24 Aralık 2025, Çarşamba
spot_img
Ana SayfaDİĞERARŞİVLanetli Film Olur Mu? / MURAT MURATHANOĞLU

Lanetli Film Olur Mu? / MURAT MURATHANOĞLU

FIBA Dünya Şampiyonası tarihinin en önemli ve en güzel tanıtım filmi tamamlandığında hepimiz gurur duymuştuk. Bu tanıtım filminin çok ses getireceğini ve Dünya Şampiyonasına müthiş bir davetiye olduğunu düşünmüştük. Kobe Bryant, Yao Ming, Pau Gasol, Tony Parker, Andrew Bogut ve Hidayet Türkoğlu’nun yer aldığı ve Türkiye’nin de müthiş tanıtılacağı filmin hem başarılı, hem etkili olacağını ve çok alkış alacağını düşünmüştük. Ama film gitgide lanetli film şekline döndü ve son günlerde basında gündeme gelmesinden dolayı bu haftaki yazımı tanıtım filmine ayırmam gerektiğini düşündüm.

Bu proje (Giant Get Together/Dev Buluşma) FIBA işbirliği 2009 yılında tasarlanmıştı. Amaç her kıtadan tüm dünyanın tanıdığı yıldızları içeren ve Türkiye’nin güzelliklerini de gündeme getiren bir tanıtım yaratmaktı. Hem NBA’den, hem bu oyuncuların takımlarından, hem de oyunculardan izin almak kolay olmadı. Ancak sonuçta ABD’li Kobe Bryant, İspanyol Pau Gasol, Avustralyalı Andrew Bogut, Fransız Tony Parker ve Türkiye’yi temsilen Milli takım kaptanı Hidayet Türkoğlu ile anlaşıldı. Buna paralel olarak Amerika Kupasında da Arjantinli Luis Scola, Porto Riko’lu Carlos Arroyo, Kanadalı Joey Wright ve Brezilyalı Anderson Varejao ile anlaşıldı ve onların fotoğraf ve film çekimleri yapıldı. NBA sezonu başladıktan sonra ise yoğun NBA Fikstürüne rağmen, Bogut ile aynı takımda oynayan Milli yıldızımız Ersan ılyasova’yı da ilave ederek çekimler tamamlandı. Listede olan ve anlaşma sağlanan Çinli Yao Ming ise bu arada ciddi bir sakatlık geçirerek sezonu kapattı ve ayağı alçıda olduğu için projeden çıkarıldı. Biz Yao Ming’in sakatlığını büyük bir şanssızlık olarak değerlendirirken, nasıl bilebilirdik başımıza geleceklerin sadece ilk habercisiydi.

Bu projenin Türkiye’de yer alacak ülkelerde, kendi Basketbol federasyonları tarafından tanıtılması için FIBA ve TBF düğmeye bastı. Bize gelen geri dönüşlerde Dirk Nowitzki (Almanya), Andrei Kirilenko (Rusya) ve Asya’yı temsilen Çinli Yi Jianlian’ın da projeye dahil edilmesi önerildi. Kirilenko ile aynı takımda oynayan diğer bir Milli yıldızımız Mehmet Okur’u da projeye dahil ederek bu oyuncuların fotoğraf çekimleri yine NBA sezonu devam ederken yapıldı. Buraya kadar her şey iyiydi. Hem tanıtım filmleri, hem de Dev Buluşma posterleri ve görselleri kullanıldıkları ülkelerde çok beğenildi. Geri dönüş muhteşemdi.

Burada hemen şunu önemle belirtmek isterim. Projenin her aşamasında kullanılan oyuncular için ilk olarak kendilerinden, daha sonra da formasını giydikleri takımlardan ve NBA’den gerekli tüm izinler alındı. Zaten onlarında desteği olmadan böyle bir projeyi gerçekleştirmek mümkün değildi.

“Böylesine önemli oyuncular gelmeyecekleri turnuvanın reklam filminde görüntülerinin kullanılmasına niye izin versinler?” diye soruluyor. Bunun cevabı; çünkü bu kampanya başlatıldığında ve çekimler yapıldığında bu oyuncuların hiçbirisi Türkiye’de gerçekleşecek olan 2010 FIBA Dünya Şampiyonasında yer almayacaklarını daha doğrusu alamayacaklarını düşünmediler. Milli yıldızımız Mehmet Okur ve Milwaukee Bucks’da forma giyen Avustralyalı Andrew Bogut çok ağır şekilde sakatlandılar. Kobe Bryant daha geçtiğimiz 15 gün içinde dizinden ameliyat oldu. Kirilenko ise sezonun sonunu sakatlığından dolayı kaçırdığından ötürü uzun bir süre bekledi ve kendisinin sakatlığının tam geçmediğini, düşünerek katılmayacağını açıkladı. Gasol ise uzun NBA sezonunda hayatında ilk kez bir adale sakatlığı yaşadığını, hem de iki farklı adalede, ve bu yaz en iyisinin kendisi açısından çok yoğun bir NBA sezonun ardından % 100 iyi durumda olmadan İspanya Milli takımında oynamaması olduğunu belirtti. Parker da sezon bittikten sonra sakatlıklarla dolu bir sezon geçirdiğini, beş yazdır Milli takımda oynadığından dolayı vücudunun hiç kendini toparlaması için zamanı olmadığını ve Milli takımda oynamayacağını açıkladı.

