Ev Yapımı vs. Fabrikasyon
01.06.2017 - 12:38

Ev Yapımı vs. Fabrikasyon:

EuroLeague’i Salt Pasaport Üzerinden Okumanın Sorunları

Temsilcimiz Fenerbahçe’nin 2016/17 EuroLeague sezonunu şampiyon olarak tamamlamasının ardından “Fenerbahçe yerli oyuncu oynatmıyor!” şeklinde çok da anlamlı olmayan bir argüman yeniden dillendirilmeye başlandı. Bu görüşe göre bu başarının, milli takıma hiçbir katkısı olmadığı için, değeri tartışmalıydı! Bu argümana asla katılmadığımı baştan belirterek konuyu biraz açmak isterim. Bu tespit istatistiki olarak doğru olmasına rağmen tutarlı değil. Şöyle ki;

2001/02 sezonundan beri EuroLeague organizasyonu ULEB bünyesinde yapılıyor. Bu süreçte final-four’a kalan takımlar arasında yerlilere göreli olarak en az süre veren ve haliyle yerlilerden en az katkı alan takım 2016/17 model Fenerbahçe oldu. Bu durumu genel olarak görmek için 16 sezonluk süreçte şampiyon takımların yerlilerinin durumunu çıkarttım. (Ülke altyapısının durumunu göstermesi için Derrick Sharp, Bobby Dixon gibi devşirme oyuncuları hesaplama dışı tuttum. Fakat Ahmet Düverioğlu gibi direkt devşirme olmayan oyuncuları hesaplamaya dahil ettim.)

Şampiyon Takımlarda Yerlilerin Durumu % - Yaklaşık

 

Takım

Süre

Sayı

Ribaund

Asist

2002

PAO

30%

27%

35%

26%

2003

Barça

43%

37%

39%

37%

2004

Maccabi

30%

25%

25%

26%

2005

Maccabi

28%

22%

26%

22%

2006

CSKA

24%

19%

28%

17%

2007

PAO

29%

39%

42%

54%

2008

CSKA

9%

9%

10%

3%

2009

PAO

53%

48%

52%

60%

2010

Barça

44%

37%

35%

70%

2011

PAO

59%

57%

56%

72%

2012

Oly

56%

57%

46%

67%

2013

Oly

58%

60%

45%

72%

2014

Maccabi

29%

25%

20%

32%

2015

Madrid

44%

48%

31%

66%

2016

CSKA

35%

28%

38%

22%

2017

Fener

4%

4%

2%

2%

 

(Tablonun oluşturulmasında büyük yardımı dokunan Sezgin Muratoğlu’na teşekkürler.)

Yukarıdaki tabloya baktığımızda 2008 CSKA ve 2017 Fenerbahçe’nin durumu istisnai görünüyor olabilir. Burada Maccabi gibi yabancılara dayalı kadrolarla şampiyon olan takımların bile belirli bir oranda yerlilerden katkı aldığını görebiliyoruz. Fakat Obradoviç’in görevi yerli oyuncu yetiştirerek milli takım oyuncu havuzunu genişletmek değil. O buraya bir jenerasyon yaratması için değil, kupalar kazanması için getirildi ve başardı da. Ayrıca Obradoviçin elinde Kaliniç ve Bogdanoviç’in nasıl gelişim gösterdiğini bütün dünya görmüş durumdayken sorumluluğu Obradoviç’e yüklemenin hiçbir anlamı yok. Zira Türkiye bir basketbolcu fabrikası gibi çalışmıyor, bilakis basketbolcu değirmeni gibi çalışıyor. Bu açıdan yukarıdaki tablonun sorumlusu o değil.

