Yirmi yılı aşkın bir süredir basketbol antrenörlüğü yapan Gökhan Taştimur, bir yıl kadar takım çalıştırmadan geçirdiği sürede TV'den basketbolu takip edip, Bulgaristan'da teknik adamlara altyapı konusunda eğitim verdi.
TB2L'de 2013-14 sezonunda çalıştırdığı Aydem Pamukkale Üniversitesi'ne Play-Off Yarı Finali oynatan Taştimur ile Milli Takımımızın Avrupa Şampiyonası performansı yanı sıra TBL'nin bu yılki kalitesi ile gelecek ile ilgili planlarını konuştuk:
''KENDİMİ GELİŞTİRDİM''
– Hocam, bir yıldır basketbol sahalarından uzaktınız. Gökhan Taştimur neler yaptı bu sürede ?
Geçen sezon dinlenerek geçirdim. Açıkcası çok da buna ihtiyacım varmış. Yaşadığım bazı sağlık sorunlarım nedeniyle bunu bir yıl önce yapmam gerekiyormuş. Belki de bir yıl sonra olmasının bana bazı getirileri oldu. Ne mi yaptım bir yıl boyunca ? TV'de basketbolu takip etmek çok keyifliydi. Artık Avrupa Kupaları, İtalya, İspanya, Almanya liglerini seyredebiliyoruz. Bunun içinde uydu anten değil, bildiğimiz malum Digitürk ile ulusal TV kanallarından takip edebiliyorsunuz. Euroleague, Eurocup, basketbolla ilgili Avrupa'da ne varsa, -NBA'yi saymıyorum bile-her gün ortalama 2-3 tane basketbol maçını ekranlara getiriyorlar. Bunları seyretmek benim için çok önemli. Herşeyden önce kendimi çok geliştirdiğimi düşünüyorum. Kendime daha çok zaman ayırırken, geçen dönemde birtakım soru işaretlerinin bulunduğu bazı konuların cevaplarını buldum. İnternet artık herşeyi evinize kadar getiriyor. Bu arada çok sayıda Türk basketbol yayınını okudum. Çok takdir ettiğim koçların yazılarını okudum. Bunlar bana açıkcası çok faydası oldu. Tabii bu arada akıcı kalayım diye, bir iki defa yurt dışına çıktım. Bulgaristan Spor Bakanı çok yakın arkadaşım. O benden 4'er, 5'şer günlük sürelerde altyapılarla (yıldız, genç kategorilerle) ilgili bilgi ve tecrübelerimi oradaki Bulgar antrenörlerle paylaşmamı istedi. Onlardan da çok keyif aldım, hem de birilerine faydalı olmuş oldum. Tabii ilk defa bu kadar uzun bir süre ara verip, takım çalıştıramadım. Ama bu araya gerçekten ihtiyacım varmış.
''MİLLİ TAKIMIN GELECEĞİNDEN UMUTLUYUM''
– Ergin Ataman'ın başında bulunduğu A Milli Erkek Basketbol Takımının Avrupa Şampiyonası'ndaki performansını nasıl değerlendirdiniz ? Sizi umuda veya ümitsizliğe yönelten noktalar var mıydı ?
Milli Takımın Avrupa Şampiyonası'nı herkes kendi bakış açısından değerlendirdi. Ben de aşağı yukarı aynı düşüncelere sahibim. Tabii şunu hatırlamak gerekir. 2013'deki Avrupa Şampiyonası'nda mücadele eden takımımızdan 8 belki de daha fazla oyuncu, bu şampiyonada yer almadı. Bu arada şampiyonanın belki de en zorlu grubundaydık. Buna rağmen İtalya ve Almanya'yı da yenme başarısı gösterdik. Üç galibiyetle bir üst tura çıktık. Son 16'da ise ev sahibi Fransa'ya elendik. Bundan doğal bir şey olamaz. Çünkü sonuçta bir turnuva sonrası ciddi bir kıyafet değiştiriyorsun. Turnuvada da bütün Avrupa'daki hatta Dünya Basketbolu'nda söz sahibi olan 4-5 ülke ile mücadele ediyorsun. Bu gerçekten çok önemli. Bunları zaten herkes değerlendirdi.
