun böyle olabileceğini bekliyor muydunuz?
– Dürüstçe söylemek gerekirse, artık zamanı gelmişti. Tam kadro olduğumuzda nasıl onayabileceğimizi ve hedefimiz doğrultusunda ilereleyebileceğimizi biliyorduk. Salı günü 1 galibiyet daha almak zorundayız ve biliyorum ki taraftarımız orada bunun için hazır olacak.
İlk maça dönelim. Panathinaikos evinde 14-1 ile buraya gelmişti ve siz ikinci yarının başları itibariyle derin bir deliğin içine düştünüz. Nasıl geri döndünüz?
– Sadece savunmayla. Geçen yıldan beri çok iyi bir savunma takımıyız. Ben ve Jan switch yapabiliyor ve bu düzen içerisinde kalabiliyoruz. Antrenörlerimizi de tebrik etmelisiniz, bizi hazırlamak adına iyi bir iş başardılar ve bu sayede biz de herşeyimizi verebildik.
İkinci maça gelirsek onlar her an ensenizdeydi, bazen öne geçtiler bazen geri düştüler. Bu 16 sayı geriden gelmekten daha mı zordu?
– Hayır, bence bu sizin gelişiminizi gösterir. Bundan önceki bir kaç röportajımda da söylediğim gibi: bu bizim hikayemiz. Geçen yıl bir hikayemiz vardı ve bir çok insan bizim hakkımızda konuştu. Ancak şunu anladılar ki biz kendi hikayemizi yaratıyoruz, kazansakta kaybetsekte. Bu tamamen hikayemizi inşa etmekle ilgili bir durum. Ve bence bizim işimize yarıyor.
Şu an İstanbul’a pek çok ev ödevinizi yapmış olarak dönüyorsunuz. Seride fazla özgüvene sahip olmamanın ne kadar kritik bir rolü var?
– Önemi var, ama biz veteran bir takımız. Orada daha önce de oynadık ve taraftarımız arkamızda olacak. Sezonun en önemli maçı olacak. Serideki her maç için hazırlanış şeklimiz böyle, sezonun en önemli maçı olarak düşünmek.
Sakatlık durumunuza dönersek, tamamen sağlıklı olmayı mı bekliyordunuz, gerçek oyununuzu oynayabilmek için?
– Hayır, bir bekleyiş değildi. Hala işleri yürütmek için yeterli olduğumuzu, tamamen sağlıklı olamasak bile iyi basketbol oynayabileceğimizi düşündük. Tam olarak istediklerimizi yapamadık, bazı sorunlar yaşadık. Ancak sağlıklı olduğumuz anda, geçen seneki takımı sahaya yansıtabileceğimizi biliyorduk. Sağlıklı olduğumuz anda işlerin iyiye gideceğini biliyorduk ancak o ana kadar elimizdekinin en iyisini yapmaya çalıştık. Sezonun sonuna doğru düşüşteydim, son 4 maçın 3’ünü ve ev sahibi avantajımızı kaybettik. Ancak sonunda tam kadro olduk, iyi bir antrenman haftası geçirdik ve hazır hale geldik, dostum. Hazır, hale, geldik! Şimdi salı günü bunu devam ettirmeliyiz, çünkü onlar herşeylerini vereceklerdik, elenmek istemeyecekler.
Defansı domine etmek nasıl bir duygu, o blokları yapmak? İlk maçta Bogdan Bogdanovic’e de yardımın dokundu.
– Çok mutluyum, savunmada işler yapmayı seviyorum! Bu benim kariyerim boyunca böyleydi. Savunmacılarını geçtikten sonra benimle karşılaşmaları gerekiyor. Bu harika. Koç bana çok güveniyor, özellile switchlerde, bu pozisyonda olduğum için çok memnunum.
Final Four’un İstanbul’da olmasından dolayı üzerinizde baskı hissediyor musunuz? Yoksa bu baskı sizi motive mi ediyor?
– Bir baskı olduğunu düşünmüyorum. Tek düşündüğüm sakatlıkların bizi çok yaraladığı ve istediğimiz iyi basketbolu bir türlü sahaya koyamadığımız. Bu Final Four, ne olursa olsun orası Final Four. Yılın sonunda orada oynamak istersiniz ve buna çok yaklaştık, 1 maç uzaktayız.
Geçen yıl şampiyonluğa 1 ribaund uzaktaydınız. Bu sizin için ne denli bir motivasyon kaynağı oldu sene içerisinde?
– Bunun hakkında düşünmemeye çalışıyorum. Düşünmemeye… Maçı izlemedim bile. Ne olduğunu biliyorum. İnsanlar tek bir ribaund olduğunu düşünüyor ama biz ölümcül bir hücum takımına karşı 3. çeyrekte 21 sayı geriye düştük. Geri dönmek için savaştık, yorulduk ve bir ribaund ya da her neyse… Hedefimize ulaşmak için çabalayacağız.
İstanbul’da şampiyon olmak geçen seneyi unutturur mu? Hem de ilk Türk şampyionu?
– Bu çok büyük bir şey. Taraftarımız bunu düşünerek şimdiden biletlerin %59’unu satın almış. Karaborsacılardan da alacaklar. Bu kadar fazla taraftara sahip olmak, sadece Türk taraftarlar, bu durum her Türk takımı için özel olur hele İstanbul’da… Orayı evimize çevirecekler, bunu orada yapmak, kutsanmışlık gibi bir şey gerçekten. Sahada kazanmalıyız. Daha önce dediğim gibi böyle bir fırsata sahip olduğum için minettarım. LA Clippers’ta doğru düzgün oynamadığım zamandan, sonraki sezonda ne yapacağımı bilemediğim bir zamanın ardından bu spordaki gelmiş geçmiş en iyi koçlardan biri olarak Obradovic ile çalışmak… Ben gerçekten çok minettarım dostum. Kutsanmak gibi, günün sonunda özel bir şeyler yapmak istiyoruz, Euroleague’i kazanmak! Geçen sezon sahadan ayrılmak istedim. CSKA’nın sevincini görmek istemedim. Eğlenceyi gördünüz, çok eğlenceli bir şey bu tabi ki, ve bunu İstanbul’da yapmak… Daha önce yapılamamış bir şeyi yapacağız. Ve tabi ki Türkiye’de!
Çeviri / Düzenleme / Görsel: Kaan Baytur
basketdergisi.com