Daha önceki yazılarda bahsettiğim gibi sorumluluğun hepsi sadece “çalışmayan” genç oyuncuların da değil. 18 yaşında menajerlerin eline düşen ve bol sıfırlı kontrat alan bir gençten çalışmasını beklemek hayalcilik olur. (Teodosic Olympiakos’a gelmeden 40.000 € civarında bir ücretle oynarken 2017’de gençlerimiz 400.000 €’luk kontratlara imza atabilmektedir.) Dahası sportif / kültürel / psikolojik olarak bu oyunculara doğru bir gelişim imkanı sunmayan ülkede gençlerin gelişmesi çok kolay değil. Cenk Akyol’un dediği gibi “basketbol sahaları otopark olarak kullanılan okulların olduğu ülke”de gençler sisteme “rağmen” gelişmektedir. (Bu noktada sıkça atıf yapılan Saras’ın “Kazanmak Yetmez” kitabı yol gösterici olmakla birlikte ülkemizin özgün koşulları başka hamleler gerektirmektedir.) Okben Ulubay örneğinden görebileceğimiz üzere oyuncular süre aldıkları takımı bile bırakıp İstanbul’a dönebilmektedir. Her ne kadar bu sezonki kıymetli hamlesi ile alkış alsa da Giresun 1,5 milyon TL civarında teşvik alma durumundadır. Halbuki bu rakam 5-6 milyon olursa çok şey değişir. Bu noktada federasyonun gelir sorunu olduğunu da sanmıyorum. Bu nedenle asıl sorumlu federasyondur. Fakat bu görevini de yabancı sınırı getirerek değil, yerli oyuncu (özellikle genç) oynatanlara hatrı sayılır teşvikler vererek, altyapılarda akademi gibi uygulamaları zorunlu tutarak, MEB ile ortak çalışmalar yürüterek yapabilir. Bu konuda Almanya veya İspanya örnek alınabilir: Almanya’da 2020’de ligi Avrupa’nın en iyi ulusal ligi haline getirme hedefi söz konusu. Bu çerçevede; finansal yeterlilik, salon-teknik donanım gibi birçok ara hedef söz konusu. Bu şartlar altında ligi her açıdan kaliteli hale getirme amaçlarından biri de altyapıdaki organizasyon yapısı. Ligin belirlediği teşvikler ve organizasyonel hamlelerle yerli oyuncu çıkışı özendiriliyor. İspanya’da ise 1992 Olimpiyatlarında yaşanan çöküşten sonra çıkarılan Sporu Kalkındırma Yasası’nın yarattığı temelle 2000’lerden itibaren İspanya birçok alanda zirveye çıkar. Bu bağlamda yine özellikle Kuzey Liglerindeki yükselişin de dikkatle izlenmesi gerekiyor. Yoksa sponsor kaynaklı finansman kaynakları da sonsuz değil. Bu nedenle yerli oyuncunun bütçe esnekliği sağlaması açısından da kıymeti var.

Öte yandan genç oyuncularımızın Avrupa’nın orta seviye liglerinde oynaması için de yönlendirme yapılabilir: ABA Ligi, Almanya Ligi gibi. Kısaca aktarmaya çalıştığım bu nedenlerle bençlerde “çürüyen” gençler altyapı turnuvalarında madalyalar almasına rağmen A Takım seviyesinde tepeye çıkamamaktadır. Bu açıdan takımlar veya federasyon oyuncu yetiştirmeyi birinci hedef olarak görüyorsa Erman Kunter gibi öğretmen vasıflı koçlarla çalışıp kısa vadede hocaya başarı baskısı yapmamalıdır. İyi bir jenerasyon çıkarmak şans kadar bu faktörlere de bağlıdır.  (1999 EuroBasket’i hatırlayın.) Bu şekilde istenirse Athletic Bilbao futbol takımı gibi sadece yerlilerden oluşan takımlar bile yaratılabilir.

Yerli oyuncuların rotasyondaki ana parçalar olması tabii ki istenen bir durumdur. Ancak Türkiye’de bu durum kısa vadede pek mümkün değildir. EuroLeague’de ilk beş başlayabilecek potansiyeli olan kaç tane Türk oyuncu olduğunu düşünerek de bu yargıya varabiliriz. Diğer taraftan Yunanistan, Sırbistan veya İspanya gibi ekol olan veya altyapı devrimiyle bugünlere gelen ülkelerin başarısının altında ulusal çapta geliştirilen bir basketbol hareketi yatmaktadır. “Yerli oyuncu oynasın.” diyenler önce bunu görmelidir. Dahası Avrupa’da yetişen kaliteli oyuncular 21 yaşını bile görmeden NBA’e giderken böyle bir beklenti oluşturmak çok tutarlı değil. Bugün EuroLeague’deki “elit” diyebileceğimiz Avrupalıların ağırlığı yaşlı, yetenekli gençlerse NBA’e gitmeyi düşünüyor. (Bu noktada mesela Cedi’nin bu sezon oyun olarak ileri gidememesinin nedeni kafasında NBA olması da olabilir.) Yine NBA gözlemcileri artık sadece EuroLeague’den oyuncu seçmiyor. Porzingis’in Sevilla’dan, Antetokounmpo’nun Yunan İkinci Ligi’nden NBA’e gittiğini unutmayalım.

