Artık dedim taa buralardan(Bodrum), Basketbol Federasyonu, utanmaz adam, yok o olmuş, bu olmamış gibi şeyler yazıp antipatik olma, sonra adına huysuz ihtiyar ünvanı da eklenecek. Ünvana bak İrlandalı, münafık, huysuz ihtiyar. Fakat gelin görün ki, kazın ayağı öyle değil, gençler yetişiyor, herşeyi yazıyorlar, hayat devam ediyor, maçlar, yanlışlıklar, yalan, dolan, düzmece beyanatlar havalarda uçuşuyor. Birinci sorun “Hayalet Federasyon Başkanı“, adam Dünya İkincisi olduğumuz yıl kurduğu TBI (Türkiye Basketbol İmparatorluğu) sınırları içerisinde kayboldu, hayalet gibi.
Telefonla arıyorlar, ona bile cevap vermiyormuş, ''İstersem ben sizi ararım'' diyormuş. Kulüp Başkanı filan tınmıyormuş, 'görüşmem kardeşim' diyormus, başka birşey demiyormuş. Eski hamileri tarafından hakaret yağmuruna tutuluyor, 'Yağmur yağdı, şükür yarabbim' diyormuş. Kin tutmak, eski düşmanları ve dostlarına soyunma odasına girdi diye ceza vermek gibi huyları devam etmese, buhar oldu uçtu diyeceğim.
Bir sürü uluslarası sıkıntı doğuyor, ne o ne de Federasyon etkili olabiliyor ama hani bizim Türk halkına balık hafızalı diyorlar ya doğru galiba,bunların FIBA'da, ULEB'de ne etkileri olabilir ki daha gecen sene Avrupa basketbol arenasinin terfi tenzil bile oynamayan İzlanda'sı karşısında madara olmadılar mı ?
Alakasiz maçlar seyircisiz oynanıyor, Kıbrıs Rum Kesimi'nde Karşıyaka takımına fiili tecavüz oluyor, FIBA, TBF kadar olup Ahmet Kandemir'e verilen ceza kadar etkili olamıyor. Hayalet Başkan 'telefon diplomasisi yapıyormuş' açıklaması geliyor, onlar senin telefonlarına bile çıkmazlar, öğrenemedin mi ?
Karşıyaka bu kadar mağduriyetten sonra maçında erteleme istiyor, 'bir gun erteleriz' diyorlar, talimat gene siyasi mi acaba ? Karşıyaka ne de olsa sümüklü (!) İzmir takımı. Ben tabii çok içerileri bilemiyorum ama TBI bünyesinde yaratılan arpalıklar bile iflas etmiş galiba 4-5 haftadır hakem, gözlemci, teknik gözlemci paraları da ödenmiyormuş.
Hani bir hikaye vardır; adamın 3 oğlu savaşta şehit olmuş, dördüncü oğluna sıra geldiginde, feryat etmiş: ” Padişah'a söyleyin, bundan sonra savaşa giderken bana güvenmesin” demiş. Ben de Ahmet Kandemir'le konuştum, feryat ediyor: “TBF ve TBI bütçe açıkları ve düzenlemesi konusunda bana güvenmesinler'' diyor. Elçiye zeval olmaz…
