Taner benden 4 yaş büyüktür. Dönem olarak aynı yıllarda basketbol oynadık. Onunla ilgili az ama çok öz anılarım vardır. Bana 4 ayrı duyguyu yaşatmıştır kendisi. Birinci Lig'de sezonun yanılmıyorsam ilk maçı. Çok ağır bir çapraz bağ ameliyatından döndüğüm ilk maç. Bana NEFRET hissini yaşatmıştır. 7 top kaybı yaptım. Hepsini o çaldı. Bir ara arkadaşıma 'topa ip bağlamış, kime vermeye çalışsam ona gidiyor' diye hesapta sorun bende değilmiş gibi dert yandığımı hatırlıyorum.
Başka bir sezon, maalesef çok şanssız bir sezon başlangıcı yaşıyoruz takımca. Üst üste 6 maç kaybettik. Antrenör değişikliği ve ilk maçta rakip şampiyonluk parolasıyla sezona giren Efes Pilsen… Maçın son hücumu, skor 69-68 lehimize. Top Efes Pilsen'de. Molada Koç benim Taner'i tutmamı ve ne olursa olsun topu aldırmamamı istedi. O zamanlar makine gibi atıyor. İşte o zaman KORKTUM. O son 20 saniye saçlarımın dökülme macerasının başlangıcıdır diye düşünüyorum. Topu aldırmadım, maçı da kazandık.
Basketbolu ikinci çapraz bağ ameliyatımla 25 yaşımda sonlandırdıktan 3 yıl sonra bir arkadaşımla yurt dışına nefis bir tatil köyüne turistik bir seyahat yapmak üzere gitmiştik. Günlerim müthiş geçiyor ama daha da iyi geçmesi üzere çeşitli çabalar içindeyim. Tatil köyünün en güzel kızı bir Danimarkalı! Herkes benimle aynı çabada ama ben basketboldan kalan kalıntılarımı son koz olarak kullanmak üzere sahada çaba içindeyken, tam da hamlemi yapmak üzere kendisinin yanına gittiğimde bana nereli olduğumu sordu. Türküm dedim . İşte o zaman KISKANÇLIĞIN ne demek olduğunu çok net öğrendim. Bana ülkemi çok iyi bildiğini hatta bir Türk bir erkek arkadaşının olduğunu söyledi. TANER KORUCU.
Hayal kırıklığı ve buruk tatilimi 🙂 bitirdiğim yılın takibinde hayatımda bu spor için yaşayabileceğim en güzel anlardan birini yaşattı bana kaptan . Milano'ya gittim ve Basketbol tarihimizin o zamana kadar ki en büyük kulüp başarısını an be an yaşadım. Maç bittiğinde eksik kalmış olan bu çok sevdiğim sporun bana yaşatabileceği en güzel duyguyu yaşadım. Ben hüngür hüngür tribünde ağlarken ONUN elinde KORAÇ kupası vardı. O zaman dedim ki senden NEFRET ettim, KORKTUM , KISKANDIM ama bu yaşattığın MUTLULUK – GURUR için seni seviyorum . İyi ki varsın…
İyi ki vardınız: Mustafa Gözen – Memduh Öget – Altemur Tülmen – ve tabii ki tanıdığım en kral ' GAZETE SATAN ADAM' Sabahattin Merdan.
Kaynak: Basketfaul