Öte yandan EuroLeague gittikçe daha fazla küreselleşen ve pazarı büyütmeyi hedefleyen bir organizasyon. Gelirleri ve izlenme oranlarını artırıp oyunu bütün kıtaya yaymaya çalışıyorlar. Bu nedenle gelecekte şartlar olgunlaşırsa lig kapalı bir lig haline gelebilir ve Fransa’dan ve İngiltere’den bile takımlar izleyebiliriz. (Biliyorum İngiltere’de basketbol popüler değil ama 2002’de London Towers girişimi olmuştu.) Uzun vadede güçlü bir çekim merkezi olmayı başararak NBA ile yarışmayı hedefleyen EuroLeague’in küresel yapısında “yerli oynatmak” aranan en son unsur olacaktır. Hatta Bertomeu FIBA’nın takvimini dikkate almayacaklarını da belirtmişken, ülke federasyonları kendi planlamasını yapmak zorundadır. EuroLeague her açıdan NBA’e öykünürken ulusal takımların geleceğinin temel belirleyeni federasyonlar olacaktır. Özetle büyük bir endüstri haline gelen basketboldaki tarihsel gelişimleri bu bağlamda okumak ve yerli oyuncu tartışmasını bu çerçevede yapmak gereklidir.

Yorumlar


Nijeryali Hadise hep oyuncular uzerinden tartisiliyor da yerli koclarin hic mi sorumlulugu yok? Bu cocuklar altyapi seviyesinde yerli koclarla ne yasiyor da bu kadar kuru ego sahibi,rekabetten kacinan ve daha belli bir seviyeye gelmedigi halde hemen parayi on planda tutar hale geliyor? Herkes sorumlulugu uzerinden atma derdinde. Ama is goygoy yapmaya gelince herkes ejderhaya donusuyor.
02-06-2017 14:22
Ariel Daha önce de yazdım, yarışmacı takımların ulusal takım için oyuncu yetiştirmek gibi bir sorumlulukları yoktur. Bu devlet politikasıdır, önümüzde bir Yunanistan örneği var, 1970'li yıllarda Yunanistan'da devlet ve Basketbol Federasyonu tüm ülkeyi tarayarak yetenekli çocukları toplayıp onlar daha 11-12 yaşlarındayken USA'e gönderdiler, ve o çocuklar önce orta eğitim sonrada kolej eğitimlerinde Basketbol altyapısını mükemmel olarak edindiler ve geriye döndüler, sonuç ortada, bu gün o ilk jenerasyon çocuklar Yunan Basketbolunda ya yönetici ya coach olarak yeni jenerasyonların yetişmesini sağlıyorlar. Bu gün USA'in tüm sporcu altyapısı eğitim kurumlarından gelir, ve sporcuların hemen hemen tamamı aynı zamanda mükemmel bir üniversite eğitimine sahiptir. Türkiye'de hangi eğitim kurumu bunu yapmış ??? Yanıt HİÇ...... Dolayısıyla Fenerbahçe devletin yapması gerekenleri yapmak zorunda değil...
02-06-2017 12:23
alican yerlilere daha olmadan oldum dedirtmenin önüne geçen bir sistem kurulmalı. basketbol sevgisi para pul şöhret sevgisinin gerisinde kalmamalı. genç oyuncuların gündemi saçlar ve kullandıkları şampuan değil, basketbola olan tutkusunu koruyup koruyamadıkları olmalı. eğer senin hedefin reklam yıldızı olmaksa, reklam yıldızı olursun. haa senin derdin basketboldaki hedeflerini gerçekleştirmekse, o zaman ona göre mücadeleni verirsin ve mücadeleden kaçmazsın. şimdi bazı menajerler yabancı sınırı geri gelsin de yerli oyuncuları yine kulüplere milyon dolarlık rakamlarla kakalayalım derdinde. bu menajerlerin el üstünde tutulduğu bir ortam olmaktan çıkmamız da gerekiyor. çocuklar bu paragözlerin elinden kurtarılıp, gerçek basketbol sevdalilarının eline teslim edilmeli ki gençler için altyapıdan üstyapıya giden yol kazasız belasız geçilebilmeye müsait kalabilsin.
02-06-2017 04:05
