Fenerbahçe’de kısa bir süreliğine gelse de, Sarı Lacivertlilerin ilk Final Four’unu yaşamasında önemli bir rolü vardı Nikos Zisis’in. Kariyerinde çok önemli kilometre taşlarını geride bırakan Zisis, 2 yıldır tecrübelerini Brose Bamberg’in genç, gelişime açık, göze hoş gelen basketbol oynayan isimlerine aktarıyor. Trinchieri’nin saha içindeki yardımcısı olan Zisis, Fenerbahçe maçı öncesinde sitemize konuştu.
– Çarşamba akşam lig maçınız varı, perşembe gecesi buraya geldiniz ve bugün de Fenerbahçe karşısındasınız. Biraz yorgunsunuzdur diye tahmin ediyorum…
NIKOS ZISIS: Evet ama kadromuz geniş. Koç bu durumu düşünerek gerekli rotasyonu yaptı. Kendimizi yorgun hissetmiyoruz. Sezon öncesinde bu koşulları düşünerek çalıştık. Almanya’da 18 takımlı bir ligimiz var. Euroleague’de zaten yeni bir dönem başladı. Bu sezon çok yorucu geçecek. Euroleague’deki ilk maçınızı Fenerbahçe’ye karşı Ülker Arena’da oynuyorsanız enerjiyle dolarsınız, yorgunlukla değil.
-Yeni format hakkında ne düşünüyorsun? Yöneticiler, koçlar görüşlerini söyledi ama sonuçta o kadar maçı oynayacak isimler sizlersiniz. Oyuncuların düşüncesi ne?
N.Z.: Kesinlikle ilgi çekici bir format. Bence herkes gerçek fikrini sezon sonunda söyleyecektir. Çünkü şuanda oynanan lig daha önce hiç tecrübe edilmedi. Fikir çok güzel. Her takım her takımla oynayacak. Geçen yıllarda bazı maçlarda biraz kötü oynama şansınız olabilirdi ancak şimdi böyle bir durum yok. Geçen yıl biz Fenerbahçe, Milano, Kuban gibi takımlarla oynamadık ama şimdi herkesle karşılaşacağız ve en iyi takım normal sezonda belli olacak. Oyuncular için yorucu olacak ama ligin büyümesi her şeyden önemli. Sezon sonu olduğunda yeni düzenin ne kadar başarılı olacağını göreceğiz.
– Brose Bamberg’i izlemek çok keyif veriyor. Geçen yıl ölüm grubunda bile play off’a yaklaştınız. Sizi farklı kılan ne?
N.Z: Bence koçun sistemi. Bir süperstarımız ya da Euroleague’de fark yaratacak bir ismimiz yok. Bunu kollektif bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Koçun felsefesini sahaya yansıtmak için elimizden geleni yapıyoruz. Takım içinde çok iyi bir hava var. Özellikle geçen yıl birçok oyuncu sezon içinde gelişti. Bu seviye için çok tecrübesiz isim vardı. Daha önce Euroleague oynamamış 4-5 oyuncu vardı. Çok geliştiler. Bu yıl bunu daha da çok gösterecekler. En güzel örneklerden biri Brad Wanamaker. Geçen yıla kadar Euroleague seviyesinde oynamadı. Ama şimdi çok iyi bir kontratla, güçlü bir takıma gitti. Bu sistem herkese bir şans veriyor.
-Wanamaker’dan bahsetmişken; bu yıl Darüşşafaka Doğuş gibi bir takımda, David Blatt’in sisteminin direksiyonunda o var. Wanamaker’ı nasıl tanımlarsın?
N.Z: Müthiş karakteri olan oyuncu. Onunla oynamak çok eğlenceliydi. Çok akıllı, çalışkan ve gelişime açık bir oyuncu. Trinchieri ile Bamberg’de geçirdiği 2 yıl ona çok büyük katkı verdi. Geçen yıl, sezon devam ettikçe onu kadroda tutmanın çok zor olacağını görüyordum. Yüksek seviye için gerekli olan her şey artık onda vardı. Daha da gelişeceğine inanıyorum. Avrupa’nın en iyi guardlarınden biri.
