GERÇEK hayatta mucize pek olmuyor. Spor bu yüzden bizi başka alemlere taşıyıp hayâllerimize hitap ediyor ya. Nadir oluyor dün son saniyede Shipp’in attığı gibi mucizevi atışlar. Ama olduğunda önemli izler bırakıyor. O şut sihirli bir an olarak anılarda özel bir yer aldı ve yıllarca hatırlanacak. Ama asıl gerçeküstü olan o şut değildi dün? G.Saray’ın 40 dakika boyunca gösterdiği karakterdi. Öyle bir atmosferde, 3-1’e gelmiş seride öyle bir ilkelere bağlılık ve dik duruş sergiledi ki Aslan. Dün zihinsel dayanıklılıkta yeni bir üst limit belirledi G.Saray. Esas görkemli olan bu ortamda o kararlılığı gösterebilmek.
MAÇTA defalarca oyunu kırma şansı yakaladı F.Bahçe Ülker. Bu salondaki ilk iki maçta o fırsatlarda maçı kırıp farka gitmişlerdi. Dün ise kırılmayı reddetti sarı-kırmızılılar. O ünlü “3. çeyrek baskını”nda 5 dakikada 2 sayı atınca en temel silaha dönüp hücumu tamamen Andriç’in ikili oyunlarına yıktılar. Çeyrekteki 15 sayının 9’u Andriç’ten geldi. İşler sıkışınca basite indirgedi oyunu ve fırtınanın dinmesini bekledi.
SADECE İŞİNE BAKTI
MAÇ boyu çok daha organize olmanın sonucu bu skor. 19 asiste, 9 asist zaten iki takım arasındaki organizasyon farkını anlatıyor. Kaçan 11 serbest atışa, rakibin iki katı (8-16) top kaybına, en skorer iki isim Shumpert ve Johnson toplam 6 sayı atmasına karşın ayakta kalmanın başka yolu olamaz zaten. Her hücumu bilerek oynamak, rakibin her acele ettiği topta ekstra bir kazanç getiriyor. Şu ana kadar daha güçlü olduğunu 4 maçta ispatlamış bir rakibe karşı böyle oynayabilmek. Asıl mucize bu.
F.BAHÇE için ise yaratılan atmosfer bir hayli ters tepti. Bu konuda aslında teknik ve idari ekip çok net uyarılar yapmıştı ama elbette bunun oyuncular tarafından algılanması kolay olmuyor. Dün F.Bahçe “bir an evvel kazanmak” için acele ettikçe hata yaptı, şampiyonluk kutlamaları için gelinlik gibi süslenmiş Sinan Erdem’i bayram yerine çevirmek için sabırsızlandıkça eller titredi. Bu salondaki ilk iki maçta %48 üçlük atan takım dün 6/26’da kaldı. G.Saray ise tepede kutlama için asılan yüzlerce balona değil sadece işine baktı..
***
1 hücumda iki hata
BUGÜN herkesin aklında Shipp’in son saniyede yoktan var ettiği basket var ama bir önceki hücuma da bir bakmak gerek. Bitime 48 saniye kala Evren 1/2 serbest atış kullanınca F.Bahçe 1 sayı önde kaldı ve mola aldı. Ancak o molada ne konuşulduysa sahadaki yansıması felâket ötesi oldu. Sarı-lacivertlilerin hiçbir şey üretememesi bir tarafa esas taktik felaket en temel saat kullanımını bile yapamayıp 24 saniyeyi sonuna kadar oynamasıydı F.Bahçe’nin.
DAHA erken şut atsalar, yani 2’ye 1 oynasalar son top kendilerine kalacaktı ama top G.Saray’a geçtiğinde 24 saniye yani tek hücum kalmıştı. F.Bahçe hem hücum edemedi hem de saati kullanamadığı için kendisine kalacak son topu da fiilen kaybetti.