Emekli Fitness Koçu Babür Öncelikle genç oyuncuların sırasıyla ulusal lig ve Avrupa arenası içerisindeki rekabet ortamına adapte olabilmeleri gerekiyor. Bunun için de güçlü bir psikoloji şart oğlu şarttır. Daha buradaki yabancılara karşı mağlubiyeti kabul edip mental bir çöküşe geçen oyuncu, NBA'deki izbandutlarla nasıl rekabete tutuşabilsin? Koç oynatmıyor diye bir bahane olabilir mi ya? Koç oynatmıyorsa oynayabileceğin takımı bulup orada parlayacaksın o zaman. Sen kendini parlattın da tüm Dünya seni görmezden mi geldi? Zaten son yıllarda ABD'yi deneyen yerlilerin sonu hep bu çabuk pes ediş yüzden hüsran oluyor. Gerekirse gençlere altyapıdan a takım seviyesine geçiş esnasında profesyonel mentörler eşliğinde psikolojik destek sağlanmalıdır. İnanın ülkede yetenekli genç çok. Ama yetenek kadar dediğim gibi sağlam psikoloji de lazım. Bunu çözdüğümüz an ülkemizden leblebi gibi elit basketçi çıkar.
02-06-2017 01:41
Potaperest yerli oyuncuya tesvik adina belli bir sayinin uzerinde yabanci oyuncu oynatandan meblag alip bir para kaynagi olusturmak ve bu kaynagi yine belirlenmis yabanci sayisinin altinda oyuncu oynatan takimlara dagitmak yine dusunulesi bir yontem olabilir.
02-06-2017 00:25
Ertan Ürkmez 2002 ve 2007 yıllarında yerli oyuncu yoğunluğu )-30 dolaylarında olan Panathinaikos'un 2011 yılında Y çıkması gözden kaçırılmamalı ki aynı süreç aşağı yukarı Olympiakos için de geçerli. İnsanlar Fenerbahçe'nin bu şampiyonluğunu sahiplenemeyebilirler, küçümseyebilirler hatta bazı kulüp başkanları gibi itibarsızlaştırmaya çalışabilirler. Bu bir tercih meselesidir ama 2017 euroleague şampiyonunun Fenerbahçe olduğu gerçeğini değiştirmez. Ben şahsen Udoh'u, Kaliniç'i, Sloukas'ı ve diğerlerini Türk pasaportuna sahip oldukları için değil karakter ve emek koydukları, ter döktükleri ve yaptıkları işe saygılı oldukları için seviyorum. 2 yıl önce Obradoviç yönetimindeki kadroda bulunan ve final four yaşayan 00 saf Türk olan milli takım oyuncusu final four maçlarını tv den yorumluyordu 19 Mayıs akşamında. Formayı çalışan hak eden giyer. Mesela Kaliniç, 2 yıl önce şutu ve sırtı dönük oyunu yoktu. Geldiği nokta ortada Udoh olmasa final four mvp si olacaktı.
01-06-2017 23:54
Mertbaba İlk olarak yukarda emek harcayıp yazan yazar arkadaşımıza alkışlar.Keşke benden çok onu yorumlasaydınız.İlk olarak bazılarınıza bazılarınız cevap vermiş, ayrıca biz Ülker değiliz diye yıllarca çığıran arkadaşların tüm Ülker tarihine sahip çıkması ironik! Sonracığıma konu fb ve Türk oyuncu geyiği arkadaşlar,kimsenin tüm sorumluluğu fbye attığı yok(bknz son 2madde) Yine diyelim fb başarılı olma yolunda bir tercih yapmıştır,(prensip;Ariel bknz Tdk)beğenip beğenmemek fblilerin tercihi.Yine dayanamayıp Ataman diyen olmuş,yine yazdık Cedi'nin Efesteki performansı asla Atamanın milli takımdaki kadar olmadı.(lütfen istatistik)Bu illa Ataman olsun diye yazmadım;bence Gençlerimiz Türk koçlarla daha iyi motive oluyor(doğru mu yanlış mı!?!?)Gençlerle ilgili başka önerim;TBF tavan ücret belirleyecek bu kadar basit!!!Ama başta bağzı! kulüp başkanları hoplar hemen!Bir ek;Yıllarca yabancı serbest olsun diyen kulüp başkanı KPSS sorusu değil ilkokul2 sorusu olur anca!
01-06-2017 23:53
Ezd Hepinizin sorunu aynı, OKUMUYORSUNUZ. Ben kim bu oyunculara yatırım yaptı diyorum, o bana liste sayıyor. Bu mantıkla Hidayet'te Çavuşoğlu Koleji oyuncusu idi, Efes değil, Ayrıca listen de eksik, Mustafa Afyon, Reha Oyak, Melih Sakarya kökenli idi...