-Trinchieri’nin takımlarından geçen oyuncular gelişiyorlar ve olduğundan daha iyi oyuncular haline geliyorlar. Koç bunu nasıl yapıyor?
N.Z: Detaylara büyük önem vererek. Bazen bu durum oyuncular için zorlayıcı olabiliyor. Onunla çalışırken çok iyi konsantre olmalısınız. Birçok büyük koçla çalıştım. Hepsinin ortak noktası şu: Basketbolu sadece yeteneklerini göstermek için oynamayamazsın. Takımın karakterine uyum sağlamak ve yüksek konsantrasyona sahip olmalısın. Trinchieri’nin de felsefesi takım oyunu üzerine kurulu. Hücumda topun paylaşılması, paslaşma üzerinde çok duruyor. Doğru saha yerleşimi ile yüksek yüzdeli şutlar bulmak bu sistemde önemli. Artık günümüz basketbolunda bire birler çok önemli hale geldi. 5-10 yıl önce Avrupalı koçlar bunu çok sevmezdi. Ancak şimdi mecbursun. Bunun yanında topun dönmesiyle yüksek yüzdeli şutlar Trinchieri’nin sistemini anlatıyor. Savunmada ise her zaman sert olmalısınız. Rakibe göre değişikler gösteren savunmalarımız var. Her zaman aynı şeyi yapmak isteyen bir koç değil Trinchieri. Ama her zaman sert olmak, her zaman temas içine girmek ve vücudunuzu savunmada kullanmanızı ister. Bu onun temel görüşleri.
– Wanamaker dışında takımın çekirdeğini korudunuz. Artık 1 yıl daha tecrübelisiniz. Bu yıl sizden neler bekleyebiliriz?
N.Z: Takımın çekirdeğini korumak çok önemli. Yıllar geçtikçe bunu yapmak daha da güçleşiyor. Birçok takımda oyuncular 1 yıl kalıp gidiyor. Eğer zengin bir kulüpsenz belki takımı koruyabiliyorsunuz. Yeni formatın ardından üstteki 5-6 takım daha güçlendi. Sanırım yeni sistemden biraz çekinerek kadrolarını daha da güçlendirdiler. Ancak oynadığımız oyuna büyük bir inancım var. Geçen yıl ilk kez Euroleague oynayan oyuncularımız vardı. Ama bu sezon beraber daha fazla tecrübe kazandık. Bu bize yardımcı olacaktır. İnişler çıkışlar olacaktır ama bizi kendi evimizde yenecek takımın çok iyi oynaması gerek. Her zaman aynı seviyede oynamak zordur ama deplasmanda da iyi oynadığımız dakikaları yükseltmeliyiz. Geçen yıl tecrübesizlikten bunu yapamadık. Bu bir maraton ve nisan ayında nerede olduğumuz göreceğiz.
– Bu akşamki maç için neler düşünüyorsun? Final Four’a ilk kez kalınan yıldan sonra Fenerbahçe taraftarıyla buluşacaksın…
N.Z: Öncelikle yeniden burada olduğum için çok mutluyum. Sadece 6 ay buradaydım, fazla kalamadım ama çok iyi anılarım oldu. İlk kez Final Four’a kaldık. Müthişti. Fenerbahçe bu sezona Uşak yenilgisiyle başladı. Büyük bir sürprizdi. Bu nedenle açılış maçı için yüksek motivasyona sahip olacaklardır. Fenerbahçe bence CSKA ile birlikte ligin en iyi 2 takımdan birisi. Kaybedecek bir şeyimiz yok ama geçen yıl yaptıklarımızın tesadüf olmadığını da göstermek istiyoruz. Yine de bu karşılaşma oynayacağımız 30 maçtan 1 tanesi. En iyi oyunumuzu oynamaya çalışacağız.
