23 Aralık 2025, Salı
spot_img
Ana SayfaDİĞERARŞİVPandora'nın Kutusu / NUR GENCER

Pandora'nın Kutusu / NUR GENCER

Bu Pandora'nın kutusu sözünü de çoğu şeyi ilk duyduğum gibi merhum Şakir Eczacıbaşı'ndan duymuştum. Sanırım bir sporcu ile ilgili, galiba voleybolcu Ata Onar'dı. Şakir Bey, Ata'yı herkesden ayrı tutar ve onu oğlu gibi severdi. Bir gün ona kızınca, daha doğrusu kırılınca, kutuyu açmış ve Pandora'nın Kutusu'ndan söz etmişti.

Ben de Efe Aydan'a kızmadım da kırıldım. Hayatta bazı insanlar vardır, kızmaya bile değmezler. Pandora'nın Kutusu değil, çömleği imiş zaten. Internet'le işimiz bitmedi. Kendi oğlu tarafından şarkıcı olarak tanımlanan, oğlu için nice fedakarlıklara katlanan, bir çoğuna benim de şahit olduğum destek ve fedakarlıklar yapan bu müstesna hanımefendi için bakın internet sayfaları ne diyor: Sevda Aydan (1930) Opera Sanatçısı. Daha sonra da oynadığı eserler, filmler, diziler tanıtılıyor. Dizi dedim de adam o kadar konu ve konuların dışındaki bilgi ve kültür sıkıntısındaki sunucu hanım, ''Aaaaa evet, anneniz Tijen hanım'' dediği zaman “O annemin dizideki adı. Gerçek adı Sevda Aydan'dır ve opera sanatçısıdır' diyemiyor. Eyvah, eyvah !! Fasulyem 7,5 lira.

Bu arada Efe Aydan'ın kıyafeti de feciydi. Hele o tarihten kalma baklavalı çorapları. Peki ben konuyu neden uzatıyorum; ''İşte yazacağını yazdın, otur yerine, senin üslubun. Zaten itici, kırıcı, agresif' diyorsunuzdur. Yook kazın ayağı öyle değil. Açtırdı münasebetsiz Pandora'nın çanağını, zor kapanır. Çünkü hastayım bu ekole. Ben 'AKP ekolü' diyorum, karar sizin. Adamlara ne dersen de, ne yazarsan yaz, 'Yüz, surat, Hacı Mehmet, yağmur yağdı' diyorlar. Şimdi onun kafası şimdi iyice karışmıştır.  Vah Tofaş vah, vah Koç Holding vah.

Rahmetli Aydan Siyavuş bu vatandaşa test yapardı; 'At, adam, ot, eşek, dere. Haydi bunlardan cümle kur yavrucuğum'' derdi. O ise 'Hangi adam, hangi dere ?' der cümleyi yapamazdı. Be birader sana çok ağır bir yazı yazdık. Ya çık, de ki, ''Asıl sen saçmalıyorsun. O olay şöyledir, böyledir'' veya bir telefon aç “Ağabey, kusura bakma ağzımdan kaçtı. Beni affet“. Orada da kontür problemi var. Kontür gidecek, oğlum kulüp başkanısın, ara kulüpten.

Gene aynı şahıs, başka bir yazı konusu olabilecek nedenlerden aynı evde ikamet ettiğimiz dönemde (5 yıl) aldığı çikolataları bizlerle paylaşmamak için çorabının içine saklardı. Şimdi o akıl hocası, Türk basketbolunu uçurduğunu zannettiği, iki kişilik yarışta bile zorla ikinci olabilen, İzlanda mağduru kankasıyla beraber benim yazıları avukatlarına inceletiyorlardır. O kankası ki, bunu 2001 Avrupa Şampiyonası'nda, Türkiyenin medarı iftaharını, 260 kere milli olmuş, Avrupa Karması'nda oynamış, sembol kişiyi VIP Park Sorumlusu yapmış. Kapılar kapanınca mı, yoksa bir yerde kilitli kalınca mı, o meşhur İspanya maçını seyredememişti.

Sözün özü ben yaşadıkça, kafam çalıştıkça bunlarla savaşacağım. Korkak kedi gibi kapı arkasından değil, köyünden çıksın da adam gibi oynayalım oyunu. Tabii ortalıkta adam varsa. Hepinizden, tüm TurkBasket sitesi okurlarından özür diliyorum. Değerli vakitlerini harcadığım için ama bir yandan da editörüm bana verdiği “Sen Türk basketbolunun kara kutususun. Tabii bunları yazacaksın'' gazıyla sütunları işgal ettim ve zamanınızı çaldım.

Bu arada İzlanda basketbolunun kurucusu, geliştiricisi Dr. Lazzso Nemeth'den de özür diliyorum. Eğer bir cevap hakkı doğmaz ve bir zorunluk olmazsa bundan sonraki yazının konusu İzlanda. Ne de olsa hocamız !

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler