6 Kasım 2024, Çarşamba
spot_img
Ana SayfaDİĞERARŞİV"O kadar fırçayı babamdan yemedim" / ÜMİT AVCI

"O kadar fırçayı babamdan yemedim" / ÜMİT AVCI

Ssezon önce Erdemirspor’da forma giyerken, geçtiğimiz yıl Fenerbahçe Ülker’e transfer olduğunda, dakika alıp alamayacağı merak konusuydu. Ancak çok çalıştı genç oyuncu, mücadele etti, hemen Obradovic’in gözüne girdi. Dünyaca ünlü Sırp çalıştırıcının gözdelerinden bir tanesi olan Melih, geride bıraktıkları sezonu MİLLİYET’e değerlendirdi…

Fenerbahçe Ülker’deki ilk sezonunda sen bu kadar süre almayı, takımında önemli roller almayı bekliyor muydun?
Öncelikle şunu söylemeliyim, geçtiğimiz yıl farklı ekiplerden teklifler almıştım. Ancak hem Fenerbahçe taraftarı olmam, hem Obradovic faktörü sarı-lacivertli ekibi seçmeme neden oldu. Sezon başında bu kadar şans bulacağımı beklemiyordum. Ancak yaz idmanlarındaki performansımdan dolayı coachumuz bana güvendi. Ben de onun her dediğini pür dikkat dinledim, 1 numara oynayacak duruma bile geldim. Aramızda iyi bir iletişim oldu, bunu iyi kullandığımı düşünüyorum. Kulüpte de hiç yabancılık çekmedik, herkes bana çok yardımcı oldu. Antrenörlerimiz, takımdaki ağabeylerim, arkadaşlarım, çok iyi bir ortam kurduk. Bu ortam da performansıma mutlaka etki etmiştir.

Obradovic ile çok iyi iletişim olduğunu söylüyorsun ama kendisinden en çok fırça yiyenlerden birisin. Bu sosyal medyada bile konu olmuştu. Babandan bu kadar fırça yemiş miydin?
Kesinlikle babamdan o kadar fırça yemedim. Ama şunu çok açıklıkla söyleyebilirim ki, bu konuda kendimi şanslı hissediyorum. İyi ki onunla çalışma şansı yakalamışım da, basketbolumla ilgili uyarılarını duyabiliyorum. Sürekli daha iyi nasıl olabilirim konusunda bana uyarılarda bulunuyor ve tecrübelerini aktarıyor. Bu nedenle saha içinde çok sert gibi görünse de, o fırçalar beni asla küstürmüyor, moralimi bozmuyor, tam tersine motive olmamı, hatalarımı anlamamı sağlıyor. Aslında coach herkese aynı davranıyor. Saha içinde sert uyarılar yapsa da, saha dışında çok eğlenceli, rahat birisi. Onunla çalışmak benim için şans.

Az önce artık 1 numara bile oynayabilir hale geldiğini söyledin, Obradovic’le çalışmanın sana neler kattığını düşünüyorsun?
Ben 24 yaşındayım , bu sene gördüklerimi daha önce görmemiştim. Sadece şut atmaya odaklı bir oyuncuydum, savunmada da yapacağım belliydi, rakibi arkadan takip ediyordum. Ancak Obradovic ile birlikte hücumu okuma, savunmayı okuma konusunda kendimi geliştirdim. Artık ikili oyunları oynamaya başladım, savunma da rakibin hücumuna göre hamle yapıyor hale geldim. Yani Obradovic’in bize kattığı en önemli şey oyun içinde yaratıcılığımızı geliştirmek ve kalıplardan çıkarak karar verme konusunda daha aktif hale getirmek oldu.

Avrupa’da sezona çok iyi başlamıştınız ama devamı gelmedi. Sence nerede aksadınız?
Fenerbahçe’nin adı, Obradovic’in adının olduğu her yerde en büyük hedefler vardır. Biz de sezona bu amaçla başladık. Biraz genç, biraz yeni takım olmanın sıkıntılarını yaşadık ama daha da önemlisi art arda çok önemli isimlerin sakatlığıyla sarsıldık. Özellikle Kenan ile Vidmar’ın sakatlığı düzenimizi bozdu. Obradovic’in de ilk senesiydi. Onun basketbol tarzına alışmamız zaman almışken, bir kez daha düzenimiz sakatlıklarla bozulmuştu. Ancak taraftarımıza söz veriyorum, gelecek sezon çok farklı olacak ve Avrupa’da da önemli neticeler alacağız.

“Sahada kalır”

Oyuncular arasında çok fazla gerginlik yaşanmadı. Taraftarlar arasında olur, kulüpler arasında olur ama oyuncular arasında büyük tartışmalar olmaz. Sonuçta onlar da bizim ağabeylerimiz, kardeşlerimiz. Maçın stresi, taraftarların küfürleri, baskısı derken küçük gerginlikler yaşanabilir. Önemli olan onların saha dışında hemen bitmesi, bizde de zaten öyle oluyor. Kimse kimseye kin tutmuyor.

“Son ana kadar çıkarlar dedik”

Biz son ana kadar çıkacaklarını düşünüyorduk, oyuncuların evlerine giderkenki görüntülerini görene kadar da inanmadık. Bunu bizi yumuşatmak için yaptıklarını düşünmüştüm. Çünkü Galatasaray gibi bir camianın bu kararı alacağını düşünemezdik. Zaten ortada haksız bir durum olduğuna da inanmıyorduk. Sonuçta Abdi İpekçi’de iki maçta da gerginlikler vardı, ikinci maçta hakemler üç anons yaptırmış ve içeriye girmişti. Bizim salonda ise ilk iki maçta olay yoktu, son maçta 2 kez anons yapıldı. Bu nedenle son ana kadar konsantre bir şekilde bekledik. Keşke rakibimiz sahaya çıksaydı, iki takımın da adına yakışır bir mücadele daha izletseydik.

“Aileden gelen bir sevda bu”

Tüm ailesinin Fenerbahçeli olduğunu ve kendisine de bu renkleri sevdirdiklerini söyleyen Melih, “Her zaman maçlarıma geldiler. Bu önceki takımlarımda da böyleydi. Ancak Fenerbahçe’de olunca daha farklı oluyor. Fenerbahçe’de basketbol oynuyorum, bu renklerle şampiyonluk yaşıyorum, Euroleague’de oynuyorum. İnanılmaz bir duygu bunlar. Dışarıda insanların gelip şampiyonluğumuz için kutlaması gurur verici. İnşallah seneye Euroleague’de de Final-Four oynarız. Bir hayalim de milli takım ile başarı. Ay-Yıldızlı renklerimizle dereceler alırsak, benim için bundan iyisi olamaz.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler