F.Bahçe ilk 4 dakikadan sonra maça ağırlığını koydu. F.Bahçe'de, hemen her oyuncu, skoru besliyor. En önemlisi rakibe 'Savunma Kelepçesi!' takıyordu. İlk 3 dakikadan sonra, F.Bahçe'nin yardımlaşmalı savunma duvarına çarpıp çarpıp devre sonuna kadar sayı atmakta zorlandılar ve fark yediler. Ancak 3. periyotta, F.Bahçe savunmasında gedik açmaya başladılar. F.Bahçe, Prints, Birds ve Osipova'ya yakın savunmayı başaramadı. 25.33'te fark böylece, 57-53 ile 4 sayıya kadar düştü.
F.Bahçe'nin bu anlarda şut yüzdesi de ilk yarıya göre yüzde 8'lik düşüş gösterdi. Uzunlar boyalı alan savunmasını delerek Spartak pota altına ulaştılar. Ribauntları da aldılar ama şut dengelerini kaybedip çok boş attılar, bu da skoru köreltti. Kısacası 3. periyotta 'Bizi sahadan sildiler!' ve tam 17-30'luk skorla 13 fark attılar. Son periyotta ne içeriden, ne dışarıdan çalışabildik. 37.dakikaya girerken 68-75 ile 7 sayı geriye düştük.
TAURASİ'Yİ ÇOK ARADIK
Açıkçası, Taurasi ve Taylor'ı çok aradık. Savunmaları çok iyi olmasa da, harika hücum oyuncuları. Onlar olsaydı skor gücümüz mutlaka farklı olurdu. Lanet olsun o doping skandalı'na!.. Ve o skandalı yaratanlara!.. Bir takımın ahengi işte böyle bozulur. Yine de, F.Bahçe rövanşa umutsuz gitmemeli. Spartak yenilmeyecek takım değil. İlk yarıdaki o müthiş savunmayı yap, Moskova'da kazanırsın. Pes etmek yok!