01-06-2017 22:56
Huseyin Mertbaba Hem bos hem mantıksız yazıyorsun.AY travma yasayan degil yasatan Baskandır. Her sene GS ile 30 mac yapıyorsak 22-25 ini kazanıyoruz 3 bransta biraz takip etsen,GS forumlarına girsen gorursun gercegi...
01-06-2017 22:40
Ferit Şen Fenerbahçe'nin Euroleague şampiyonluğu anlaşılan o ki ülkemizdeki belli kesimlere çok ağır geldi. Malum odaklardan bir tanesinin başkanı çıkar ulaşamadığı ciğere mundar(veya murdar) der. Bir tanesinin taraftarları şaşkınlıktan neyi nasıl trolleyeceğini şaşırır. Yok abi bence biz bu kupayı ULEB'e sevabına iade edelim de tüm Fenerbahçe düşmanları fabrika ayarlarına geri dönsün.
01-06-2017 21:33
Dursun Kaptan Ürdünlü dediğiniz Ahmet Düverioğlu'nun Türklüğünü burada kimse tartışmaya kalkmasın. Bir kere çocuğun babası Ürdünlü olabilir ama annesi öz be öz Türk! Ayrıca bu çocuğa laf edenlerin kendileri ne kadar Türk de burada gelip milletin Türklüğünü sorguluyorlar? O da ayrı bir konu...Senelerce Yugoslav asıllı Türk vatandaşlarına ses etmeyenler, sırf Ahmet Fener'de oynuyor diye başımıza kafatasçı kesilmişler!
01-06-2017 21:07
abisi EZD dikkatine Semih Erden - Darussafaka Oğuz Savaş - Ulker İlkan Karaman - Efes Pilsen İzzet Türkyılmaz - Banvit Kenan Sipahi - Tofas Can Altıntığ - Tofas Melih Mahmutoğlu - Efes Pilsen Erkan Veyseloğlu - Efes Pilsen altyapilarindandir.
01-06-2017 20:48
Kingjames Eeee ben ne yazıyorum diye başlayan yazının yukarıda ki yazı ile aynı fikirleri taşımasını beklerken tamamen laf ebeliği ayakta alkışlıyorum. Yazıyı özetleyeyim belki anlarsın, yerli oyuncu yetişmememsi bir kulübün veya bir turnuvanın suçu değil, Milli Eğitim, Spor bakanlığı, bizzat devletin kendisi gibi birçok organizasyonun halledebileceği konulardır. Hatta burada olmayan şey aile ve yaşam tarzı onuda ekleyelim.
01-06-2017 19:05
barış yeniçeri yazıda genel olarak genç oyuncuların mental eksikliklerindan, bu eksikliğin sorumlusunun fenerbahçe'nin değil federasyon olduğundan falan bahsediliyor ama gsli holiganlar bambaşka telden çalıp fener'e sallıyor. sonra biz de bunlara laf anlatmaya çalışıyoruz. belli ki tek dertleri algı yaratmak ama bunun için burası çok yanlış bir mecra. bir basketbol sitesinin yorum köşesinden kitleleri etki altına mı alacaksınız? ne diyelim kolay gelsin o zaman.
01-06-2017 18:37
EZD Güray Kanan, İbrahim Kutluay, Ömer Aşık, Enes Kanter, Semih Erden, Oğuz Savaş, İlkan Karaman, İzzet Türkyılmaz, Kenan Sipahi, Can Altıntığ, Mustafa Abi, Reha Öz, Ermal Kuço, Melih Mahmutoğlu, Can Maxim Mutaf, Doğuş Balbay, Erkan Veyseloğlu, Egehan Arna, ve adını unuttuğum diğerleri kimdiler acaba? Asya steplerinden mi geldiler? Bu yatırımları başka hangi kulüp yaptı? BİR TANE DUYMAK İSTERİM. Gs kendisi yetiştirdiği Kerem Tunçeri’yi ne kadar oynattı? Ya helal olsun şu Fener'e Türk basketboluna İbrahim'i verdi diyen bir TÜRK DELİKANLI oldu mu acaba? Ömer Faruk Yurtseven'e Amerikaya giderken kurtuldu ya... diyenler kimlerdi acaba? Son 20 yılda bana bir tane daha Yeşil Giresun gösterebilir misiniz? Türk sporu FB’nin umurunda değilmiş miş? Yukarda adını saydıklarım Patagonya milli takımına mı hizmet verdi? Fikret Orman’lık yapayım derken komedyenlik bile yapamıyorsunuz. Önce tarih okuyun, gerçekleri sindirin, anlayın, bilgi sahibi olun sonra TÜRK basketbolunu kurtarın…