Ben Milli Takım ile ilgili olarak gelecekten çok ama çok umutluyum. Neden mi umutluyum ? Seyrederken heyecan duyduğum en az 3-4 tane 22 yaş altında oyuncumuz var. Bu oyuncuların sadece Avrupa'da değil dünyada söz sahibi olacaklarına inanıyorum. Bununla birlikte en az 3-4 tane oyuncunun da yıldız ve genç milli takımlardan geleceğini söyleyebilirim. Bu takıma katılacak olağanüstü bir jenerasyon ve oyuncular var. Tabii ki artık Dünya'da söz sahibi olan 2-3 oyuncumuz da bulunuyor. Artık tecrübesiyle, basketbol olgunluğuyla imzasını atacak üst düzey oyuncularımız var. Bu kombinasyon ile bahsettiğimiz 10-12 oyuncu, gelecekle ilgili olarak beni çok umutlandırıyor. Türkiye belki 2016 Olimpiyatları'nda olamayacak ama 2020 Olimpiyatları'nda, ondan önceki
Dünya Şampiyonası ile ayrıca 2 Avrupa Şampiyonası'nda eminim ki bu turnuvalarda gerçekten bütün kimliğini ortaya koyacaktır. 2001 yılından bu yana hızla ilerlediğimiz ''Basketbol Ülkesi ''kimliğimizi de çok daha yukarılara taşıyacağımızı düşünüyorum. Ben açıkcası bu konuda çok umutluyum. Bu da bana her zaman heyecan veriyor. Bunu hep beraber zaten izleyip, göreceğiz.
''OYUNCULARIN KALİTESİ TBL'NİN VİZYONUNU ARTIRACAK''
– Uzak kaldığınız 1.5 yıl içinde Basketbol Liglerini nasıl değerlendiriyorsunuz ?
Liglerimiz gerçekten çok güçlendi. Bugün Süper Lig, ardından Türkiye Basketbol Ligi adı altında İkinci Lig çok kuvvetli iki lig haline geldi. Hatta onun bir altı olan Üçüncü Lig'de İkinci Lig oldu. Yani hepsi ayrı bir standart, ayrı bir kaliteye ulaşmak üzere. Bugün TBL adı altındaki İkinci Lig'de sonuçta geçen yıl milli takımlarda oynayan oyuncular mevcut. Bunlar tamamen ligin vizyonunu, kalitesini, standartını, izlenebilirliğini olağanüstü artıracak. Bundan hiç şüphem yok. Bu ligin maçlarını TV'ler bile vermeye başladı. Bu basketbolumuz adına son derece iyi gelişmeler. Bu durum Türk basketbolunun hakikaten geldiği son noktadır. Heyecanla ve büyük bir keyifle ligleri izliyorum.
''ADETA ANTRENÖRLÜĞE YENİ BAŞLAMIŞ BİR KİŞİNİN HEYECANINA SAHİBİM''
– Son olarak gelecek ile ilgili hedeflerinizi merak ediyoruz. Yeni takımınız için kriterleriniz var mı ?
Gerçekten bu araya ihtiyacım varmış. Daha önce de 6-7 aylık ara verdiğim 2000 yılından itibaren bu ara en uzunu oldu. Verdiğim aranın ardından tekrar döndüğüm zaman normal profesyonelliğin getirdiği konsantrasyon vardı ve bununla birlikte ara vermemiş gibi çalışmaya başladım. Ama bu sefer ne olduysa oldu, biraz süre uzadı.
Ben 1995 yılında çalıştırdığım Kültür Koleji'nin Birinci Lig'e çıktığı sezon yaş ortalaması 17-18 olan bir kadrom vardı. Sonuçta okul takımıydı. Yani 1995 yılındaki Gökhan Taştimur'un heyecanını 20 yıl içinde hiç bu kadar iyi hissetmedim. Ki bu dönem içinde çok mutlu olduğum kulüpler vardı. Avrupa'da bir süre çalışırken, Türkiye'de Birinci ve İkinci Lig'inde çeşitli takımlarda görev yaptm. Ailece çok mutlu olduğumuz şehirlerde yaşadık. Ama ben kendimi hiç bu kadar heyecanlı, istekli, böyle enerji dolu hissetmemiştim. Adeta 20 yıl öncesi kadar kendimi her yönden iyi hissediyorum.
