Puanlar gelmeye başlayınca, moraller de artar yüzler de güler; daha inançlı, daha mantıklı bakmaya başlarsın. Kağıt üzerinde kolay gözükse de Fenerbahçe Ülker için çok kritik bir haftaydı. Evinde Caja Laboral mağlubiyeti öldürmez, Atina'da Olympiakos eski gücünde olmasa da herkesi yenebilir, o mağlubiyet de seni bitirmez, ama son Nancy maçının olası yenilgisi birçok karabulutu da yanında getirirdi maazallah.
'Evdeki TOP 16' hesabının çarşıya uyması için öncelikle İstanbul'da kaybetmeyip Nancy ve/veya Cantu'yu deplasmanda da yendin mi atarsın kendini son 16'nın içine. Böylesine önemli bir gecede Fenerbahçe Ülker, işin ciddiyetini hisseden Sefolosha, Gist ve Ömer Onan'ın üst düzey fiziki mücadeleleri ve özellikle ilk çeyrekteki müthiş etkili ve sert savunmasıyla galibiyete çok yaklaştı. Ukiç çember dövse de 6 asisti, Preldziç de 40 yıllık Fenerli gibi oynamanın mantığı ve 12 asistiyle gecenin yardım ödülünü alarak galibiyette çok değerli rol oynadılar.
3. ve 4. çeyrekte Nancy'nin sıkıştırması çok doğal. Yıllardır koç Jean-Luc'la oynayan, Samnick ve Batum gibi skor üretebilen, 15 asistle gecenin destek rekorunu kıran John Linehan'lı Nancy'yi Fenerbahçe inancı ve 27 asisti ile alt etti.
Fenerbahçe THY Euroleague'de galibiyet siftahını yaparken, Almanya'da Brose Baskets de lig ve Avrupa'da kendi evindeki 29'da 29'luk galibiyet serisine Malaga'nın Rodriguez'le son 10 saniyede attığı sayıya engel olamayarak mağlubiyet siftahını gerçekleştirdi aylar sonra…
Anadolu Efes'e gelirsek… Efes İtalya'da sadece kazanmakla kalmadı, ortaya koyduğu 'Made in Efes Pilsen' alışılagelen sert savunmasıyla Armani Milano'ya neredeyse potayı göstermeyerek haftanın en başarılı savunmasına imza attı: 54 sayı. Ufuk (Sarıca), sahanın içerisinde yıllarca parçası olduğu o akılcı savunmayı şimdi ana parçası olarak saha dışında başarıyla kurgulamaya başladı, ki bu Efes'i THY Avrupa Ligi'nin favorileri arasına sokabilecek en önemli kazanma davranışı.
EKSTRA PİVOT SAYISI ŞART…
Kerem Tunçeri 1/8 gibi çok düşük bir istatistikte kalsa da savunmada yaptığı baskı, hücumda da ne zaman gaza ne zaman frene basılacağını bilmesiyle böyle düşük performans sergilediği gün bile ne kadar değerli olduğunu gösterdi takımı için. Efes'in cevap arayacağı soru; Barac ile 7 ribaund-16 sayılık performansının yanına mutlaka ekstra pivot sayıları katmalarının mecburiyet olduğu. Tabii ki Savanoviç 4 numaranın profesörü, Efes'in oyunda ikinci pointguard'ı olsa da pivot sayısı her gecenin olmazsa olmazı.
Galatasaray Medical Park'ın her çeyrek verdiği 30-20-26-27 sayılarını düşündüğün anda galibiyetten bahsetmek akılcı olmayacaktır. Skoru 8 oyuncu, ribaundu ve asisti 9'ar oyuncu ile paylaşan Siena, THY Euroleague'in üst düzey takımı. Ergin'le (Ataman) ulaştıkları Saporta Kupası şampiyonluğunun üstüne her yıl ekleyerek buralara geldiler. Tabii ki Galatasaray'ın 29 ribuand ve 13 takım asistinde kalması, sarı-kırmızılıların umutlarını yıkan önemli sayısal değer olsa da onlar da Anadolu Efes gibi pota altına çok sağlam bir, hatta iki pivot eklemek zorunda. Kasım ayında o şansı ve bütçeyi yaratabildikleri takdirde Mahmuti'nin onları entegre etmesi 1 ayı bile almayacaktır.
Galatasaray için gerçek sual kendi içlerinde. Mahmuti bir yıl gibi kısa sürede üç-beş yıllık ilerleme kaydettirdi. Hem vizyon hem de matematik olarak…Ama Euroleague'in başından beri söylediğimiz gibi burası krallar sofrası. Hiçbir üst düzey takımın eksiği yok, fazlası var. Tarihinde ilk defa buraya katılıp bir anda buranın da kralı olmayı düşlemek, çok sabırsız bir davranış olacaktır.
Galatasaray'ın muhtemel başarısı, yaptıkları ve yapacaklarına inanan taraftarlarının Abdi İpekçi'yi doldurmaları ile doğru orantılı olacaktır.