Dirk Nowitzki ise takımı Dallas ile sezon sonunda yeni bir kontrat imzaladığını ve kontratta bazı “yeni maddeler” olduğunu ve Milli takım formasını giyemeyeceğini 20 Temmuz 2010 tarihinde açıkladı. Ne yazık ki en son olarak da Arroyo kişisel nedenlerden Milli takımdan affını istedi.

Bu gelmeyen oyuncuların hiç biri sakatlana, ameliyat olana veya yeni kontratını imzalayana kadar 2010 FIBA Dünya Şampiyonasında yer almayacaklarını bilmiyorlardı. Bu nedenle bu projede seve seve yer aldılar. Turnuvayı düzenleyen ülke olarak ne sakatlıklara, ne ameliyatlara, ne de bu oyuncuların imzaladıkları yeni kontratlara müdahale şansımız yok. Örneğin Almanya’nın Nowitzki’ye her hangi bir baskı uygulamasına zaten gerek yok. Nowitzki yüksek meblağlar tutan sigorta parasını bile kendisi ödeyerek geçmişte Milli formasını giymiş bir oyuncu. Demek ki hakikaten Dallas ile yapmış olduğu yeni kontratta çaresiz kalmış.

Bunu bir “fiyasko” olarak değerlendiren arkadaşlarımız oldu, ancak bugüne kadar FIBA tarihinin en başarılı tanıtım kampanyası olarak beğeni kazanan bu projeyle ilgili olan herkes bu gelişmeleri büyük bir talihsizlik olarak görüyor. TBF, FIBA veya NBA gibi bu kampanyanın oluşmasında büyük pay sahibi olan çok güzel bir işbirliği sergileyen bu kuruluşların ne yazık ki gelişmelerle ilgili yapabileceği hiçbir şey yok. En basitinden bir Türk olarak Memo’nun aşil tendonunun play-off maçında kopmasının ne kadar büyük bir talihsizlik olduğunu hepimiz hissetmiyor muyuz? Ancak şunu da eklemekte yarar var. Şu anda Memo, Bogut, Ming ve Kobe ne kadar isterlerse istesinler oynayabilecek durumda değiller. Ancak Parker, Gasol ve Kirilenko gibi sezon boyunca sakatlıklarla boğuşan ve sakatlıklarının tam olarak geçmediğini belirten oyuncular belki de kafalarına silah dayasanız oynayacak durumda olabilirler diye düşünüyorum. Yalnız burada gözden kaçan bir detay var; Bu oyuncuların hepsi 30 yaşa bastı veya basıyor. Sakatlıkların vaktinde müdahale edilmediği, toparlama ve düzelme için yeterli süre verilmediği takdirde özellikle de adale sakatlıklarının çok sıkça nüksedeceği bir yaş. NBA sezonunun ne kadar yorucu ve yoğun olduğunu ancak onu her yıl boyunca artarda, sezondan sezona yaşayanlar bilir ve anlar. Bu oyuncuların hazırlık kampları başladığında %100 sağlam olmadıklarından katılmayı uygun görmemelerine de saygıyla karşılamak gerekir diye düşünüyorum.

Spor, basketbol ve özellikle de NBA’de geleceği kestirmek mümkün değil. Bu tanıtım filmine “Lanetli Film” demek biraz abartı olacak, ama üzülmemek elde değil. Kime en çok üzüleceğimize gelince ise; Kampanya boyunca zamanlarını ayıran, poz veren ve bu çok önemli spor olayının tanıtımına katkıda bulunmak isteyen dünya yıldızlarına mı, bu projeyi gerçekleştirenlere mi, yoksa onları izleyemeyecek olan basketbolseverler’e mi? Ancak bu büyük projede yaşanan talihsizlikleri tarif ederken “şanssızlık” demekten başka bir deyim kullanmak ise birçok kişiye haksızlık yapmak demektir.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler