Karantina günlerini ailesiyle birlikte çiftliğinde geçiren ve antrenmanlarına tek başına devam eden Semih Erden, FIBA’nın eylül ayında oynatmayı planladığı FIBA Avrupa Kupası’nda Kaf-Kaf’ı şampiyonluğa taşıyacaklarını ifade etti, “Şu günleri bir atlatalım, gerisi kolay kupayı kazanırız” dedi
A Milli Basketbol Takımı ve Pınar Karşıyaka’nın kaptanı Semih Erden, karantina günlerini ve yaşadıklarını MİLLİYET’e anlattı, basketbolseverlere önemli mesajlar yolladı.
Salgın nedeniyle kendisinin de kurallara uyduğunu söyleyen tecrübeli oyuncu, “Son iki yıl hiç tatil yapmamıştım. Vücudum için biraz dinlenme oldu diyebilirim. Ama tabii ki gönül ülkemizin ve dünyanın başında böyle bir sıkıntı yokken dinlenmek isterdi. Bu süreç insanoğluna bir ders olmalı. Her şeyi parayla ölçmeye başladık. İnsanlığın parayla ölçülmediğini bir kez daha gördük. İnsanların birbirlerine ve doğaya karşı saygılı olması gerektiğini anladık. Ölmekten korktuğumuzu bu virüs hatırlattı. Umarım bu virüsten kurtulduktan sonra insan olmayı becerebiliriz” dedi.
Pınar Karşıyaka’da geçirdiği sezonu özetleyen yıldız oyuncu, “Buraya gelmenin doğru olacağına, güzel karşılanacağıma ve inanılmaz bir atmosferde oynayacağıma zaten emindim. Karşıyaka taraftarına beni gerçekten sahiplendikleri için, gösterdikleri yakınlık ve sevgi için teşekkür ediyorum. Ben de onları gerçekten çok seviyorum. Antrenörümüz Ufuk Sarıca ile güzel bir takım olduk. Zaten adımızdan da epey söz ettirdik. Böyle bitmesini istemiyorduk. Uzatmada, tek basketle yenildiğimiz Efes’in hemen ardından 2. sıradayız ve bireysel olarak da iyi durumda olduğumu düşünüyorum. Virüs araya girdi, ama daha bitmedi” diye konuştu.
Semih Erden şöyle devam etti: “Başkanımız Turgay abiyle konuştum. Bu takımı dağıtmamaya çalışıyor. Ayrıca FIBA’nın eylül’de oynatacağını açıkladığı Europe Cup Final Four’unu da İzmir’e almak için de başvuru yapıldı. İnşallah eylül’de İzmir’de kupayı kaldırırız. Bu taraftara ve camiaya bir Avrupa Kupası hediye etmemiz gerek. Başaracağımıza inanıyorum.”
‘Bu bir oyun’
All Starlar’ın en çok oy alan ismi olmasından sevildiğini anladığımız ancak işler kötü gittiğinde de en çok eleştirilen isim olmasına alıştığımız Semih Erden’e bunun nedenini sorduğumuzda, adeta içini döktü. İşte anlattıkları:
– İnsanların haklı olduğu durumlar var, ama genel bakış açısı değişmeli. Ben Türk oyuncunun önemli oyuncu olduğunu söylerim. Bunu 2006-07’da Fenerbahçe’den biliyorum. Türk rotasyonuyla başardıklarımızı herkes gördü. Yabancılar da önemli ama, Türk oyuncuya daha fazla önem verilmeli. Çünkü Türk oyuncu her şeyi duyuyor.
– Basketbolseverlerin beni sevdiklerini biliyorum. Ama ilk kötü gidişte hemen tepkiler geliyor. Karşıyaka’da bunu yaşamadım. Beni yaralayan milli takım kısmı. O bayrak hepimizin bayrağı. Ben tüm Türkiye’yi temsil için orada olduğumun farkındayım. Ama insanların bizim robot olmadığımızı bilmesi lazım. En ufak bir hatada bıçak gibi kesmek yanlış, bunun devamı var. Biz zaten nerede hata yaptık, diye fazlasıyla düşünüyoruz ama ekstra bir yük sırtımıza konunca iş daha zorlaşıyor.
– Biz destek istiyoruz. Çünkü yaptığımız şey spor. Savaşta değiliz. Bu bir oyun. Önümüzde yeni maçlar olacak, yeni sınavlar olacak. Tabii ki bizi her zaman destekleyen insanlara teşekkür etmeden geçmeyeyim. Ankara’da, İstanbul’da, İzmir’de karşılaştığımız sevgi seline şahidiz.
Selamün Aleyküm brother!
NBA’de Shaquille O’Neal ile yakınlığıyla adından söz ettiren Semih Erden, eski efsane ile tanışma hikayesini anlattı.
Tecrübeli basketbolcu, “Fenerbahçe’de şampiyon olup, Dünya Kupası’nda final oynayınca ayrı bir motivasyonla gitmiştim NBA’e. Boston’a transfer oldum, takım yıldızlar topluluğuydu. En büyük yıldız Shaq’tı. Antrenmandan sonra yanına gidip kendimi tanıttım. ‘Memnun oldum’ dedi ve gitti. Ben şut atmaya devam ettim. O sırada dev gibi bir el omzuma dokundu. Döndüm, Shaq… Bana önce, ‘Türk müsün?’ sonra da ‘Müslüman mısın?’ diye sordu… İkisine de evet dedikten sonra bana biraz baktı, ‘Selamün Aleyküm brother’ diyerek sarıldı” dedi.
Semih Erden şöyle devam etti: “Orada kimse kimseyi öpmediği için şaşırmıştım, kamera şakası zannettim. Ama sonra benimle yakından ilgilendi. Onun ve Garnett’ın yakınlığını unutamam.”
Kaynak: milliyet