Bu nasıl final! İki takım da başkalaşım geçirdi! İlk periyotta G.Saray'ı tanımak mümkün değil. Nasıl kötü savunma ve hücum. Oysa müthiş hücum oyuncuları var. Fowles, Taurasi, Charles, Prince… Bu keskin silahlar, ilk periyotta sanki 'korkuluk!' gibiler. İsimleri korkutuyor, bedenleri değil. Çünkü F.Bahçe savunma duvarında, eriyip gidiyorlar. Zaten 26-14'lük ilk periyot F.Bahçe'nin ezici üstünlüğünü belgeliyor. Matovic'in, rakip uzunlarla yükselip, 'armut gibi topladığı!' ribauntlar, bu açıdan F.Bahçe'yi şaha kaldırdı. Hücum oyuncularını, Taylor, Nevriye, Birsel ve McCoughtry, 'asist mamaları!' ile nefis besleyince, F.Bahçe ilk periyodu, sanki maçı kazanmış gibi bitirdi. Ancak, bu bölümdeki 'korkuluğun' ikinci periyotta, bir 'canavar!'a dönüşeceğini hesap edemedi. G.Saray, başkalaşım geçirerek, gerçek kimliğine büründü. Sonraki periyotlarda, 'aslanlar gibi!' çarpıştı. WNBA yıldızları, kimliklerini ortaya koydu. Fowles, F.Bahçe boyalı alan savunmasını da çökerterek, içeriden vurdu. G.Saray'ı skorda sırtladı. Prince, Taurasi, Fowles ile sayı rekabetine girişti! Kazanan, Aslan oldu.
Aslan kupayı, Kanarya'nın elinden, 44-27 ile 17 ribaunt fark atarak, kopara kopara kaptı. Daha çok ribaunt, daha çok hücum imkanı demek. O imkanı da, ikinci yarıda sayı olup yağan Fowles, Taurasi ve Prince ile sağladılar. Şahane bir galibiyetle, kupayı hak ettiler! Bravo!