Nizhny sıradışı bir yüzde ile oynadı. İlk yarıda 65 sayı atıp Euroleague rekoru kırdı. Ama rakibin oynamasına izin, en önemlisi cesaret verirsen, o şutlar biraz normalin üstünde de olsa girer. O kadar yumuşak başladı ki Efes maça, bu yılki iki maçta olduğu gibi ‘yine rakibi 65’te tutarım’ dedi belki de. Ama sadece ilk yarıda o sayıyı potalarında gördüler. İşin üzücü tarafı o yumuşak başlangıç 40 dakika boyunca devam etti. En ufak bir sertlik, bir agresiflik göremedik Anadolu Efes’te. Maçı çevirmek için ne bir gayret vardı, ne bir hamle…
Ki ‘savunma’ bu takımın kimliğiydi. Maç başına 69 sayı yiyen Efes’i bu halde görmek kalan 10 maç öncesi endişe verici bir durum…
Rochestie her ikili oyunda yasayı attı, ya asist yaptı. 19 sayı ve 15 asistle oynadı. Heurtel bu takımın savunma dengesini bayağı bir bozdu. Hücumda da bekleneni veremiyor. Bu kadar uçlarda yaşayan ve
bir sezon içinde aynı rekoru iki farklı şekilde kıran bir takım görmedim. Zalgiris’ten bir çeyrekte sadece 2 sayı yiyen de bu takım, dün Nizhny’den bir çeyrekte 34, bir devrede 65, bir maçta 109 sayı yiyen de.
İvkoviç, geleceği görüp Doğuş-Deniz ikilisini çok erken oyuna sürse, onların vereceği enerji savunmayı uyandırır mıydı diye düşünmüyor değilim.