01-06-2017 18:28
MelahatAna Merhaba çocuklar. Muhtemelen yaşım hepinizden büyük. O yüzden bana ve sonsuz egoma saygı göstermek zorundasınız! Duyduğum kadarıyla sitede Türk basketbolunun bu hale gelmesinin tek sorumlusu Fenerbahçe'dir diyerek kendimizi kandırma seansı varmış. Ben de o yüzden sizlere katılayım dedim. Acaba partiye yanımızda birini getirebiliyor muyuz? Eğer getirebiliyorsak Ergin Ataman'ın büyük oranda şevkat gösterek ülke basketboluna kazandırdığı büyük yıldız Göktürk Ural'ı ve herkesin çok iyi tanıdığı bir diğer büyük yıldız Cemal Nalga'yı da çağırmak isterim. Herkese iyi eğlenceler diliyorum efendim!
01-06-2017 18:22
Orhan Karakoç NBA'da Türkiye'yi başarıyla temsil etmiş ya da halen etmekte olan Fenerbahçeli Türklerden de bahsedelim isterseniz ya da bir çok Türkten daha çok Atatürk'ü araştıran, tanımak isteyen, seven Ekpe Udoh'dan veya cesur yürek Ali Muhammed'in Euroleague finalinde kupa kazanıldıktan sonra sırtında Türk Bayrağını nasıl gururla taşıdığından bahsedelim... Ya da yok bunların hiçbirinden bahsetmeyelim, biz "helalinden" kazandığımız Avrupa Şampiyonluğunu kutlayalım, bununla gururlanalım, siz de herhangi bir Türk takımı, Türk oyuncularla yukarıdaki istatistiklerle Euroleague Şampiyonu olana kadar susun!
01-06-2017 18:20
rim Türk oyuncular belli bir seviyeye gelebilse, Obradoviç'in koçluğunda maksimum değerlerini bulurlar. Oyuncularının da anlattığı üzere Obradoviç zor bir koç. Saras, "Obradoviç'in dünyasında zayıflara yer yok" diyor. Oyuncusundan maksimumunu isteyen bir koç. Her zaman maksimum efor, her zaman maksimum konsantrasyon. Böyle bir koç ile çalışmak her oyuncunun harcı değil. Mesela Berk Uğurlu'nun beden dili bana iyi gözükmüyor son zamanlarda. Bence koç yakında pes edecek ve bırakacak Berk'i. Obradoviç'in kariyerini 20 yıldır takip ediyorum; "Olmaz" dediği oyuncunun olduğunu da görmedim.
01-06-2017 18:11
rim Birçok konuya değinmeye çalışmışsın. Zaten birçok etken var gözüküyor. Euroleague seviyesinde takımlarda çömez bir oyuncunun pişmesi çok zor. Doncic gibi bir yetenek bile Final Four'da ne hale geldi, gördük. Oyuncu pişirme konusunda iş liglerdeki ortalama takımlara düşüyor esas. Obradoviç'in PAO'suna bakarsan koyduğun tabloda, yerli katkısı gitgide artıyor. Bunun sebebi, Bodiroga sonrası dönemde koçun takımı Yunan oyuncularla yavaş yavaş takviye etmesi (birkaç yılını aldı bu süreç ve EL'de başarısız bir dönem geçirdiler). Bu oyuncuların hepsi ortalama Yunan takımlarında kendilerini gösterip PAO'ya geldiler. Obradoviç, kiminin yıldız (Spanoulis, Diamantidis) seviyesine çıkmasına vesile oldu, kimini de görev adamı (Kaimakoglou, Perperoglou, Tsartsaris) olarak kullandı.
01-06-2017 18:04
EZD Basit birkaç soru? Bu Türk oyuncu sorunsalı, Milli takım antrenörlüğü yapıp, 5 senedir takımının başında 33 yaşına gelmiş Sinan'dan başka TEK BİR TÜRK OYUNCU OYNATMAYAN Ergin Ataman üzerinden tartışılmaz? Neden Aziz Yıldırım; “Ben tek bir gelirim olmadan amatör sporlara 200.000.000 dolar harcadım, Devlet ne yapıyor, dediğinde tartışılmaz? Dünya gençler şampiyonası 33 biletli tarafından izlenirken neden tartışılmaz? Lisanslı sporcu sayısı Slovenya kadar olmadığında neden Tartışılmaz? Ya Alman bir Mesut yaratabiliyor da ben bir Can yaratamıyorum diye tartışılmaz? Madde madde timsah gözyaşlarınızı boşuna harcamayın. Hepiniz birer Fikret Orman’sınız, Avrupa şampiyonu olurken 32 yaşındaki Sinan’ı görüp, BAK SORUN YOK diyerek bize telveden yaptığınız acı kahveyi (cavcav denir) kakalamaya çalışmayın. Size gore Türk sporunun Türk oyuncu derdi yoktur! Sadece bu dert Fenerbahçe’nindir öyle mi? Hadi canım, başka kapıya…