-Fenerbahçe’nin ilk kez Final Four’a kaldığı yıldan aklında neler var?
N.Z: Çok güzel şeyler… Maccabi serisini çok iyi hatırlıyorum. 3-0 bitti ama kolay olmadı. Şanssızdık çünkü Final Four’da ilk maçımız Real Madrid ile kendi sahalarındaydı. Çok iyi oynadılar, ikinci periyotta işi bitirdiler. Sonrasında Fenerbahçe önemli değişiklikler yaptı. Sonunda bir ribauntla şanssız bir biçimde şampiyonluğu kaçırdılar. Ancak basketbolda bu var. Fenerbahçe artık Avrupa’nın en iyi 2-3 takımında biri haline geldi. Uzun bir yol var ama üst üste 3. kez Final Four yapıp daha tecrübeli bir takım olmalarıyla şampiyonluğa ulaşabilirler.
– Çok büyük bir tecrüben var. Bunun ışığında bakarsan; zirvede kalmak ne kadar zor olacak Fenerbahçe için?
N.Z: Artık Fenerbahçe sürpriz bir takım olmaktan çıktı. Ligin en iyi takımlardan biri olduklarını gösterdiler. Şimdi tüm ligin hedefinde olacaklar. Her hafta, hatta haftada iki kez sizi yenmeyi çok isteyen takımlarla karşılaşacaklar. Obradovic gibi tecrübeli isim, her zaman takımını hazır hale getirmek için bir yol bulur. Sahip oldukları fiziksel güç ve yetenekle Final Four’a gitmenin yolunu bulacaktır.
– Final Four’un İstanbul’da olması çok önemli bir avantaj öyle değil mi?
N.Z: Final Four organizasyonu ilginçtir. Her zaman adil olmaz. 2 gece, 2 maç. Her şey olabilir. Fenerbahçe, Final Four’a kalırsa tüm salon Fenerbahçelilerle dolacak. Bu belki zorlayıcı da olabilir. Çift taraflı bir durum. Ne olacağını bilemezsiniz. Bir anda baskı hissetmeye başlayabilirsiniz.
(Nikos Zisis ile sitemiz yazarı Can İşbakan konuştu)
– NBA’de maaş sınırının yükselmesi Avrupa’yı etkiliyor. Sence Avrupa basketbolunun geleceği nasıl?
N.Z: Finansal kriterlerle çok ilgili olacak. NBA’de yeni anlaşmayla az süre alacak bir oyuncu bile 8 milyon Dolar’lık bir kontrat alabilir. Bu Euroleague’in durumu güçleştirecek. Her zaman üst seviye takımlar, yüksek bütçeli ekipler olacaktır. Bu takımlar önemli isimleri kadrosunda tutabilecektir. Ancak iyi Avrupalı oyuncuları burada tutmak tabii ki zor olacaktır. Ancak günün sonunda Avrupa yeni yetenekler çıkaracaktır. Önemli koçlar, önemli basketbol okulları var. Euroleague her zaman gücünü koruyacaktır.
– Senin gibi; Diamantidis, Spanoulis, Jasikevicius gibi yaratıcı isimler oldukça azaldı. Oynadığın bölgeye bakarak oyun ne kadar değişti?
N.Z: Çok… Bir kere oyun hızlandı. Artık daha çok bire birler var. Oyuncular da böylece değişiyor elbette. 10 yıl önce daha çok takımı oynatmaya çalışan yaratıcı oyuncular vardı. Önce takımı oynatıp, daha sonra skoruna bakan… Şimdi farklı çünkü oyun değişiyor ve gelişiyor. Hız, bire birler çok önemli hale geldi.
RÖPORTAJ: CAN İŞBAKAN