Doğup büyüdüğüm Beşiktaş semtinde mahalleden çocukluk arkadaşım Taner ile tanışmam ilkokul yıllarına dayanır .Beraber okuduğumuz orta okul ve lise yıllarında arkadaşlığımız daha da sağlamlaştı. Ortak noktamız toptu. Önce sokak ve arsalarda futbol oynayarak. Sonra orta okulda basketbolu da ona ilave ederek dostluğumuz, kardeşliğimiz bu güne kadar geldi. Çoğunlukla aynı takımda oynardık. En iyi yaptığımız şey paslaşmaktı. O yüksek denizciliği bitirip uzak yol kaptanı oldu. Ben spor akademisini bitirip top peşinde koştum. Birbirimizden uzak kaldığımız süreçlerde küçükken yaptığımız paslaşmalar çok değerli paylaşımlara dönüştü.
Taner den sonra da basketbol topu sayesinde hayatımı paylaştığım çok özel dostlara sahip oldum. İşte o topu paylaşma yani paslaşma ne kadar kaliteli olursa ve doğru kişi ile yapılırsa bir takımın maç kazanma şansı da bir o kadar artıyor.
Bu akşamda Anadolu Efes EL in kötü savunma yapan ancak 1 numara dan 5 numaraya kadar üçlük tehdidi olan Alba Berlin e konuk oldu. Boş olanın fütursuzca şut attığı Alba da AE bütün maç boyunca boyalı alanı kararttı ve maça çok iyi savunma yaparak başladı.
Hücumda fast break olmadığı zaman uzun set düzenleri ile pivotlarını maksimum kullanarak iç / dış kombinasyonlarını bütün maç boyunca sadık bir şekilde kullandılar. Bu sayede tempo basketbolu oynayan AB nin hızlı hücum sayılarını minimumda tuttular. Yarı saha savunmada hem topa baskıyı hem de pas kanallarına baskıyı mükemmele yakın yaptılar. Çok saldırgan savunma yaptıklarından savunma ribauntları zafiyetli yerleriydi. AE in tepe pick and roll ler deki kısa devrilmelerine AB bütün maç boyunca bir çözüm bulamadı.
Sabırlı hücum eden ve çok iyi savunma yapan AE in , EL deki ilk galibiyetini alarak Kaunas a gitmesi önemli idi.
HAKAN YAVUZ