6 Ekim 2024, Pazar
spot_img
Ana SayfaDİĞERARŞİVKızılderili hikayesi gibi

Kızılderili hikayesi gibi

 Kızılderililer yeni reisini seçer.

Bu kez başlarında genç ve yenilikçi; totem yerine bilim ile modernizmi benimseyen bir lider vardır.

Yaz ayları bitmiş; kabile kış hazırlıklarına başlamıştır…

Tabii ki kışın nasıl geçeceği konusunda kabile reisin ağzının içine bakmaktadır.

Toplanıp giderler ve sorarlar; ‘Bu kış nasıl olacak’ diye…

Reisin ilk sınavıdır bu… Halkına da yanlış şey söylemek istememektedir.

‘Size birkaç gün içinde haber vereceğim ama siz zorlu bir kışa hazır olun’ der genç reis…

Ardından meterolojinin yolunu tutar… Gider, sorar; ‘Bu kış nasıl geçecek’ diye…

Yanıt, ‘Bu kış çok sert geçecek’ şeklinde olur…

Bunun üzerine reis kabileye dönerek kışın çok çetin geçeceği konusunda kabileyi uyarır.

Rahat duramayan reis bir kez daha meteoroloji istasyonuna başvurur…

‘Önümüzdeki kış nasıl olacak’ diye…

Yanıt daha da kesindir; ‘Bizleri çok sert bir kış bekliyor’ olur.

Bunun üzerine reis kabileye ormanda ne kadar ağaç varsa kesip odun yapmalarını emreder…

Tekrardan meteorolojiye uzanır ve sorar; ‘Bu kış nasıl geçecek’ der… Yanıt kesinlikle yüzyılın en soğuk kışı yaşanacak der memur… Reis artık dayanamaz ve ‘Nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz’ der…

Memur da ‘Çünkü kızılderililer müthiş bir kış hazırlığı yapıyor’ der…

İşte bizim hazırlığımız da aynen öyle… 2010 Dünya Şampiyonası var; bizim ellerde oynanacak. Ama biz nasıl hazırlanıyoruz? Sıradan bir bakış açısıyla… Sorunlar yumağında yuvarlanarak… Üstelik çok uzun bir aradan sonra ruhsuz! Hem de bu ruh denen duygunun her alanda en güçlü temsilcisi olmamıza rağmen… Şimdi ise o ligde kümede kalmaya oynuyoruz.

Konu milli takımsa gerisinin ne olduğunu bilmeyen yok! O bizim takımımız, bu bizim şampiyonamız. Ev sahibi biziz… Misafir değil! Coşmamız lazım. Oyuncuların her maçında salgıladıkları laktik asit tavan olması lazım… Fakat bizim nabzımız neredeyse atmıyor!

Kritik bir dönem… Eğer dünyanın dört bir yanından gelen oyuncular kırmızı-beyazı giymişse herkesin elinde kağıtları sayısız koz olsa bile masaya atmalı ve oradan kalkmalı… Başarısızlık halinde sinsi sinsi gülmemeli… Fakat bu cepheler bunları yaparken bir federasyon başkanı çıkıp son derece klişe, sıradan ve demode spotları çanak röportajlara yanıt olarak vermemeli. Polemik yaratmamalı… Medyada federasyon ve milli takım aleyhine yapılan eleştirilerin neredeyse 9'undan 10'u doğru. Görmesi gereken kişiler ise böylesine saçmalarsa bir adım ileri gidilmez…

Kısa bir süreliğine tatile çıkacağım… Bavulumu topladığım sırada milli takımdan en ufak bir umudum yok ancak gideceğim maçlarda, televizyondan izlediğim karşılaşmalardaki heyecanımda en ufak bir azalma… İşte bu süre içinde milli takımımın iyi olacağını istemeyi isteyeceğim… Hazırlıkların yukarıdaki kızılderili hikayesi gibi karambol değil de tamamen akılla yapılmasını arzulayacağım…

BENZER HABERLER

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Reklam -spot_img

Son Haberler