Şikeciler 5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacakmış… Yok artık! Daha neler? Altı üstü spor bu. Şikenin tanımı ise alabildiğince geniştir. Adam öldürenle bir mi tutacaksınız siz bu insanları? Pis bir gol mu yedin? Hop hapse!.. Son saniyede bir serbest atış mı kaçırdın; takımın yenildi ve başka bir takım şampiyon mu oldu? Vay haline! Yürü kodese!..
Yavaş olun beyler! Spor etiğinin sınırlarını bu kadar zorlarsanız pek yakında spor yapacak kimseyi bulamazsınız bu ülkede. Bir tek yabancı sporcu hapse düşse, diğerlerinin hepsi ilk uçakla terk ederler Türkiye’yi. Baksanıza Taurasi’ye! Hacettepe’de yapılan doping testi yanlış çıkınca “Dönmem artık Türkiye’ye. Bakarsınız bu kez beni cinayetle suçlarlar” demiş. Yuh artık! Evet ‘yuh’ ama kime yuh? Taurasi’ye mi yoksa onu haksız yere dopingci ilan eden kişilere mi ‘yuh’ demeliyiz? Bence.. Basketbol Federasyonu Başkanı da dahil olmak üzere, bu konuda hatası bulunan herkese derin bir ‘yuuuuh’ çekmeli ve hemen hepsini istifaya davet etmeliyiz çünkü… Rezil ettiler ülkemizi!
Tamam! Bizimkiler bu işi yüzlerine gözlerine bulaştırmış olabilirler ama şu doping konusu da (bence) yeniden gözden geçirilmeli. Ne sanıyor bu insanlar dopingi? Eğer siz Taurasi değilseniz, bütün dünyadaki doping haplarını da yutsanız çıkıp Taurasi gibi oynayamazsınız. Kimse adalelerinde olmayan gücü kullanamaz. Kimse yetenekleri dahilinde olmayan bir performansı sergileyemez. Haydi vereyim birinize bir avuç doping hapı; çıkın sahaya, Ömer Onan gibi bir savunma yapın da görelim! O ayaklar, o yürek, o adaleler, o savunma temel bilgileri sizde yoksa… Olsa olsa… Pır pır edip uçamazsınız. Yığılıp kalırsınız oracıkta…
Doping zararlı mıdır? Elbette zararlıdır ama insanın kendisine zarar verme hakkı da vardır. Siz eğer sporcu sağlığını korumak adına yapıyorsanız bu testleri, boşuna uğraşıyorsunuz demektir, çünkü profesyonel sporların birçoğu başlı başına insan sağlığına zararlıdır. İnsan bedeni günde altı saat ağır idman yapıp, gladyatörler gibi çarpışmak için yaratılmış bir makine değildir. Amerikan futboluna bir bakın, ne demek istediğimizi anlarsınız…
Yok eğer siz doping testlerini ‘eşit koşullarda karşılaşma’ adına yapıyorsanız… Sorarım size: Kim eşit koşullarda besleniyor, kim eşit koşullarda çalışıyor? O halde… Bırakın dileyen dilediği ilacı alsın. Kalan sağlar bizim olsun…
Şaka bir yana. Yasaklı maddeler çoğaldıkça, doping yapmak suç olmayı sürdürdükçe, sporcuların sağlığı ciddi doktorların yerine şarlatanların elinde kalacaktır… Koruma ve etik sınırlarını genişletirken, başka hakların sınırlarını zorlayacağınızı (ve bazen de çiğneyip geçebileceğinizi) unutmayın! İşte Taurasi ve işte Fenerbahçe’nin yerle bir olan Avrupa şampiyonluğu hayalleri… Madde neymiş? Uykusuzluk sağlayan bir ilaç. Doping miymiş? Hayır! Neyi korumaya çalışırken neleri yakıp yıktığınıza bir bakmak gerekir. Bu nedenle… Yasalaşmadan önce şike cezasının da gözden geçirilmesi gerektiğini düşünüyorum… Ne dersiniz? Yanılıyor muyum?
E-posta : info@basketdergisi.com