Öncelikle bu bir “hamaset” yazısı değil.
Amaç Avrupa Şampiyonasında iki hedef maç gelirken gerçekçi tespitler yapmak.
2.Turda ilk maçımızı güzel kazandık. Potanın Perileri yoluna adım adım devam ediyor. Tecrübeli ve ne yaptığını bilen bir takımız.
Evet; İlk turda Çekleri evire çevire yenen, Fransa ile başa baş oynayan Karadağ’ı 61-41 yendik.
Maçın 3.çeyreğinde savunmadaki ivmeyi Işıl Alben, Nevriye Yılmaz ve Lara Sanders ile hücuma da taşıyınca “knock down” olan Karadağ tecrübeli oyuncularını kenara çekmek durumunda kaldı.
Evet bu kez güvenli oynadık. Hücumda yavaşladığımız nokta geldiğinde savunmadan güç alarak geri geldik.
Bu takımın ana bileşenleri birbirini öyle iyi tanıyor ki hücumda topu elde az tutunca topun karşısındaki savunması güçlü olmayan rakip önünde doğru “eli” bulmak hiç zor olmuyor.
Temkinliyim;
Çünkü Oyun kurucuları Skerovic ve Aleksic olan, dahası attığı her adımı ezbere bildiğimiz bir takımın bizle başa baş oynaması olsa olsa bizim izin verdiğimiz ölçüde olurdu. Biz de bu izni vermeyeceğimizi net olarak ortaya koyduk.
İyimserim;
Çünkü Basketbol sporunda “bulaşıcılık” faktörüne çok inanırım. Faul atışındaki odaklanmadan hücum da “sorumluluk alıp şutu atmayı sağlayan özgüvene” kadar birçok faktör bulaşıcıdır.
Potanın Perilerinde bu sinerjinin giderek yükseldiğini gözlüyorum.
Bana göre maçın en anlamlı işlerinden biri Olcay Çakır’ın sağdan devam ederek attığı turnike ve hemen ardından sol forvetten yolladığı pull up.
Neden anlamlı? Çünkü daha önce az yaptığı bu atışları özgüvenli şekilde ortaya koyarken tereddüt etmedi. Oyunu hızlandırma yeteneğinden izlettiği 1-2 fragman 22 yaşındaki guardın bu konudaki yüksek potansiyelini ortaya koyan işaretlerdi.
Evet; Takımdaki oyuncuların giderek yükseltmeyi başardığı, altı dolu, savunmada ortaya konan emek ve paylaşımdan güç alan özgüven bundan sonraki zorlu Fransa ve Çek Cumhuriyeti maçları için umut veriyor.
Bundan sonraki ilk rakibimiz kilit oyuncuları maçların sonunda belirgin bir düşüş yaşayan Fransa.
2011 Yarı finalinde kırılma anlarında alan savunma ile perişan ettiğimiz Fransız takımı o günden bu yana bize karşı her zaman odaklı ve istekli oynuyor. Cuma günü de sahaya farklı çıkmayacaklar. Maçın kilit faktörü ribauntlar olacak.
Fransa sınavı kenardan gelecek isimlerin yine özgüvenle oynaması ve hücumda gerektiği yerde potaya gidip gerektiğinde şut atması halinde bize yeni bir ivme kazanma fırsatı getirebilir.
Rakip saygı duyulması gereken yeteneklere sahip.
Bununla birlikte Tuğçe Canıtez, Cansu Köksal, Ayşe Cora ve kenardan gelecek diğer isimler hücumda katkı verdiğinde bu maçı kazanmak için oldukça fazla faktöre sahibiz.
Sözün özü temkinliyiz çünkü potansiyelimize erişme yolunda daha gidecek yolumuz var. İyimseriz çünkü emek ve mücadele gücümüzden kaynaklanan özgüvenimiz giderek yükseliyor.