İspanya'nın ilk maçta Almanya’yı yenerek, galibiyetsiz bırakması Fransa maçını daha da önemli hale getirmişti.
Fransa ile yakın ve uzak tarihimize baktığımızda reçete; “Horozların peşinden koşmamak, onlarınhızlı ritmine kendini kaptırmamaktı.” Maç başında bunu iyi uygulamaya başlayarak, yedi top kaybıyapmamıza rağmen, birazda onların kötü günlerinde olmasından yararlanarak, ilk çeyreği 2 sayı önde (14-12) kapamayı başarırken maçın çözümünü bulduk görünümündeydik.
Horoza canı biz verdik
Bu turnuvada maç başı 24 sayı ortalamayla oynayan atletler karmasının en basketbolcuya benzeradamı Tony Parker’ı faullerimizi yükseltme adına beş sayı da tuttuğumuz ikinci çeyrekte koçumuzanlamsız ve gereksiz şekilde takımı kısaltmasa, Fransızlara ribaunt (24-14) ve ikinci top kullanmafırsatı da vermeyecek ve maçı bu noktada koparıp gidecektik.
Felaket ‘geliyorum’ dedi
İkinci yarıda San Antonio’nun yıldızı Tony Parker (20 sayı, 5 asist) Fransızlar adına sazı alarak hücumlarını işler hale getirerek kişisel skorunu yükseltmek yanı sıra, iç adamlarını devreye sokmaya başlayarak momentumu lehlerine çevirdi. Tony Parker, bizim konsantrasyonumuzuüzerine toplayarak kötü günlerinde olan uzunlarını pozisyona soktu. Tek başına oyunu toparlayanParker’a karşı giren-çıkan bütün oyun kurucularımız maalesef dün akşam “oyun bozucu” oldular.
Geç uyandık
Maçtaki en akıllı hareketimiz sayı üretmekte sıkıntı yaşayan Horozlar karşısında alan savunmasına geçmekti. Ama geç kaldık ve buradan sağladığımız hücum toplarını bozuk para gibi harcadık. Sonçeyreğe 57-44 mağlup girince kaptan Hidayet, kendi başına takımı kurtarmaya soyunduysa dayeterli olamadı. Son saniyelerde elimizde beş saniye olarak patlayan top kötü kaderimizin son perdesini üzerimize örttü. Oyun kurucularımızın peşpeşe inanılmaz hatalarıyla ayağımıza gelenkısmeti teptik.