01-06-2017 18:02
Efsaneler Ölmez Bence Obra'yı milli takım koçu da yapalım. O zaman başarısını görelim. Bakalım o zaman da pasaporta bakmam mı diyecek yoksa Udoh ile Bogdanovic'i mi devşirecek?
01-06-2017 18:00
faller burada gsli görünümüne bürünmüş ağır fenerbahçe düşmanı bir troll var. gün boyu fenerbahçe'ye sallama adına muhtemelen 10-15 tane yorum yazıyor. ama yazdıklarının çoğu, artık holiganlık dozajını nasıl aşıyorsa sadece 1 bilemedin 2 tanesi hariç hep editör onayına takılıyor. bu durumu ise kendisinin sık sık site editörlerine ettiği veryansınlardan rahatça anlayabiliyoruz. peki kim bu troll? onu da artık siz bulun. leons isimli troll bile bu arkadaşa evladır. çünkü leons en azından sinsilik yapmıyor ve kartları açık oynuyor :))
01-06-2017 17:40
pusat mertbaba kardeşimiz, "milli takımların dip yaptığı dönemde ligi kim domine ediyor?" diye bir soru sormuş. sahi milli takım olarak dünya 2.'liğini aldığımızda sene kaçtı? 2010. peki 2009/2010 döneminin lig şampiyonu kimdi? s.erden, ö.aşık, ö.onan, o.savaş o dönem hangi takım ile ön plana çıkmışlardı ve bazıları bu takımdan nba'e gitmişlerdi? tanjevic hangi takımların koçuydu? domine demişsin ya hani, o zaman şunu da soralım: 2006/2007, 2007/2008 ve 2010/2011 sezonu şampiyonu kimdi? şimdi sen tipik fenerbahçe düşmanı refleksiyle ülker mülker diyip onun ardına sığınmadan son olarak şunu sorayım: ülker ile birleşmenin, vizyon açısından ne gibi bir yanlışı var?
01-06-2017 17:21
ballokum Bu arada yazmayı unutmuşum; yazara çok teşekkürler bu araştırma ve analiz yazısı için.
01-06-2017 17:17
ballokum A. Y. neden GS'nin ez da olsa başarılarından dolayı travma yaşasın ki? Olsa olsa başarısızlıktan gına gelmiş olarak bu yatırımları yapıyordur. Eğer travma geçerliyse, o zaman bu GS için de geçerlidir. Zira onlar farklı kumaştan dikilmiş değillerdir. Daha da beter komples içinde oldukları başikar. Lakap olarak seçilen 'Cim-bom-bom'un bile 'Jimmy Boom Boom''dan araklama olduğu düşünülürse... Yani al birisini vur duvara diyebiliriz en fazla. . Obra'yı Türk oyunculara yeteri kadar süre vermediği için eleştirdik bu yıl. Mesela Nunnaly çok mu iyi de, onun aldığı süreleri Türk oyunculara vermiyor diye... Ama adam geçen yıllarda Kenan'la az uğraşmadı. Ömer'e az süre vermedi. Kenan EL seviyesine asla çıkamayacağını gösterdi. Diğeri kaçıp gitti. Semih desen ayrı havalardan çaldı. Oğuz oynuyordu ama oynayamıyordu. İlk sene Barış Ermiş vardı, ama yoktu. Adam FB'den ayrıldı alt mahallenin canavarı kesildi.. FB'de kokudan mıdır nedir çok tutuktu. Şut atmayı unutmuştu.
01-06-2017 17:16
