Bugün Euroleague finaline kalan dört takım basketbol severlere ziyafet çektiler. Yenilenen zemini, potaları ve scoreboardu ile Sinan Erdem Arena göz kamaştırıyordu. Sadece spor alanları değil, tüm fuayeler, seyircilerin kullandığı diğer bölümler de yenilenmiş. Eski yılların aksine ülkemiz böyle büyük organizasyonlara çok iyi ev sahipliği yapıyor. Organizasyonda aksayan bir yön yoktu. Tek sorunumuz İstanbul’umuzun trafik çilesi. Yüce Atatürk’ün gençlere armağan ettiği Gençlik ve Spor Bayramımızda Fenerbahçe’nin finale kalması bu bayramı daha da anlamlı bir hale getirdi.
Maça gelecek olursak; Turnuvaya katılan dört takım içinde en hazırı ve turnuvaya konsantre olmuşu Fenerbahçe’ydi. Büyük seyirci desteğini de arkasına alan sarı lacivertliler daha ilk dakikadan itibaren oyuna ağırlığını koydular. Coach Obradoviç ilk rotasyonları yapana kadar takım makine gibi çalışıyor. İyi savunma ile kontrol ettiği Real Madridi, acele etmeden, fakat hızlı ve disiplinli oyunu ile ilk çeyrekte hemen on sayı geriye attı. Bu süre içinde Bobby ve Bogdanoviç çok iyi katkı verdiler, özellikledışarıdan yüksek yüzdeli ve doğru zamanda atılan şutlar RealMadrid’in oyundüzenini bozdu.Bu süre içinde Kaliniç gerek savunma ve gerek hücumda çok iyi katkı verdi. Real Madrid ilk krizi atlattığında zaten Fenerbahçe oyunu domine etmişti bile. Fakat Datome ve Nunnally’nin oyuna girmesi ile skorda bir kısırlık başladı. Bu zor zamanları maçın tamamını çok iyi oynayan Ekpe Udoh ve ona yardım eden Vesely iyi idare ettiler.
Real Madrid İspanyol devi ülke basketbolundaki gerilemeyi buram buram hissettiriyor.2000 li yılların başından itibaren Avrupa’yı titreten İspanyol Basketbolunun artık bir yenilenmeye ihtiyacı olduğu kesin. O jenerasyondan Rudy Fernandez neredeyse jübile yapmaya hazır bir görüntü verdi. Profesyonelce yaptığı tahrikleri Fenerbahçe seyircisi tarafından bertaraf edildi. İspanyol takımının en iyileri Llull ve Carroll’du, her ikisi de süratli ve yüksek yüzdeli şutlarla oynadılar. Fenerbahçe bu iki oyuncuyu da savunmakta büyük zorluk yaşadılar. Fakat Sloukas her zamanki istikrarlı iyi oyununu güzel savunma ve zamanında attığı isabetli şutlarla süsleyince Real Madrid maça ortak olamadı. Maçın son dört dakikası tüm seyirciyi endişelendirecek kadar sıkıntılı geçti. Usta coach buna neden müdahale etmedi anlamakta zorlandık işin doğrusu. Yoğun baskı altında kalan Bogdanoviç 3 top kaybı yapınca Real Madrid maça ortak olur gibi oldu. Neden bu ısrar acaba düşünmekten kendimizi alamadık. İş sıkışınca Bobby ve Datome oyuna alındı ve bu ikilinin baskıya karşı soğuk kanlı ve akıllı top getirmeleri iyi oyununu coach yüzünden gölgeleyen Bogdanovice ve seyirciye rahat nefes aldırdı. Bence Datome formsuz, bu takıma daha fazla katkı verebilir diye düşünüyorum. Maçı kazanınca Fenerbahçe adına çok sevindik, fakat Türk takımında bir tek Türk oyuncu görememek çok acı. Bu sistem ile devam edersek ülkemizde basketbol nasıl gelişecek? Yanıt vermek çok zor. Bütün ülkeler kendi ülkelerinin basketbolunu koruyacak sistemleri uyguluyorlar. Bizimde mutlaka bunu yapmamız lazım.
Pazar günkü maç ne olur diyorsanız; bence Fenerbahçe kazanacaktır. Ben kendi adıma CSKA’dansa Olympiakosu tercih ederim. Bu fırsat kaçmamalı, kendi sahamız ve seyircimizin önünde iyi bir kadro kurmuş, Avrupa’nın saygı duyduğu coachu ile bu şampiyonluğun bir numaralı adayıdır sarı kanaryalar. Yaplması gereken Spanoulis ve Papanikolaou ikilisini durdurabilmekten geçiyor. Bir de Mantzaris tabii. Kolay mı? Hiç değil. Bugün ilk yarı CSKA Spaonulis’i çok iyi durdurdu ama takım disiplinleri olmadığı için maçın sonunu iyi oynayamadılar. Olympiakos çok sabırlı oynadı ve maçın sonunu beklediler. Bütünmaç saklanan Yunan guard son periyodda ortaya çıktı ve Papanikolaou’nun da yardımı ile takımını finale taşıdı. Baktığınızda Rus takımı çok daha iyi bir takım ama maçın bütününü oynayamadılar. Yanlış zamanlı atış seçimleri, savunmada sıkılmaları, çok potansiyelli bir oyuncu olan Teodosicin’in alıp götürdüğü maçı yine kendi elleri ile rakip takıma vermesi ile sonuçlandı. Bu tür oyuncuları izlemek basketbol adına büyük lezzet ama çift tarafı keskin bıçak. Aşırı özgüvenden en olmayacak atışları yapıyor. Onadur demek te çok zor. Oysa, De Colo ve Jackson çok iyi oynuyorlardı. Antony çember altını çok iyi domine ediyordu ama atmayı seven oyunculardan kurulu CSKA maç boyu çok iyi tuttuğu Spaonulis’i son çeyrekte unutunca beklemedikleri bir yenilgi aldılar.
Pazar günü temsilcimiz Fenerbahçe’ye bol şans diliyoruz. Ülke basketbolunun bu şampiyonluğa çok ihtiyaç var. Ancak çiçeği burnunda yeni federasyon başkanımız Hidayet Türkoğlu eğer Türk Basketbolunda kalıcı olmak istiyorsa mutlaka Türk oyuncularının önünü açacak tedbirleri bugünden düşünmeye başlamalıdır.