Zaten dar olan Galatasaray rotasyonunda Arroyo ve Micov yoktu ama bu kez taraftar vardı. Galatasaray seyircisi takımını özlemiş, Abdi İpekçi’yi tıklım tıklım doldurmuştu.
İlk periyot çok kötü savunma yapan Sarı-Kırmızılılar, ikinci çeyrekten itibaren müdafada son derece agresif ve istekliydi. Nitekim kaptıkları toplar sonucu buldukları savunma kaynaklı sayılarla coştular. Devrenin son 5 dakikasında tam 19 sayı üretti Galatasaray, ikinci yarının ortasında da 10 sayılık farka ulaştı. ‘Uyurgezer’ Mariç hariç forma giyen herkes müthiş katkı yaptı. Sinan’ın enerjisi, Erceg’in
skorerliği, Young’ın, Sofo karşısında ‘savaş’ vermesi, Galatasaray’ı fazlasıyla umutlandırdı. Tek düşüncemiz, yorgunluğun başgösterecek olmasıydı.
Ama bence yenilgide, yorgunluktan çok savunma stratejisindeki hatalar ve kaçan fauller etken oldu. Bir de hakem kararları…
Ergin Ataman, Maccabi ‘icadı’ olan eşleşmeli alan savunmasıyla rakibi oldukça zorlamıştı. Ama ne zaman Maccabi Coachu Guy Goodes, bu yılın MVP’si Devin Smith’i 4 numaraya çekip, 4 kısaya döndü, maçın da rengi değişti.
Ergin Ataman, Smith’i, takımın en kötü savunmacısı Erceg’le savunmayı denedi ama tecrübeli yıldız 4’ü üçlük, biri basket faulden olmak üzere son 12 dakikada 15 sayı atınca, bu kez Maccabi 10 sayı öne geçti. Galatasaray, Smith’ten ısrarla basket yediği bölümlerde ya 4 kısaya dönmeli, ya da alan savunması denemeliydi. 3 dakika kala yine küçük çaplı mucize oldu. Paraları ödenmemesine rağmen canla başla mücadele eden Sarı-Kırmızılı oyuncular, oyunu kaosa çevirdi, fark giderek eridi. 4 saniye kala çok akıllı hücum edip, Erceg’i topla buluşturan Cim Bom, faulu almasına rağmen Sırp oyuncu serbest atıştan birini kaçırınca galibiyet hayal oldu. Son 3 dakikada 3’ü Carter, 2’si Erceg’ten olmak üzere tam 5 faul kaçırdık. Tabiri caizse kanının son damlasına kadar savaş, faul atamayıp maç kaybet. Olacak iş değil.. Uzatmadaki son pozisyona gelince… Ender Arslan’ın attığı şut inişe geçmişti ve Tyus’un yaptığı blok geçersiz olmalıydı.. Hakemler o pozisyonu süzemeyebilir, basketi vermeyebilir. Ama asıl sorun, tenezzül edip monitörden izlememe küstahlığında bulunmaları… Obradoviç’i, İvkoviç’i getir, Avrupa Şampiyonlukları bulunan Ergin Ataman’ı takımın başına koy farketmiyor. Türk takımları, Avrupa arenasında en ufak bir saygı görmüyor. Herhangi bir maçın daha ilk yarısında, kıytırık bir pozisyonda bile koşa koşa ekrana yapışan hakemler, 9 saniye kala maçın kaderini etkileyecek pozisyonu izlemiyorlarsa, bize bakış açılarında bir sorun var demektir…