Filtre Kahve Kupası Beyi Mertbaba altyapı açısından yaptığın eleştiriyi Fenerbahçe'ye indirgemen saçma olmuş. Bunun bütün takımların bir problemi olduğunu söyleseydin o zaman eyvallah derdim. Ayrıca Aziz Yıldırım döneminde altyapıdan olmasa da Ülker ile birleştikten sonra Fenerbahçe'de pişip NBA'e giden oyuncular oldu. Gerçi Semih Erden Ülker ile birleşme döneminden önce geldi Fenerbahçe'ye ama bu çok önemli bir detay değil. Şimdi diyebilirsin ki o isimler öz be öz Fb altyapısından çıkma oyuncular değil. O zaman ben de sana şunu sorarım: Yazında Gs futbol takımı örneğini vermişsin. Gs futbol takımındaki bütün o oyuncular Gs altyapısında mı yetişti?
01-06-2017 16:59
suat hep söylemişimdir; bu sitede yorum yapan bazı galatasaraylıların fenerbahçe kompleksi, galatasaray sevgilerinin dahi ötesine geçmiş durumda... şimdi federasyonun anlayışını eleştirirsin anlarım. federasyonun genç oyuncu politikalarını eleştirirsin onu da anlarım. ama mevcut sorunun tek sorumlusu olarak fenerbahçe'yi göstermeye kalkarsan, fenerbahçe'nin ülke sporuna 0 katkısı olmuştur falan dersen, işte bundan senin sadece ve sadece fenerbahçe nefretini kusma adına değişik argümanlar peşinde koştuğunu, bu doğrultuda değişik algılar yaratma gayesi taşıdığını anlarım. hayır bir de böyle basketbol duayeniyiz biz aslanım havalarında egolu egolu cümleler...hey maşallah ya! bu arkadaştaki egoyu jeneratör tipi bir cihaz icat edip ona bağlasak, herhalde ülkemiz 150 yıl kadar enerji problemi yaşamaz :)
01-06-2017 16:44
Ariel Ne kadar garip değil mi ? Eğer konu spor alanında ülkenin başarısı ise bunun en önemli unsurları kulüplerin değil ulusal takımın temsil edildiği Olimpiyatlar ile Dünya ve Avrupa şampiyonalarıdır... Olimpiyatlar ölçü alınırsa olimpiyat kafilesinde ki sporculara bakarsanız eğer hiç bir kulüp olimpiyat takımlarına Fenerbahçe kadar sporcu vermemektedir, hatta Fenerbahçe dışında kendilerine büyük diyen diğer kulüplerin ulusal olimpiyat takımına verdikleri sporcu sayısının toplamı bile Fenerbahçe'ye yaklaşamamaktadır. Yine olimpiyat, dünya ve avrupa şampiyonalarında Fenerbahçe'li sporcuların Türkiye'ye kazandırdığı madalya sayısı 52 iken, galatasaray ve beşiktaşlı sporcuların kazandığı madalya sayısı ise sadece koskocaman bir SIFIR'dır. Gözleri futboldan başka bir spor dalı görmeyen, zekaları ise diğer spor dallarında ki başarıları algılamak için yetersiz olanlar varsın on yıllar öncesinde bir kerelik bir başarı ile kazandıkları avrupa 2. ligi kupası ile övünsünler.
01-06-2017 16:16
Fener6 Çok güzel ve tamamen doğru bir yazı tebrikler
01-06-2017 14:47
Mertbaba Eeee ben ne yazıyorum yıllardır fenerliler ne cevap veriyor!!! 1-Bu prensip meselesidir yazdık yazdık yazdık...Aziz Başgan'ın Gs başarılarıyla yaşadığı travmadan dolayı "Başarı için her yol mübah" anlayışı yukarda yaşananların nedenidir. 2-Böyök başganın hiç bir zaman Ülke sporu için yaptığı sıfırdan katkı olmadı,örn;Alt yapıdan yetiştirip ülkenin yıldızı olma 3-Daha da açalım ne yazık ki en popüler sporumuz futbol.Yakın tarih bakın bakalım milli takımımız en büyük başarılarını hangi takım ligi domine ederken aldı.Hadi konu basketbol o zaman milli takımların dip yaptığı dönemde ligi kim domine ediyor.4-Obranın bir suçu yok 100 defa yazdım ondan istenen şey sadece bir tanecik kupa.Eh onunda canına minnet.5-FBnin Türk sporu umrunda değil kısaca ki olabilir prensip meselesi;ancak Tbf'ye ne diyeceğiz hala Turgayla bi yarış içinde,baskete faydası olmayanlarla kolkola vs vs6-Hala Adriyatik liginde takımımız yok ama Ürdünlü birini bulduk diye başta fbliler içimiz içimize sığmıyor.
01-06-2017 14:20

Yorum Yazın